"Savaştan kaçmak yoktur. Sadece duşmana karşı avantaj sağlayana kadar ertelenir...
~Machiavelli
*
"...Hormonlar başına vurmuş desene." Sirius Üç Süpürge nin kapısını ittirirken alay etti. Hemen arkasından takip eden gözlüklü arkadaşı onunla aynı fikirde değildi.
"Dalga geçme Patiatak. Ben çok ciddiyim. Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama bir süre Lily den uzak kalmaya ihtiyacım var."
"Merlin adına. Sen ciddisin." Sirius gülmeyi bıraktı. Böyle bir cümleyi arkadaşının ağzından duyacağı hiç aklına gelmezdi. Az önce boşalan kösedeki iki kisilik masaya otururken bardaki cadıya elini sallayip iki ateş viskisi istedi. Boşta kalan eliyle James in alnını tuttu.
"Ne yapıyorsun Sirius?"
"Ateşin var mı onu kontrol ediyorum."
James huysuzca elini üzerinden itti. "Saçmalama, bir şeyim yok. Sadece..." derin bir iç çekti. "Lily son zamanlarda çok dengesiz ve alıngan davranıyor. Onu ağlarken görmeye dayanamıyorum. Daha fazla kalbini kırmak istemediğim için uzak kalmak ikimize de iyi gelir diyorum." bu yüzden Sirius dışarı çıkmayı teklif ettiğinde her zamanki gibi reddetmek yerine kabul etmişti. Zaten Lily de bir gülümsemeyle onu evden uğurlarken bunu arzuluyor gibiydi.
"Eskiden de tartışmaz mıydınız? Bu sizin olayınız."
"Bu sefer farklı. Evin dağınıklığından, yemeklerin kokusundan şikayet edip duruyor. Koltuk 3 santim yana kaydıysa kime ne? Bunun gibi saçma bir sürü şey var. Mesela dün muggle marketinde alışveriş yapıyorduk. Bana benzeyen bir ölüm yiyenle karşılaşmış olmasına ragmen beni çağırmak yerine peşinden gitmeye kalkmış. En kötü kısmı hareket bile edemiyor olması!" dedi James kızgınca. "Ona bunu söyleyince kavga ettik cunku ben cocugumun annesini sorumsuz ve düşüncesiz olmakla suçlamışım (!) Sadece hayatı için endişe-"
"Dur biraz, dur, ortada seni taklit eden bir ölüm yiyen var ve sen bunu lanet olası koltuğun yerini değiştirmekle eş değer bir problem olarak mı görüyorsun?" dedi Sirius dehşet içinde. Elini yeniden James in alnına koyunca koluna vurdu.
"Kes şunu Sirius."
"Asıl sen kes şu ergenlik kokan sızlanmaları." dedi mavi gözlü adam kızgınca. "Doğru düzgün anlat şunu."
James markette neler olduğunu baştan sona kısaca özetledi. "....Lily ısrarla onun ölüm yiyen olmadıgını iddia ediyor. Çünkü korkup kaçmış. Elbette kaçacaktı, benim orada olduğumu anlamıştır herhalde."
"Belki de sadece sana benziyordur." Böyle söylemişti çünkü cadı ateşviskilerini masaya bırakmıştı. "Teşekkürler Rosmerta."
"Önemli değil. Siz ikinizi birlikte içerken görmeyeli aylar oluyor." dedi sarışın cadı. "Karın nasıl Potter? Hamilelik nasıl gidiyor?"
Rosmerta Lily nin hamile olduğunu biliyordu çünkü Hogsmeade de haber vermediği kimse kalmamıştı. James o gün mutluluktan ne yaptığını çok iyi hatırlamıyordu aslında.
"Iyi." dedi James. Çok ayrıntı verebileceğini sanmıyordu. "Sanırım..."
son kısmı daha çok kendisi için söylemişti."Karını evde yalnız bırakmamışsındır umarım."
"Hayır, Remus yanında." James Lily i evde yalnız bıraktığını hayal bile edemiyordu. Fiziksel olarak zorlanması bir yana, ölüm yiyenler etrafta cirit atarken asla onu yalnız bırakmazdı.
"Dediğine göre farklı yüzler görmeye ihtiyacımız varmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FACELESS • ~Harry Potter~
FanfictionGece ateşte kavrulurken, Ay güneşe kavuştuğunda, Kedi ve fare oyunu dönecek tersine, Yüzsüz ondan çalınanı geri almak için, Üçüncü kez dönecek evine. Karanlık Lord, kolla kendini. * Tarih 2 Mayıs 1998. Kalenin soğuk duvarları arasından kan ve gö...