17

864 74 36
                                        

kim taehyung'dan

arkadaşlarımın hep bir ağızdan meraklı sorularına derin bir nefes verip saçlarımı geriye taradım. üstümdeki sıcaklık inatla artarken daralıyor, nefes alamıyor gibiydim.

üstüne bir de jimin'in dibime kadar girip merakla ne yaptığımızı sorması beni çileden çıkarmış bana yapışan vücudunu elimin tersi ile itip ayaklanmıştım. "evet öptü, evet öpüştük. evet sıcak dudaklarını hissettim, evet tam o anda aptal gibiydim, evet evet." tek nefeste söylediğim şeye hepsi suskunlukla şaşkın bakışlarını bana göndermişti.

"bunaldım, hava alacağım"

yanlarından geçerken jennie'nin arkadaşları da duymuş olmalı ki biri hariç hepsi diğerleri şaşkınlıkla bana bakmıştı. diğeri..soobin'di sanırım? sinirli bakışları ve tek kaşı kalkık vaziyette beni süzmüştü.

umursamayıp kendimi bahçeye attım. içeriye nazaran burası daha sakindi. köşedeki kalın ağacın kabuğuna sırtımı yaslayıp cebimden eksik olmayan sigaramı çıkarmış ve hızla yakıp dumanı ciğerlerimle buluşturmuştum. gözlerimi kapatıp biraz önce yaşanan olayı aklımda tekrar tekrar yaşatırken yanımdaki hareketle gözlerimi açtım.

gelen kişiye alayla sırıtıp güldüm. "hangi rüzgar attı seni?"

soobin gözlerini devirerek yanımda bağdaş kurmuştu. "uyarmaya geldim"

tamam sandığım kadar velet değil, başka?

sorgular ifademle ona bakıyorken ciddiyetle devam etmişti. "jennie'yle oynama taehyung. senden hoşlanmıyor çünkü. o raddeyi geçti bile, farkında bile değil ama seni seviyor. adın gibi de biliyorsun bunu."

jennie'nin bana olan sevgisini ben bile kendime dillendiremezken nasıl da rahat söylüyordu bunu?

sigaramı söndürürken derin bir nefes verdim. "oynamıyorum"

dediğim şeye histerik bir şekilde güldü. "birkaç gün öncesine kadar kıza benden uzak ol deyip bugün onu öpmen zaten oynamadığını gösteriyor haklısın."

kaşlarımı çattım. jennie'nin arkadaşı diye seslenmesem de üstüme çıkıyordu. "ben değil, o öptü. önce orada bir anlaşalım."

"ve sende karşılık verdin. söylesene taehyung jennie'ye boş olsan karşılık verir miydin? tamam uzaktan bakılınca tam şerefsiz tipi var sende ama jennie'ye öyle değilsin, son yaptıklarını saymazsak."

"şerefsiz tipi var öyle mi? cesaretine hayran kaldım."

tekrar göz devirerek ayaklandı. "tekrardan söylüyorum onunla oynama. ne istediğini bil taehyung. önündeki engellerini aşacağın yerde teslim oluyorsun."

demiş ve yanımdan uzaklaşmıştı. harika kafam sakinleşsin diye geldim iyice sikti attı kafamın içini bu çocuk.

sinirlensem dâhi haklıydı. kafamın içinde dönüp dolaşan "seni seviyor" sesleri beni çıldırtıyordu.

aşk nedir biliyor muyum ki ben?

şakaklarıma parmaklarımla baskı uygulayıp ayağa kalktım. biraz viski kafamı dağıtırdı. bizimkilerin yanına gitmek yerine masanın birinden viskiyi kapıp üst odalardan boş olan birine girip kendimi yatağa bıraktım.

telefonumdan herhangi bir şarkı açıp yatak başlığına sırtımı verip viskimden yudumladım.

çalan şarkının sözlerini duyunca birkaç dakika duraksayıp sinirle soludum.

her şey onu mu hatırlatır anasını satayım, her şey onu hatırlatıyor.

but strawberries and cigarettes always taste like you.

cigarettes & strawberries Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin