KAZA

241 46 8
                                    

Bir kafede oturmuş insanları izliyordum. Çoğu insan mutluydu. Ya da benim gibi maskelerinin ardına sığınıyorlardı. Veya gerçekten mutlu olanlar vardı. Mutluluk diye bir şey var mıydı? İnsanlar bencillerdi ve her zaman daha da mutlu olmak isterlerdi. Tam anlamıyla mutlu olmayı becerebilen var mıydı? Lanet düşüncelerimden bir an önce kurtuldum. Yoksa yeniden ağlayacaktım. Güçlü insanlar ağlamazlardı ,ağlayamazlardı. Bu onları zayıf gösterirdi. Gücü elinde tutmak varken neden insanlara zayıf noktanı gösterecektin? Neden bugünler de bu kadar çok düşündüğümü bilmiyordum. Hemen aklıma not edindim. Kendimle baş başa kalmayacaktım yoksa düşüncelerim beni en dibe kadar çekecekti. Kendi kendime gülmeye başladım bu samimiyetten yoksun bir gülüştü. Daha çok soğukluğu barındırıyordu içinde. Sanki daha fazla dibe çekilebilirmişim gibi diye düşündüm. Düşüncelerimden sıyrılmaya çalışırken İdil'in sesini duydum. Her zamanki gibi hayat doluydu. Hiçbir zaman büyüyememişti.

"Elisa. Ah bu masaya mı oturdun? Güzel bir yer seçmişsin." Dedi otururken. Bir insan nasıl olurda bir masa yüzünden bile mutlu olabilirdi. Aklım almıyordu. İdilse bu kişi kesinlikle beklenirdi bunlar. İdil kim miydi? Benim Atlastan sonraki en yakın arkadaşım. Zaten ikisinden başka da arkadaşım da yoktu. Atlas'ın yeri bambaşkaydı bende. O benim olmayan abim ,kardeşim,babamdı. Annemden sonra gelirdi benim için. Hayatıma kimseyi almazdım çünkü ben egoist ,şımarık aklı hep alışverişte olan bir kızdım onlar için. Uygun bir arkadaş profili çizemiyordum. Umrumda da değildi zaten. Benim hayatımda başkalarına giriş bileti olmazdı. Eğer hayatıma girmişlerse de çıkamazlardı. İdil ise çok farklıydı. Onunla tanışalı neredeyse beş ay oluyordu. Ancak hayatımda öyle bir yer edinmişti ki ben bile şaşırıyordum. Benim her şeyden önce kendime bile yasakladığım şeyler varken idil bunu umursamıyordu. Onun için kurallar önemsizdi. Onda anlayamadığım bir şey vardı. Ben ne kadar insanlardan uzaksam o ise o kadar insanlara yakındı. Ben bakışlarımla insanların kanlarını dondururken o bir bakışıyla insanları kendine bağlardı. Her zaman savunduğu tek bir düşünce vardı ve bunu gerçekleştirmek için yanımda duruyordu. Onun amacı maskemi düşürüp insanlara gerçek yüzümü göstermekti. Ama bunu asla yapamayacaktı. Evet ona karşı maskemi çıkarabilirdim ancak istediğim zamanda takardım. İdilin biriyle konuştuğunu fark edince kafamı kaldırdım ve garsonun bakışlarıyla karşılaştım. Sıcak bir gülümseme yayıldı yüzünde. Sanırım müşterilerine karşı işini iyi yapmak istiyordu. Kafamı çevirdim ve idilin siparişinin bitmesini bekledim.

"Alt tarafı adam gülümsedi. En azından sende gülümseyebilirdin değil mi?kötü hissetti." Dedi. Tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda omuz silkti. Umursamaz bir tavırla ses tonumu aşağılayıcı bir tona indirdim ve konuşmaya başladım.

"Ama yapmadım değil mi? Oradan bakınca garson çok mu umrumda gibi gözüküyor? Beni hiç tanıyamamışsın İdil. Ben senin bile ne hissettiğini umursamazken onu mu umursayacaktım" dedim ve kahkaha attım. Samimi bir kahkaha değildi kesinlikle. Bu onu incitmişti ancak yapabileceğim bir şey yoktu. Benim gibi biriyle arkadaş olması zavallıcaydı. Olmamalıydı aslında ama bu bunu anlamıyordu. Ben onu ne kadar aşağılar,kızarsam o o kadar yaklaşıp maskemi indireceğini söylerdi şu anda olduğu gibi

"Elisa şu maskeni çıkart artık. Yorulmadın mı? Her şeyi bir kutuya koyup onu kilitlemek yerine çıkart ve etrafa saç. Gerçek Elisayı özgür bırak artık. Onun buna ihtiyacı var." Derin bir nefes aldı. Söyleyeceklerini toparlamaya çalışıyordu. İdil her konuştuğunda kendimden taviz veriyordum. Ve bu beni o karanlık kutudan çıkartmak yerine daha da içine çekip sonunu görmemi engeliyordu.

"Anla artık Elisa kurtulman lazım. Yoksa her geçen gün zarar göreceksin. Her geçen gün öldüreceksin o sakladığın kızı. Senin o kıza ihtiyacın var. O kızında sana. Eğer hala buna devam edersen o kız artık yaşamayacak sen o kızı bulmaya çalıştığında bulamayacaksın ve her şey çok farklı olacak. Neden kendine acı çektiriyorsun. Senin maskenin ardındaki kızı görüyorum can çekişiyor. Sen iyi birisin Elisa. Çıkar artık o kızı ordan."

SESSİZLİĞİN YANKISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin