BÖLÜM 9

449 29 3
                                    


Hellüüü. Ben geldim bölüm geldi efendim. Beğenmeyi unutmayınız. Sizleri çok seviyore

Haydi bire Bismillah

Bölüm Müziği: İntro-Sickick

Tiksinti tüm evreni sarıp sarmalarken ben uzaktan izliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tiksinti tüm evreni sarıp sarmalarken ben uzaktan izliyordum. Tek bir adımımla bu cehenneme ortak olacak duygularımdan uzaklaşacaktım. Benim insani yanım yaşamama izin veren tarafımdı, benim umutlarım nefes alışverişimin sesiydi.

Elimde duran çeyiz bohçasına dalgın gözlerle bakarken aklıma annem düştü. Son anlarında sadece benimle ilgilenmek istemişti, hala büyükbabamın çeyizine koyduğu yorganı saklar benim üstüme örterek ikimize birlikte sarılıp koklardı. Kızlar annelerinin kaderini yaşarlardı, benim bohçalarımda anneminkiler gibi bana mezar olacaktı hissediyordum.

"Elindeki makyaj malzemelerinin yarısını şu çantaya at. Sen kim, makyaj yapmak kim?" diye tiksinerek baktı Zelal. Yedirecektim bu makyaj eşyalarını ona en sonunda. Dediğini yaparak bohçanın içindeki marka eşyaların yarısını başka çantaya koydum. "Kaynanan olacak kadın seni adam sanıp marka eşyalar almış, üzülüyorum ona da kadın aldıklarını sanıyorlar." Demişti bana bakmadan. Bir şey demeden bohçaları düzlemeye devam ettim. Ona sesimi çıkarmayacaktım şunun şurasında sabretmem gereken az bir vakit kalmıştı, bu vakti onunla kavga ederek heba edemezdim.

"Zelal Ana." Dedim istemsizce. Ana kelimesini kullanırken midem kalkmıştı. Umursamayarak "Ne var?" dedi.

"Asmin'i yanıma alabilir miyim arada oraya gidince?"

"Neden alacakmışsın evi mi yok kızın? Hayır, tabii ki."

"Ama ben onu özlerim." Dediğimde artık daha fazla dayanamayarak yerden kalktı ve ellerini beline koyarak bana doğru eğildi. Kendisinin benden üstün olduğunu belli etmek için yapmıştı bunu. "Sen çok oluyorsun artık kendine gel. Senden kurtulmak için evlendiriyoruz, Asmin'i almak istiyorsun bizden. Senin gibi yetiştirmek isteyeceğimizi mi sanıyorsun onu sen? Hadsiz, sen kimsin? Kendini ne sanıyorsun sen." Bağırışı kulaklarımı acıtırken dudaklarım titrese de kendimi tuttum. Bana ettiği laflar canımı yakmamalıydı, onun gibi bir kadının bana laf etme hakkı yoktu. Tutmalıydım kendimi.

"Ben almak istediğimi söylemedim arada bende kalsın dedim sadece."

Dediklerime kahkahalarla güldü. Sanki komik bir şey demişim gibi sadece güldü. "Kız iyi güldürdün beni ha! Helal olsun sana. Biz seni veriyoruz tatlım toptan veriyoruz, artık sen yoksun bizim için bir daha seni görmeyeceğiz. İster kuma git, ister aldatıl, istersen de öl. Bu evden çıktıktan sonra ne sen bizi ne de biz seni bir daha görmeyeceğiz. Kızı da unut son günlerinin tadını çıkar." Diyerek tekrar güldü ve ayağının altında duran bohçalardan birine tekme atarak dağıttı. "Topla şurayı da aşağı in sonra bahçede seni bekleyen bir kız varmış Çağan'ın kuzeni mi neymiş onun yanına in. Sakın aile hayatımız hakkında da bir şey anlatma öldürürüm seni." Diyerek kapıdan çıkıp gitti. Ben varlıksızdım, kimsesizdim bunu her geçen gün daha da hissediyordum. Dağıttı bohçaları toplayarak kapının yanına düzledim ve derin bir nefes alarak kapıdan çıktım. Hafif sert esen rüzgâr saçlarımı uçurduğu için merdiven basamağında beni bekleyen kızı görememiştim. Elimle saçlarımı düzeltip tekrar baktım. Merdivenin basamağında Zelal ile konuşan kadın Dilara'ydı. Operasyon başlıyordu. Zelal'le konuşan Dilara beni görünce sahte bir gülümsemeyle baktı bana. Üstünde dizinin bir karış atında biten bir etek ve hırka vardı. Saçlarını örmüştü tıpkı bizim törenin kadınlarına benziyordu.

ÖZGÜRLÜĞÜN KÜLLERİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin