13. Bölüm ~ Yüzsüz ~

244 34 47
                                    

"Zamanın kime dost kime düşman olacağı bilinmez."

~ Shakespeare

*

29 Eylül, 1937

Puslu Londra sabahı Wool Yetimhanesinin karanlık holünde, koyu saçlı, yanık tenli iki karı koca sabırsızca müdireyi beklemekteydi. Ikisi de fazla konuşmuyordu. Ayak uçlarının kapıya yakın duruş şeklinden ve yüzlerindeki memnuniyetsiz ifadeden ilk bakışta oradan kaçmak icin can attıklarını söyleyebilirdi Mrs Cole.

Mrs Cole Wool Yetimhanesinde 10 yılı aşkın bir süredir görev yapıyordu. Sıska, bezgin görünüşlü, keskin yüz hatlarına sahip olan bir kadındı. Cocukları pek sevmezdi ama yapabileceği başka iş de yoktu. Cift, merdivenlerden indiğini fark edince ayağa kalktılar.

"Siz Mrs Cole olmalısınız." kadın onu selamladı. Kocası da onun gibi orta yaşlarındaydı.

"Evet. Siz de Mr ve Mrs Silverson olmalısınız." dedi Mrs Cole kadının elini sıkarken. Kocası elini sıkmaya yeltenmedi. Sadece başını hafifçe salladı. Oraya zorla mı getirilmişti? Bu ne sogukluk... "Benimle özel olarak konuşmak istediğiniz söylendi. Nasıl yardım edebilirim?"

"Ee, bizim uzun zamandır çocuğumuz olmuyor ve hayatımızda yeni bir neşe olsun istiyoruz." dedi Mrs Silverson. "Degil mi hayatım?"

Aksi bakışlı kocası "Öyle." dedi.

Başka bir sey için gelmiş olamazlardı zaten. Böyle süslü cümleler kurmak gereksizdi. Kim hayatında neşe istediği için cocuk sahiplenmek isterdi ki? Çocuklar baş belasıydı. "Tercih ettiğiniz bir yaş aralığı var mı?"

"Aslında," Mrs Silverson nun bakışları sevecenliğini yitirdi. "Özel olarak tanışmak istediğimiz bir çocuk var... Annesi 11 yıl önce bu yetimhanede doğum yaptı. Kendisi eskiden arkadaşımdı, birlikte okula giderdik. Ben Londra dan taşınınca görüşmeyi kesmek zorunda kaldık. Her gün mektup yazardı bana. 11 yıl önce mektup göndermeyi bırakmıştı. Londra ya dönünce öldüğünü öğrendim ve yıkıldım. Çocugun bu yetimhanede kaldıgı söylendi. Eger zavallı Merope nin oğlunu yanımıza alırsak gözü arkada kalmaz diye düşündük."

"Tarifinize uygun biri 11 yıl önce dogum yaptı ama..." Mrs Cole dalgınca ensesini kaşıdı. "Çocugun ismi ne?"

"Tom." dedi Mrs Silverson. "Tom Riddle."

Mrs Cole ün gözleri kocaman oldu. "Ah, evet! Şimdi hatırladım. O çocuğu çok iyi hatırlıyorum. Ne baş belasıydı ama... Onun yüzünden neredeyse yetimhaneyi kapatacaklardı. Küçük baş belası, yani sey- öksürdü- kusura bakmayın... Arkadaşınızın çocuğu hakkında bu şekilde konuşmak istemezdim ama geçmişte bize verdiği zararı hala ödüyoruz."

"Ne oldu?" Mr Riddle. Ilk kez konu ilgisini cekmiş gibiydi.

"Tom Riddle beş yaşındayken göle geziye gitmiştik. Tüm çocuklar göl kenarinda eğlenirken Tom ortadan kayboldu. Her yerde onu aradık ancak bulamadık. Hava kararınca bütün cocukları yetimhaneye geri götürdük. Bir de ne görelim, yetimhanenin ikinci katı yanıyor. Alevler içinden de Tom çıktı. Neyseki mucizevi bir şekilde ertesi gün evlat edinildi de kurtulduk."

"Ne? Tom burada değil mi?" Mrs Silverson şaşırdı. "Ama nasıl olur... Onu kim evlat edindi?"

O cocuk her zaman sorunlu olmuştu. Yangından hemen sonra evlat edinilmesi ise kafa karıştırıcıydı. Şimdi de bu insanlar onu soruyordu. "Neden soruyorsunuz? Tanıdıgı mı oluyorsunuz?"

"Tom un nasıl bir evde büyüdüğünü, durumunun iyi olup olmadığını merak ediyoruz." dedi Mrs Silverson.

"Ha, evet. Öyledir herhalde. Hayır sever bir adam onu evlat edindi. Yangın masraflarını da ödedi üstelik. Tom icin endiselenmenize gerek yok." dedi Mrs Cole.

FACELESS • ~Harry Potter~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin