XXXI. BİR VARMIŞSIN BİR YOKMUŞSUN

105 16 3
                                    



iyi okumalar!!
oy vermeyi unutmayın ((=
(Ruslan bir sonraki bölümde hikayede olacak)

profilimden ONUN RUHU isimli kitap
sizleri bekliyor efendim...

(ağır psikolojik rahatsızlıklara fazla müsait olan Nalezen,
okulundaki öğrenci tarafından ağır bir iftiraya maruz kalması tüm okulunun ona düşman olmasını sağlarken iyice içine kapanan Nalezen, içtiği ilaçlar sayesinde ayakta kalmaktadır.

Ama işleri tamamen değiştirense, aynı okuldan mezun olan Gökduman isimli öğrencinin bazı sebeplerden ötürü okuluna ara verip geri dönmesidir.

Nalezen, Gökduman'a yıllardır âşıktır.
Gökduman'sa, göğünü saran dumanlar sebebiyle kendi önünü dâhi göremeyecek bir adamdır.

platonik bir aşktan ziyade bolca psikoloji de içerir, her bir sorun araştırılmıştır.)

sevgilerle,

sena



XXXI. BİR VARMIŞSIN, BİR YOKMUŞSUN

 
kaybettin yolunu,
bulamıyorsun güvenli inini.
Güven denilen kavram,
bir ateş olup yakmadı mı seni?

masallar dinledin,
yalandı ama hepsi.
sen bunları, zamanla kendin öğrendin.
ateşten dâhi korkarken,
birden bire ateş oluverdin.

kaçtın.

daha ne kadar kaçacaksın?

bunun faydası yok.
kaçtıkların ayaklarına dolandığında anlayacaksın.
 

 ♠️🕯

Masallara inanan her çocuk, büyüdüğünde hayatın gerçekliğine ayak uydurmakta zorlanır. Çünkü hiçbir şey masallardaki kadar güzel değildir. Kötüler her zaman kaybetmez mesela, en çok da bu zorlar insanı. İnanırsın çünkü kazanacağına, kötüler kaybederdi ya... Bu sefer kötünün kazandığını görünce, hazmetmeye çalıştığın yenilgiyle birlikte yutarsın bu yalanı.

Keşke anlatsalardı masalların gerçek anılarını.

“Bir varmış, bir yokmuş...” diye değil de “Bir varmışsın, bir yokmuşsun...” diyerek başlasalardı yalan masalları anlatmaya. Kötüler kazansaydı mesela, bir kere de sonsuza kadar mutlu yaşamasalardı... Çünkü gerçeklerdi bunlar, hayat bir varmış, bir yokmuş diye anlatılmazdı ki insana; sen bir varsın, bir yoksun denmeliydi.

Bak yarana... Bir var, bir yok.

Bak aynaya... Bir varsın, bir yoksun.

Bak yanına, sol tarafına, bak mesela yanından hiç gitmeyeceğini düşündüğün bedene. Bir var, bir yok... iki yok, üç yok, hiç yok...

“Katre...” diyen bir ses tam kulağımda, eli saçlarımda. Hissediyorum ama uyanmıyordum uykumdan, rüya gördüğümü düşünüyorum. “Katre'm.”

Uykudasın Katre, rüya görüyorsun.

Oldukça gerçekçi bir rüya...

Bir anlık irkilmeyle birlikte gözlerimi araladığımda bulunduğum yerin neresi olduğunu kestiremedim, yanımda Burçak yoktu ve kendi evimde değildim. Çok geçmeden, birkaç saniye içinde her şeyi idrak edip başımı kaldırdığımda karşımda gördüğüm bir çift göz karşısına afalladım.

KANDEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin