IX. UYUŞUK HİSLER

195 55 4
                                    

(Kitap içinde geçen Urbach-Wiethe ve DADS hastalıkları gerçektir, sahiden var olan hastalıklardır.
Hatta DADS hastalığı da dâhil olmak üzere yazdığım çoğu hikâyemde ilginizi çekecek rahatsızlıklara değineceğim.(=

(=

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



IX. UYUŞUK HİSLER

Güçlü olmaya giden yol, korkunun taşlarıyla döşenmiştir.

♠️

Korku ve güç.

Biri iyi, diğeri kötü gibi gelir insana; biri düşüklükken, diğeri bir lütuftu. Herkes güçlü olmak isterdi.

Karanlıktan korktuğum zamanlar, dışarıda fırtına olup etraftaki ağaç dallarının cama vurma sesleri duyduğum zamanlar, insan içine karışmaktan kaçındığım zamanlar arkamda hissettiğim tek beden abimdi. Bir abim, büyük abim, Selman abimdi.

Bana, güç denilen o lütfun, aslında korku yolundan geçtiğini söylerdi.

Ya bu hissi olmayanlar?

Ruslan.

Bahsettiği durumların gerçekliğinden şüpheliydim. Tıp'a karşı merakım çok olmuştu, ama hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım, hastanede çalışmama rağmen. Aslında oluşan olay silsilesi bunu biraz olsun tetikliyordu. Onunla girdiğim otopsilerde öylesine rahattı ki, önünde ölü bir bedenden ziyada sahte bir insan maketi tutuyormuş gibi hareket ettiğini fark ediyordum. Ya da hastanede kendisine silah çeken adama karşı duyamadığı panik belki bu tür durumlara alışkın olduğundandır diye düşünüyordum, ama fikrimce aklı başında olan kimse gecenin bir vakti sisin içinde önünü bile göremezken arabasının önüne atlayan bir kurtla kavga etmezdi.  

Tabii bu kişi Ruslan değilse.

Bahsettiklerinin ciddiyeti kafamda başka sorulara yol açtığında, göz ucuyla dönüp ona baktım. Sağ kolundaki yarayı arabanın içindeki karanlık sebebiyle fazla net göremiyordum ama sağ elinin direksiyonu sıkı sıkı kavradığını görebiliyordum.

Son konuşmalarımızdan sonra Ruslan'a cevaben bir şey demedim, sessizliğimi koruduğumda Ruslan’da konuşmadı ve yolculuk sessiz şekilde devam etti. Ama kafamda susmayan sorular vardı.

“Korkusuzluk,” diye sessizce mırıldanarak başladım cümleye, sorup sormamakta kararsızdım. “Hissetmiyor musun?”

Günledik hayatta hissedilen duygu, Ruslan'a nasıl yabancı olabilirdi? Korku hissi nasıl uyuşuk olabilirdi?

Benim konuşmamla bakışları anlık olarak bana dönmüş ama hemen ardından bakışlarını yola çevirip derin bir nefes almıştı. Yarasında derin bir sızı olduğunu düşünüyordum, hatta emindim.

KANDEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin