Vücuduma değen ellerle sırtım yay gibi gerilirken kulaklarıma değer nefes tüylerimi diken diken ediyordu. Hayatımda ilk defa kendi isteğimle, özgürlüğümle yaptığım bir şeydi. İlk defa birey olduğumu hissediyordum, ilk defa yaşadığımı ve nefes aldığı...
Beğenmeyi unutmayalım, rica ediyorum. Yorum yapanlar elleriniz dert görmesin. Bölüm sonunda dedikoduya ne dersiniz? Bu arada lütfen takip eder misiniz beni aşklar? @madonnaninkutusu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🔥
Can acırdı, ruh titrer, kalp teklerdi. Zehir vücudumda yayılırken karşımda duran manzarayı yutkunarak seyrettim. Krem dış kapının eşiğinden içeri geçip uzun koridorun sağ tarafında kalan geniş salonun gri kanepelerine, Çağan'ın sol tarafına rahatsızca oturmuştum. Hakan bizi kapıda selamlayıp mutfağa gitmişti ve biz sarı saçlı, yeşil gözlü uzun zayıf kadınla yalnız kalmıştık. Kadın benden on santim kadar uzundu ve beni güzelliğiyle ona yirmiye katlardı. Dudağının sağ üstünde küçük bir ben vardı. Güzelliğine daha da bir albeni katmıştı. Siyah mini eteğiyle karşımızda oturmuş gülümseyerek bize bakıyordu.
"Ee, haberler ne Çağan?" demişti adını bilmediğim kız. Demek ki daha önceden tanışıyorlardı Çağanla. "Haberler sizde, bizde bir şeyler yok."
"Hakan gelsin başlarız." demişti kız, ardında sanırım sadece bana çirkin gelen gülümsemesiyle bana döndü. "Tanışamadık, ben Ela. Polisim, sizin soruşturmayla ilgileniyorum emniyet tarafından." Bir şey demeden kafamı sallayarak gözlerimi ondan çektim. Kıza aşırı sinir olmuştum. Evin içinde ne gerek vardı etek giyiyordu ki hem de bu kadar erkeğin içinde. Olacak iş değildi bizim aile asla böyle şeylere izin vermezdi.
"Sen biraz soğuksun anladığım kadarıyla." Gözlerimi keskin bir şekilde gözlerine çevirdiğimde gülümsemesi hafif solmuş gibi olsa da yine eski halini almıştı.
"Seninle ilgili bir şey değil, mizacım böyle." Hayır, onunla ilgiliydi.
"Evet, Hakan bahsetti zaten karakterinden az çok." O zaman ne soruyorsun bana böyle bir soru? Bir şey demeden bakışlarımı ayaklarımı indirdim bu sefer. Zamanım çoğu ayaklarıma bakmakla geçmişti ne garipti. Benim ayaklarımda siyah babet çorap vardı bir anda dikkatimi Ela'nın ayakları çekmişti. Ayağında birkaç santimden oluşan siyah topuklu ayakkabı vardı. Bir onun ayağına bir de benim ayağıma gidip geldi bakışlarım ve utanaraktan ayaklarımı birbirine sürterek görünürden uzaklaştırmaya çalıştım. Her şeyimle eksiktim sanki. Her şeyim eksikti sanki.
Adım sesleriyle kafamı kapıya kaldırdım. Gelen Hakan'dı elinde ufak bir tepsi ve tepsinin üstünde dört adet kupa vardı. Bu kupalar bizim evdekilere benzemiyorlardı daha moderndi, düz, kahve ve krem renklerinde büyük kupalardı. Ortada duran sehpanın üstüne kupaları koydu ve kahverengi olanı kendi eline alarak Ela'nın yanına oturdu. Aralarında birkaç santim vardı ve tenleri birbirlerine değmek üzereydi. Kafamı Çağan'a çevirdim ve birkaç saniye kimse görmeden kapalı gözlerle içimden sabır çektim. Sabır Allah'ım ya sabır.
