KESİT

2.1K 96 74
                                    


Başlama tarihi alabilir miyim?

Bir de sevdiğiniz bir emoji alayım efendim lütfen.

🧚🏻

Zihnim benimle oynarken önümde duran taşın üstünden zıplayarak hızımı kesmeden koşmaya devam ettim. Arkamdan gelen bağırışlara kulaklarımı kapatarak korkumu hatırlamamaya çalışıyordum. Kalbim ayaklarımdan daha hızlı atıyordu ve bu benim önümü görmemi daha da zorlaştırıyordu. Karanlık, izbe sokakların tekinde tahmini bir yol haritası kurmuştum kafamdan ve tek şansım hayal gücümün doğru çıkmasıydı. Kulaklarıma dolan ayak sesleri nefes alışımı zorlaştırırken 'Sakin ol, Zerya.' diye kendi kendime fısıldadım. O adamlara yakalanmayacaktım bu asla olmamalıydı.

"Seni elimize geçireceğiz pis sürtük boşuna kaçma bizden." Arkamdan gelen ses kalın ve gürdü. Aşağı yukarı kimin bağırdığını tahmin ediyordum ama dönüp bakamazdım. Sesimi duymamalılardı, yüzümü görmemelilerdi. Benim olduğumu bilmemelilerdi yoksa bugün yaşamımım son günü olurdu. "Kaçma ucube." Diye bağırmıştı arkamdan Kürtçe olarak.

Sessiz ve hızlıca sola dönerek kalabalık ve ışıklı sokağa sakin adımlarla ilerlemeye başladım. İnsanların olduğu yerde kovalamaca oynayamazlardı. Hızlı adımlarla önümdeki insan kalabalığını yararak tekrar sapa bir sokağa girerek koşmaya başladım. Arkama bakmak istesem de bakamazdım her an kafamdaki yazma açılırdı ve arkamdalarsa saçımla yüzümü görüp beni tanıyabilirlerdi bu olasılığı göz ardı edemezdim. Karanlık sokağın sonuna gelince tekrar diğer izbe sokağa daldığım sırada sokaktan ayak ve nefes sesleri yankılanmıştı, tahmin yürüterek buraya gireceğimi anlamışlardı ama ben sokağın sonundaydım ve beni göremiyorlardı.

"Lanet olsun nerede bu piç?" diye Kürtçe bağırıyordu biri.

"Sokağın sonuna ilerleyin durmak yok bulacağız o orospu çocuğunu!"

Adımlarımı hızlandırarak tekrar koşmaya başlayarak bu seferde dümdüz ilerliyordum hedefim olan yere uzaklığımı azaltmış olacaktım bu şekilde gidersem iki sokağın başına kadar koştuktan sonra tekrar arkamdan bağırma sesleri gelince bu sefer sokağa dalarak aşağı kalabalık caddeye tekrar inmek üzere koşmaya başladım. Nefes alışımda zorlansam da yalamak için birkaç dakika nefessiz kalmayı göze alacaktım. Ayaklarımda derman kalmayana kadar koştum ve artık adım atacak mecalim kalmadığı sırada ışıltılı, kalabalık cadde tekrar gözler önüne gelmişti. Yürüyerek insanların arasına karıştım ve ayaklarımı rahatlatmak için yavaş adımlarla ilerliyordum. İki dakika daha düz yürüyüp sağdaki bahçe kapısından içeri girdiğim zaman hayatım kurtulmuş olacaktı.

Kalabalıktaki insanları itekleyerek ilerlemem sinirlerini bozuyor olacak ki dönüp bakıp, homurdanarak önlerine dönüyorlardı. Onları umursamayarak koşar adımlarla ve insanları ezerek yolu bitirdiğim an sağdan dönerek bahçe kapısına ilerledim. Demirlerin üstünde kocaman 'SİVİL GİREMEZ! ASKERİ LOJMANDIR!' yazıyordu. Girecektim, bu kural şu anlık yoktu benim nezdimde. Araba girişi kapalıydı ama sivil giriş açık olan kapıdan koşarak girdim. Kapının yanında nöbet kulübesinde duran asker koştuğumu görünce peşimden koşmaya başlamıştı. Binanın açık kapısı fırsat bilerek hızla bedenimi içeriye attım ve arkamdan gelen askerin içeriye girmemesi için ağır demir kapıyı iterek camdan bana bakakalan askere baktım. Cebindeki silahı çıkarmış bana uzatmıştı.

"Bu yaptığın suç hemen aç şu kapıyı! Seni vurmak zorunda bırakma beni!" demesini umursamayarak merdivenlere döndüm ve hızla çıkmaya başladım. İkinci kata geldiğim sırada tüm binada alarm ötüyor, kapıların hepsi açılarak ellerinde silahlarla bana bakıyorlardı. Kimisi silahı bana uzatmış kimisi sadece bakıyordu. Kadın olmamdan kaynaklıydı bakmaları ve tabii ki açık olmasını beklediğim kapıda açılarak bana silahını uzatmış sinirle bakıyordu.

"Yüzünü göster ve ellerini havaya kaldır terörist!" diye bağırarak bakıyordu bana. Yaşamak için ona kaçmıştım ama o da beni öldürmekle tehdit ediyordu. Saçlarımı ve yüzümü kapatan yazmayı yavaşça indirdiğim sırada akmayı bekleyen gözyaşlarım artık yüzümü usulca ıslatıyordu. Bir saatte yaşadığım çok duygu oldu, acı, hüzün, nefret, korku, heyecan ama hiç güzel bir duygu olmamıştı şu ana kadar. Şu an güven duygusunu hissediyordum. Devletimin askerine duyduğum güven.

Yazmamı indirdiğim an bakışları yumuşayan yüzbaşı şaşkınlıkla elindeki tabancayı indirerek bana bir adım attı ve kafamı göğsüne bastırdı. "Güvendesin, sakin ol." Güvendeydim, biliyordum. Bu lojmanı gördüğüm ilk andan onun kapısına geldiğim ilk andan beri güvendeydim.

 Bu lojmanı gördüğüm ilk andan onun kapısına geldiğim ilk andan beri güvendeydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



🧚🏻

Selamlar, naber?

İlerleyen bölümlerden bir kesit paylaştım sizinle, umarım beğenirsiniz.

Bir haftadır bölüm yazıyorum. Diğer kitaplarım gibi kesik kesik olmasın diye. Fazla fazla bölüm olunca paylaşacağım sizlerle.

E, bir beğeniyi çok görme be ablam. Hemen o yıldıza bir bas be gülüm.

Seviliyorsunuz öpüldünüzz🤍

ÖZGÜRLÜĞÜN KÜLLERİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin