↯kapının tıklatılması üzerine yerimden doğrulup yanıma gelen babama baktım. "hâlâ ders mi çalışıyorsun jennie?" diyerek odama göz atmış ardından günlerdir kapalı olan perdemi ve camımı açmıştı.
güneş ışınları ve temiz hava içeriyi donatırken ağrıyan belimi ovaladım. "sınavlarım yarın başlıyor, o yüzden çalışıyorum baba."
masama yaslanıp kollarını göğsünde buluşturdu. "o yüzden mi günlerdir okula gitmiyorsun?"
yanaklarımı şişirip sustum. çalan zil ile dikkatimiz kesilirken hızla yerimden kalktım. "ben bakarım."
odadan çıktığımda arkamdan "kaç bakalım." dese de umursamayıp kapıyı açtım.
karşımdaki üçlü gülümsememi sağlarken üçü de üstüme çullanıp bana sarıldı. "seni özledik jen!" yeonjun kulağımın dibinde bağırırken kendimi geriye çekip yüzümü buruşturdum.
"hadi hazırlan ruh gibi olmuşsun hemen, dışarı çıkalım."
babam merdivenlerden inip yanımıza geldi. "alın götürün şunu insan yüzü görsün, düzeltmeden getirmeyin." deyip yanımızdan ayrıldı.
"çok sağ ol baba ya." arkasından homurdanıp dudak büzdüm. "ayrıca sınav var ne dışarı çıkması, ders çalışın ders."
"sınav öncesi kafa dağıtmaya gidelim işte, hem bizden çok senin ihtiyacın var."
soobin'in dediğine diğerleri de katıldı.
günlerdir evden çıkmadığım için tembel modundaydım ama üçünün ikna edici bakışları kabul etmeme sebep oldu."nereye gideceğiz?"
"şu karşı sınıfımızdaki minho büyük bir parti veriyor, okuldaki herkes davetli neredeyse."
"hayatı boyunca bir kere bile partiye gitmemiş benden bahsediyoruz. başka yere gitsek?"
soobin göz devirip beni iteklemeye başladı. "git, güzel bir elbise giyin. süslen bir şey yap işte. bekliyoruz burada."
pes ederek ofladım. kaçışım olmadığını anlayarak dediğini yapıp odama doğru ilerledim. gardırobuma bakındığımda ellerimi yüzüme kapatarak ofladım.
kararsızlığım baş gösterirken ne giyeceğimi bulamamak çıldırtmıştı. yatağın üzerine attığım birden fazla elbiselere tekrar tekrar bakıp durdum.
en sonunda diğerlerinden yardım alma umuduyla aşağıya inip onlara seslendim. "çocuklar, gelin ve ne giyeceğimi seçmeme yardım edin çabuk." yalvaran sesim ve bakışlarımla üçü de oturduğu koltuktan hâlâ hazırlanmamış bana bakıp göz devirdiler.
ayağa kalkıp yanıma geldiklerinde odama ilerleyip yatağın üzerindekileri onlara gösterttim. "normalde erkekler pek anlamaz derler ama seni dehşet güzel yapacağız jen!" yeonjun elbiseleri tek tek üstüme tutup tek kaşını kaldırıyor "bu olmaz" "bu hiç olmaz" "bu ne kızım, çocuk musun sen?" "sanırsın ilkokul parti elbisesi" diyerek bir yandan da söyleniyordu.
diğerleri fikirlerini belirtirken yeonjun kimseyi dinlemeyip gardırobuma tekrar bakındı. bir ton kıyafetin arasına sıkışan kırmızı elbisemi gördüğünde gözlerini büyütüp hızla çıkardı.
"madem böyle bir şeyin var niye göstertmiyorsun lan?"
omuz silktim. onu en son belki lise mezuniyetinde giyerim diye saklamıştım. aklımdan çıkmıştı doğrusu.
"kesinlikle bunu giyiyorsun."
elinde sallayıp hayranla kırmızı göğüs dekoltesi olan askısız elbisemi bana tekrar tuttu.
![](https://img.wattpad.com/cover/357789322-288-k580504.jpg)