21

319 39 31
                                    


"tüm gece birlikteydiniz ve hiçbir şey yapmadan öylece sarılarak uyudunuz? ulan hadi seni anlarım da taehyung nasıl dayandı?!"

yeonjun'un sözünü bitirmesi ile ensesine şaplak yemesi bir olmuştu. soobin ters bakışlarını göndermiş yeonjun ise yarım ağız gülerek ellerini kaldırmıştı.

"hayatımda geçirdiğim en huzurlu uykuydu. kokusu hâlâ burnumda."

sabahtan beri etrafa gülücükler saçıyordum. her defasında yeonjun dalga geçip imalarını eksik etmiyordu tabii.

"peki bundan sonra ne olacak? yani babası seninle olmasını istemiyor, ne yapacağız o işi?"

yeonjun olmayan sakallarını kaşıyarak gözlerini kıstı. "adamı zehirleyip öldürelim."

gözlerimi büyütüp sonunda bir tane de ben geçirdim. "aish sabahtan beri içimi karartıyorsun yeonjun, saçmalama"

"iyilik de yaramıyor buna."

okulun bahçesinde beomgyu'nun gelmesini bekliyorduk. tabii arada üniversite'ye göz atıp bir umut karşılaşırız diye bekliyordum. öğle arasında buluşamamıştık çünkü geçen sefer tartıştığımız için giremediği sınava girmişti. bugün de birlikte eve döneriz diye bekliyordum. lisa derslerinin bittiğini ve bana beklememi söylemişti.

beomgyu görüş açımıza girdiğinde hepimiz el sallayarak yerimizi belirttik.

"ee hadi gidelim."

gitmek için yeltelendiklerinde önlerine geçip durdurdum. "bekleyin iki dakika. birazdan taehyung'da çıkar."

üçü de bıkkın bir şekilde oflayıp boş bir banka oturdular. eh bu sıcakta onlara resmen işkence ediyor gibiydim.

aradan geçen birkaç dakikanın ardından lisa ve diğerlerini görmemle oturduğum yerden hızla kalktım. hepsi bu tarafa geliyordu ama taehyung'u göremiyordum.

lisa derdimi anlamış olacak ki en arkada duran taehyung'u ittirip görüş açıma girmesini sağladı. onu görmem ile kalp atışlarım hızlanırken o kafası eğik ve 'ben yorgunum!' diye bağıran bedeniyle yavaş yavaş yürüyordu. yanına gitmek için hızla yürümeye başladım.

okulun çıkış kapısından içeriye giren siyah araba tam yanımızda durmuştu. ancak o an taehyung kafasını kaldırmış ve önce arabaya sonra bana bakmıştı. kaşlarım hafif çatılırken, arabanın camı açıldı ve içinde gördüğüm yüz ile birkaç adım geriledim.

babası.

taehyung son kez bana bakıp arabaya bindi ve hızla uzaklaştılar.

neden babası onu almaya gelmişti ki?

2 hafta sonra

"öptüm baba, çıkıyorum ben!"

çantamı hızla alıp kapıyı kapattım. elimdeki tosttan bir ısırık daha alıp lisa'nın ziline bastım. açan olmayınca ayağımla sabırsızca ritim tutturup tekrar denedim. o sırada kapının kenarındaki nota erişti gözlerim.

'bugün jungkook ile gideceğim, üzgünüm!'

yanaklarımı şişirip notu cebime attım ve merdivenlerden inmeye başladım.

"aman ne güzel şimdi tek başıma yürüyeceğim."

apartmanın kapısından dışarı çıkıp bitirdiğim tostun peçetesini ve notu çöpe attım.

kapının önündeki arabalardan birinin camından kendime baktım. çantamdaki glossumu çıkarıp dudaklarımı tazeledikten sonra gülümseyip yürümeye başladım.

cigarettes & strawberries Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin