Bölüm 5

58 14 0
                                    

Bu kötüydü. Çok kötüydü. Arthur af dilemek istiyordu. Merlin'e vurmayı asla istemedi, bu sadece bir refleksti. Ancak onların sorunu Arthur'un kazara Merlin'e vurmasından daha da ciddiydi. Arthur, Merlin'in acısını hissetmişti. Bunun tek bir açıklaması olabilirdi ama Arthur bunu kabul etmek istemiyordu. İnkar etmek istedi. 

Eğitimler Arthur yüzünden sona erdi, tüm şövalyeler şimdi onlara, özellikle de Arthur'a suçlayıcı gözlerle bakıyorlardı. Arthur onlara bu yüzden kızamazdı, kendisi de kendini suçluyordu. Ancak Gwaine elini Arthur'un omzuna koydu ve şövalyelere öfkeyle baktı. Görünüşe göre Arthur'un bunu yapmak istemediğini bilen tek kişi oydu. 

"Git hadi, yüzünü Gaius'a göstermelisin, Merlin. Kötü görünüyor." 

Arthur ağlamak istiyordu. Yanağı da kaşınıyordu, bu yüzden Merlin'in acısının ne kadar kötü olduğunu hissedebiliyordu. Parmaklarındaki yüzükler çok acıtmış olmalıydı. 

Merlin gülümsedi ama sahte olduğu fazlaca belliydi. 

"Gideceğim." yürümeye başladığında Arthur da onu takip etmeye başladı. 

"Gelmene gerek yok, Arthur. Zaten yeterince şey yapmadın mı?" Aman tanrım, Merlin'in sesi buz gibiydi, Arthur gerçekten de ağlamak istiyordu. 

"Sana ve Gaius'a bir şey sorman gerekiyor. Ama burada olmaz."

Gaius'un odasına gittiler. 

"Size nasıl yardımcı olabi- Merlin, yüzüne ne oldu?" diye endişeyle sordu Gaius. 

"benim hatam. Ona vurdum. Kazara." Arthur sessizce mırıldandı. Doktorun gözleri büyüdü ama hiçbir şey söylemedi ve Merlin'in yüzünü tedavi etmeye başladı. 

"Merlin'in ne zamandan beri sihre sahip?"

Arthur bir anda ağzından kaçırdı.  Bu kadar açık sözlü olmak kendisinin de beklediği veya istediği bir şey değildi ama çaresizce cevaplara ihtiyacı vardı.

"Değilim!" 

"O Değil!" 

"Ah, hadi ama Gaius. Bu konuda yalan söyleyemeyeceğini herkesten çok sen biliyorsun. Acıyı hissedebiliyorum." 

Gaius bunu fark ettiğinde şok olmuş bir şekilde ona baktı ama Merlin onu hiç anlamadı. 

"Ne demek acıyı hissedebiliyorsun?"

Arthur yorgundu. Kendini bir sır olarak saklamaktan o kadar yorulmuştu ki, espri yapmadan güldü. 

"Çünkü benim de lanet olası bir sihrim var. İronik, değil mi? Ben ya da babam büyüyü kullanan insanlara zarar verdiğimizde acı çekiyorum. Ne zaman bir büyücü benim yüzümden ölse günlerce yataktan çıkamıyorum. Tüm insanlara sadece hasta hissettiğim konusunda yalan söylüyorum ama mesele bu değil. Bütün acıyı hissediyorum çünkü babam büyüyü kullanabilen insanlara işkence etmekten fazla zevk alıyor."

Merlin, Arthur'a bakmayı hiç bırakmadı. Gözleri yaşlıydı. Arthur durmayı diledi, gözlerindeki nezaketi hak etmiyordu. 

"Arthur ben-"

"Özür dilerim, Merlin. Ben çok üzgünüm. Sana vurmak istemedim. Ben sadece bazen-" 

Titreyerek nefes aldı. Gaius, Arthur'un Merlin'e ne söylemek istediğini biliyordu. Sonuçta prensin yaralarını tedavi eden oydu. Arthur'a endişeli ve şefkatli gözlerle bakıyordu. Babası ona hiç öyle bakmamıştı. 

"Oğlum, sakin ol. Merlin seni asla yargılamayacaktır. Sadece bir nefes al." 

"Ne demek istiyorsun, Gaius, neler olu-"

"Babam beni dövüyor." 

Oluşan sessizlik o kadar gürültülüydü ki. Arthur, Merlin'in gözlerine bakmaya cesaret bile edemiyordu, yalnızca titreyen ellerini görebiliyordu. Bir nefes aldı ve kendini devam etmeye zorladı. 

"Bana her zaman hakaret ettiğini biliyorsun ama keşke sadece bu kadar olsaydı. Bir kırbaçla cezalandırmayı, zindanlara atmayı seviyor. Sanırım büyüye sahip olmam onu çok rahatsız ediyor ama ben büyümü asla kullanmıyorum. Buna rağmen benden nefret ediyor. Aylar önce beni o kadar kötü dövdü ki yere yığıldım. Gwaine beni yerde yatarken buldu. Babam beni incitmeyi seviyor, Merlin, o yüzden ben sadece... Beklenmedik dokunuşlardan korkmadan duramıyorum, çok üzgünüm, ben-" 

"Onu öldüreceğim." Bazı şişeler aniden patladı. Ve sanki yer sallanıyormuş gibi hissediyordu. Arthur, Merlin'e bakmak için döndüğünde uşağını transa girmiş bir halde dururken gördü. Gözlerinin rengi altın rengindeydi ve elleri titriyordu. Korkunçtu ama yine de çok güzeldi, diye karar verdi Arthur kendi kendine bulanık bir ifadeyle. 

"Merlin dur! Odam çökmeden önce sihrini kontrol etmelisin." Gaius'un bağırmasıyla Merlin kendini biraz topladı. Gözleri normal rengine dönerken Merlin, Arthur'un ellerini tuttu. Elleri sıcaktı. 

"Çok üzgünüm, Arthur. Bir şeylerin ters gittiğini bilmeliydim. Seni korumalıydım. Sana söz veriyorum, sana zarar vermesine asla izin vermeyeceğim."


Enchanted To Meet You /MerthurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin