2 Hafta Sonra
"Ne?!"
Öfkeli sesi tüm otoparkta yankılanmıştı, bu umrunda değildi ve tek düşünebildiği şey telefonunda duyduğu sözcüklerdi.
"Evet." diyordu. "Terapiye gidip tedavi olacaksın Minho, nokta."
Minho alay edercesine güldü. "Ne o? Bir anda kıymete mi bindim?"
"Sen benim oğlumsun..."
"Tamam, bu kadar yeter." dedi sözünü keserek. "Her ne sikim için oraya gitmemi istiyorsun bilmiyorum ama... tamam, gideceğim."
Terapiye ihtiyacının olmadığını düşünüyordu. O bir bağımlı değildi. Hayır. O kesinlikle bir bağımlıydı.
"Senin için bir okul bile buldum." dedi annesi.
"Ne? Bu yaşıma kadar doğru dürüst okula gitmedim ben, ne saçmalıyorsun?"
"Minho!" diye uyardı. "Ben senin annenim. Benimle düzgün konuş!"
"Evet, evet. Tabi canım." dedi kinayeli bir sesle. "11 yaşımdayken kapının önüne attın, aradan 4 yıl geçti hala beni eve almıyorsun sadece arıyor, para veriyorsun -son iki yıl para vermeye başladın- ve evet sen bir annesin." artık bağırıyordu ve otoparkta volta atıyordu.
"Tamam iyi bir anne değilim ama o okula gideceksin, o terapiyi alıp o şeyleri içmeyi bırakacak ve normal bir hayata sahip olacaksın."
"Sen bunları yaptıktan sonra normal bir hayatım olmasını mı bekliyorsun?! Sen ciddi misin? İki yıl boyunca sokaktaydım ben!"
"Seni aradığımı biliyorsun." diye savunmaya geçti.
"Sadece altı sokak ötede çöplük içinde yaşıyordum! İki yol boyunca altı sokak ötendeki aptal bir çocuğu bulamadın mı?" gözleri dolmuştu ve sesi çatallaşmıştı. Veda bile etmeden telefonu kapadı ve cebine attı.Terapi için ilk seansa giderken kendisini bir aptal gibi hissediyordu. Çaresiz ve yardıma muhtaç bir aptal gibi.
Odanın içine dizilmiş sandalyelerden birine geçti ve kollarını göğüsünde birleştirdi.
"Herkese merhaba." dedi sevecen bir ses. "Bugün herkesin teker teker kendini tanıtması ve tanışması için sohbet edeceğiz."
Minho şimdiden deli gibi sıkışmıştı. Bu aptalca sohbet hiçbir işe yaramayacak, zamanını alacaktı.
Bir süre kulaklarını dışarıdaki seslere kapadı ve boş boş yeni cilalanmış zemine baktı.
"Lee Minho?"
Elini hafifçe kaldırdı.
"Bize kendinden bahset." kadın hala sevecen bir sese sahipti. Minho neredeyse gözlerini devirecekti.
"Ee... Ben Minho, 15 yaşındayım, ve... ve bu kadar."
"15 haa?"
"Evet."
"Uyuşturucuya nasıl başladın, Minhocuğum?"
Minhocuğum?
"Bu kişisel bir soru." diye yanıtladı. Kadının suratındaki gülüş bir saniyeliğine yok oldu.
"Elbette, elbette. Ancak işte tam da bu yüzden buradayız. Bize anlatman için."
"Bunun bir yararı olmayacağına eminim."
"Peki." dedi kadın. Ardından başka birine yöneldi ve onunla konuşmaya başladı.Seans bitmiş herkes çıkıyordu.
"Minho, seninle konuşabilir miyim?" diye sordu kadın. Minho içten içe lanet okuyordu. Kadının ofisine girerken kapıdaki yazıyı okudu.
"Bayan Seuon"
Seuon'un işaret ettiği koltuğa oturdu ve gözlerini onun gözlerine dikti.
"Neden içine kapanık davranıyorsun?" yine o sahte gülüşünü takınarak Minho'ya baktı.
"Normal davranıyorum."
"Tamam..." ellerini birbirine kenetledi. "Benimle konuşabilirsin. Kimseye anlatmayacağım. Burada konuşulan burada kalır."
"Ancak buraya benden başkaları da geliyor, yanılıyor muyum?" başını yana eğerken hafifçe sırıttı.
Seuon derin bir iç çekti. "Neden günlük tutmuyorsun. Kimsenin okumayacağı bir günlük."
Bu konuşmaktan daha kolaydı.
"Buna ihtiyacım yok."
"Elbette var." dedi azarlar gibi, hala gülümsüyor olmasına rağmen siniri bozulduğu açıkça belliydi.
"Herkesin buna ihtiyacı var, Minho. Bunu kendin için denemelisin."
Bu düşünce her ne kadar istemese de hoşuna gitmişti. Günlük tutar ve böylece geçmişi hatırlayarak eskiden yaşadığı kötü şeylerle olduğu güne şükür ederdi.
Kadın ona bir defter uzattı. Deri cildi koyu kahverengine sahipti. Minho günlüğü aldı ve parmaklarını derinin üzerinde gezdirdi.
"Kimse okumayacak Minho. Sadece senin olacak ve istediğini yazacaksın."
"Teşekkür ederim." dedi utanarak. Günlük tutmak saçma olduğu kadar eğlenceli de olabilirdi.
Minho, terapiden çıktı ve doğruca annesinin onun için satın aldığı dairesine doğru ilerledi. Annesi zengin biriydi ve ona parasıyla annelik yapıyordu, Minho bundan nefret etse bile onun parasına muhtaçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Lonely Cat | Minsung
RomanceÖlü Kedi'nin Minho'nun bakış açısından anlatıldığı bu seferde işler göründüğünden çok daha değişiktir. İlk olarak Ölü Kedi'nin okunmasını tavsiye ederim. İlk bunu okursanız diğer kitaptan spoiler almış olursunuz. ⚠️