↯balkonda demirlere kolumu yaslamış bir şekilde gökyüzüne bakıyordum. yıldızlar bugüne inat parıldarken gözlerimi gökyüzünden çekip iki bina ötedeki apartmana baktım. sessizlik sokağa hakimken arada bir nefes verip oflayışlarım sokağı dolduruyordu.
hava soğuktu lâkin benim bedenim alev alevdi. soğumaya yakın olan kahvemi elime alıp yudumladım. yüzümü buruşturup geri bıraktım. kahve sevmeme rağmen ne diye kahve yapmıştım ki?
boş sokağa dalgın dalgın bakarken ileriden gelen siyah lüks araba onun apartmanın önünde durdu. gözlerim istemsiz oraya bakarken içinden çıkan beden ile aldığım nefesi veremedim.
arabadan inip gidene kadar arkasından baktı. ardından dik omuzlarını düşürdü, nefesini dışarıya verip birkaç saniye elleri cebinde yere baktı. kaşlarım hafif çatılırken onu izlemeden edemiyordum.
bakışlarını aniden benim olduğum yere diktiğinde yakalandığım için gerilen bedenim beni uyarırken elim ayağıma dolandı ve yanımdaki kahve bardağını aşağıya düşürdüm. ağzımdan istemsiz çıkan korku dolu ses ile taehyung koşarak balkonun önüne gelmiş önce bakışlarını parçalanan kırık bardağa ardından kafasını yukarıya kaldırıp bana bakmıştı.
şaşkınlık ve heyecan dolu bakışlarıma hızla inip kalkan göğsüm eşlik ederken bende aynı şekilde ona bakıyordum.
bakışlarını ilk kaçıran ben iken o da kendine gelmiş ve elini tekrardan cebine koyup arkasındaki duvara yaslanmıştı. "iyi misin?"
bugün ilk kez konuşuyorduk ve o bana bunu soruyordu. kahkaha atarak kafa salladım. "çok iyiyim, sen nasılsın?"
gözlerini bir süre yüzümde sabitlenmiş ardından ağzından bir şeyler geveleyerek kafasını yana çevirmişti. "iyiyim derken bile gözlerin aksini her şekilde kanıtlıyor."
gözyaşım yanağımdan süzülürken daha yeni fark ediyordum. dudaklarımı yalayıp kolumun tersi ile gözyaşlarımı sildim.
"gitsene buradan."
söylediğimi duymamış gibi yapıp cebindeki sigara paketini çıkardı. ben ise gözlerimi ona dikmiş izliyordum.
tek elini sigarasına siper ederken diğer eliyle çakmağı yaktı ve sigarayı içine çekip kafasını yukarıya kaldırdı. gözlerimin içine bakarak dumanı dudaklarının arasından çıkardı.
sesimi çıkarmadım, sesini çıkarmadı. bağırmak istedim, tek soru soracak olursam "neden?" olurdu. ama onu bile yapamadım o an. sadece gözlerine baktım, gözlerime baktı.
gözlerimiz birçok şeyi anlatırken onları dinliyor gibiydik. sigara dumanları balkonuma kadar yükselirken istemsiz yüzümü buruşturdum.
o ise bunu fark edip sigarasını söndürürken yaslandığı yerden doğrulmuş ve son kez bana bakar gibi gözlerini dikmişti.
"bakma bana öyle." diyerek gözlerini ayırıp arkasına dönüp uzaklaşmıştı.
kalbim bedenime uyarı verircesine ayağa kaldırırken ona yetişmek için hızla balkondan çıktım. üzerimdeki pijamalarıma aldırış etmeden hemen ayağıma terlikleri geçirip evden çıktım.
apartmandan çıktığımda taehyung'un yenice apartmana girdiğini görmem ile ona seslendim. "taehyung!" seslendikten sonra hemen onun evine tekrardan koşarken tam kapıdan gireceğim sırada çatılı kaşlarıyla karşıma çıkan taehyung ile çarpışıp üzerine düştüm.
ikimizde yeri boylarken refleks olarak kafasının altına elimi koydum. son anda kafası zemine çarpmaktan kurtulmuştu.
nefes nefese kalan göğsüm inip kalkarken o bana şaşkın bakışları ile bakıyordu.