8. Bölüm

641 40 5
                                    

Aşkta ufak çaplı bir cehennem değil midir aslında?

-Oercvnm

-Oercvnm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

20.11.2019

Kuzey bahçede oturmuş, eğitim gören askerleri izliyordu. Bugün tamı tamına 24 yaşına girmişti. Gözlerini kapattı. Çok hafif esen rüzgara bıraktı kendini. Daha sonra rüzgar durdu.

Arkasında ayak sesleri duydu. Ne arkasına döndü, ne de gözlerini açtı. Gelen kişinin kim olduğunu adı kadar iyi biliyordu çünkü. Gözleri kapandı ilk önce. Kuzey’in yüzünü derin bir gülümseme kapladı. Gözlerini kapatmaya çalışan bu küçük beden onu güldürmüştü.

İlk sağ, sonra sol yanağında dudaklar hissetti. Gözleri açıldığında görüş açısına giren ilk önce sarı örgüler olmuştu. Sarı örgüler, yeşil gözler, soğuktan kızarmış, çilli yanaklar...

"İyi ki doğdun!" Deniz kendini hemen Kuzey’in yanına atmıştı. Kuzey ise Deniz’in elinde tuttuğu küçük keke bakıyordu. Kekin üzerinde tek bir mum vardı. "Askeriye şartlarında bu kadar oluyor..." Deniz güldü, Kuzey onun gülüşüne bitti...

"E hadi üfle!" Kuzey tam üfleyecek iken kız onu durdurdu. "Ay dur, dilek dile önce." Kuzey durdu. Aslında doğum günleri onun için pekte önemli değildi. Ama deniz böyle şeylere çok önem verirdi.

‘Dileklerin en güzelinin hep yanımda kalmasını istiyorum.’

Fakat bu dileği gerçekleşmedi. O günden sonra ise bir daha asla dilek dilememişti. Çünkü dilekler ona göre lanetli birer sözden farksızdı.

~

"Artık bir işim yok." Mutfakta Kuzey’in verdiği yemek kitabında ki tariflere bakarak yemek yapıyordum. İçeriden gelen sesle donup kaldım. 

Kuzey evde ki malzemelerin eksik olduğunu söyleyip çıkmıştı. Geri döndüğünde ise elinde ne bir poşet ne de başka bir şey vardı. "Nasıl yani? Markete gidecektin... Neden bunlar...?" Askeri kıyafetleri ima etmiştim.

"İznim bitiyordu. Göreve gidecektim. İyiydim. Delirttiler beni Pınar. Benim yapamayacağımı, Yamaç’ın gitmesi gerektiğini söylediler," Gözlerinin dolduğunu gördüm. "İtiraz ettim," Kapının pervazında aşağı doğru çöktü. "Sanki bu anı bekliyorlarmış gibi beni görevden aldılar. Artık  asker değilim..." Gözlerini kapatmış öylece duruyordu.

Sessizce yanına doğru ilerledim. Ahsen böyle bir şeyin olacağı hakkında bana bir mesaj atmıştı zaten. Çünkü bazı deliller onunda suça karıştığını gösteriyordu. Ahsen bunun aramızda kalmasını söylemişti bana.

Yanına gittim. Sessizce kucağına yerleştim. Hiç bir şeye sahip değildi bu hayatta. Sahip olduğu tek şey üniformasıydı. Ya ben? Bana sahip miydi, yoksa sadece öylesine biri miydim onun için? 

Gri Asker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin