42.Bölüm - "Özür.."

374 13 9
                                    

...
-Aylin gözlerini açıp yanına baktığında Hakan'ı gördü ve gülümsedi. Adamın yanağına bir öpücük bırakıp kalktı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçti.
Aylin: Umarım poğaça yapmak için malzemen vardır Hakan..
-Aylin birkaç gündür Hakanla birlikte kalıyordu. Doktorda birlikte daha çok vakit geçirirlerse yararlı olabileceğini söylemişti. Aylin de yavaş yavaşta olsa hatırlamaya başlamıştı ama Ege konusu hala yoktu hafızasında.
-Aylin poğaçaları pişirmiş, masayı hazırlıyordu. O esnada Hakan'ın arkasından yaklaştığının farkında değildi. Hakan sessizce geldi ve sımsıkı kucakladı Aylin'i.
Hakan:Benim sevgilim erkenden uyanmış kahvaltı mı hazırlamış bana.
Aylin:Ayh! Hakan?
Hakan:Günaydın sevgilim.
-Aylin Hakan'a doğru döndüğünde Hakan, Aylin'i öptü.
Aylin:Bu sabahta böyle olsun istedim.
Hakan:Hmm,eski günlerde ki gibi. En sevdiğim...
-Hakan masaya göz atar.
Hakan:Poğaça bile yapmışsın Aylin.
Aylin:Malzemeleri bulmak zor oldu ama yaptım. Hemde peynirli seversin sen.
Hakan:Bayılırım bayılırım.
Aylin:Hadi geç o zaman, çayları koyayım bende.
Hakan:Sen geç, çayları ben koyarım. O kadar uğraşmışsın sabah sabah.
Aylin:E iyi madem.
-Hakan çayları doldurup masaya oturunca ikisi de mutlu bir şekilde kahvaltılarını yapıyordu.
Hakan:Var ya öyle özlemişim ki şu poğaçayı. Enfes enfes..Ellerine sağlık sevgilim.
-Aylin ise Hakan'ı duymadı. Aklına, gözünün önüne bazı anılar gelmişti.
...
|Flashback|
-AyHak izin gününü evde geçiriyordu. Bir çılgınlık yapıp ikisi birlikte mutfağa girmişti.
Hakan:Emin miyiz? Yapabilir miyiz poğaça biz?
Aylin:Karına güvenmiyorsan çıkabilirsin Hakancım.
Hakan:Sana güveniyorum da..
Aylin:Eee?
Hakan:Neyse hadi yapalım bakalım.
-Saatlerdir ikisi de mutfaktaydı. Güle güle yemek yapmaya çalışıyorlardı.
Aylin:Ya fırını kapat fırını. Yaktın tatlıyı ya.
-Hakan fırını kapatıp tepsiyi alırken elleri yanar.
Hakan:Yandım lan.
Aylin:Tutacak var orda alsana ya.. Tut suya tut.
-Aylin, Hakan'ın elini suya tutar.
Aylin:Off niye tutmuyor kıvamı bu poğaçanın ya?
-Hakan undan un alıp koyar.
Hakan:Unu az olmuş unu.
Aylin:Ya değil koyma şunu Hakan.
-Hakan un alıp Aylin'e fırlatır.
Hakan:Mutfakta olduğun belli olsun az Aylin Hanım.
Aylin:Batırdın üstünü başımı Hakan.
-Aylin'de Hakan'a un fırlatır ve mutfakta birbirlerini kovalamaya başlarlar. Kovalamaca bahçeye geçtiğinde Aylin kaçarken Hakan peşindedir. Aylin çimleri sulayan hortumu farkeder ve Hakan'ı ıslatıp kaçmaya devam eder.
Aylin:Biraz da ıslanmak gerek.
Hakan:Bak şimdi şuna ya.. Yakalamayacak mıyım ben seni?
-Bahçenin en uç köşesine gittiklerinde Hakan, Aylin'i yakalar ve yere yatırıp gıdıklamaya başlar.
Hakan:Nereye kadar kalabilecektin acaba Aylin Komiser.
Aylin:Ay dur yeter. Hakan.. Dur dur.
-Hakan, Aylin'in yüzünü boynunu öper.
Hakan:Yakalarsam bırakmayacağımı bilmen gerekli.
-Aylin, Hakan'ı kendine çekip öper.
Aylin:Ukala seni...
...
Hakan: Daldın gittin yine.
Aylin: Aklıma bir şey geldi de.
Hakan:Hmm... Bu arada akşama devriye var benim. İstersen abine geç yalnız kalma.
Aylin:Bilmem bakarız.
Hakan:Haber ver bana ama aklım kalmasın.
Aylin:Hakan ya.
Hakan: Söyle güzelim.
Aylin: Bende gelsem merkeze.. Canım çok sıkılıyor belki orda olmak yardımcı olur bir şeylere.
Hakan:Olur sevgilim, gözümün önünde olursun aklım kalmaz hem.
Aylin:(güler)Herkeste kendi ekmeginde.
...
|Emniyet|
-Hakanla Aylin merkeze geldiğinde ekibin hepsi de oradaydı.
AyHak:Günaydın.
Hüsnü:Günaydın.. Aylin?
Mesut:Aylin kızım..
Selin: Senin ne işin var burda canım?
Aylin: Çok sıkıldım artık, bende geleyim dedim. Belki bir şeyleri hatırlamamda yardımcı olur burda olmak.
Hüsnü:Doğru...
Mesut:Ama bak kendini yormak yok. Takıl öyle burada.
Aylin:Tamam abicim tamam.
Ali:(sessizce)Hakan,Ege yok mu hala?
Hakan:(sessizce)Yok yok,ne Ege ne bebek yok...
-Aylin merkezde olduğu sürece bazı şeyleri hatırlamaya çalışır. Aklına ufak tefek anılar gelirken bilgisayar başına geçer ve teknik bilgilerinin hala kaldığını farkeder.
Rıza:O halde bilgisayar bir süre Aylin'e emanet diyoruz.
Hüsnü:Onun içinde iyi olur baba baksana takır takır buluyor.
Aylin: Çok iyi olacak abi bence.
Mesut:Dinlenmeyi sevmiyor bu.
Selin:Kime çekti acaba?
Hakan:Böyle iyi ama aklımız kalmaz abi.
Mesut:Doğru doğru...
...
-Aradan birkaç gün geçtiğinde her şey çok farklıydı. Hakan'ın ekibe ve Aylin'e karşı davranışları mesafesi değişmişti. Pek sohbete karışmıyor gerek duymadıkça konuşmuyordu bile. Aylinle arasındaki mesafeyi Aylin dahil kimse anlayamıyordu. Günlerdir birkaç sabit kelime dışında pek konuşmuyor fazla vakit geçirmiyorlardı. O akşam devriye öncesi Hakan ve Aylin eve gelmişti Aylin kendini daha fazla tutamayıp Hakan'a sormaya karar verdi.
Aylin:Bu akşam abime geçiyorum ben. Selinde gelecek.
Hakan:Tamam,bak keyfine.
Aylin:Belki gelmem zaten kalırım birkaç gün.
Hakan:Sen bilirsin canım.
Aylin:Yarın kahvaltıya gider miyiz?
Hakan:Sabah anca gelirim eve öğlen geçerim merkeze ben.
Aylin:O zaman öğle yemeğinde birlikteyiz.
Hakan:Bilmiyorum Aylin bakarız canım.
-Hakan ceketini giyerken durdurdu Aylin.
Aylin:Neyin var senin?
Hakan: Nasıl neyim var?
Aylin:Bu haller ne?
Hakan:Ne var halimde Aylin?
Aylin:Baksana kendine bi.. Kaç gündür uzaksın.
Hakan:Uzak mı?
Aylin:Evet bana,ekibe,herkese.. Konuşmuyorsun bile doğru düzgün... Beni bile geçiştiriyorsun sürekli kaç gündür doğru dürüst vakit geçirmedik. Neyin var Hakan?
Hakan:Bir şeyim yok Aylin.
Aylin:Hiç inandırıcı değilsin Hakan. Seni çok iyi tanıyorum. Bu sen değilsin.
Hakan:Beni çok iyi tanıyorsan üstüme fazla gelmemen gerektiğini de biliyorsun Aylin.. Sadece ruhsal olarak iyi hissetmiyorum kendimi.
Aylin:Ruhsal olarak? Benim yüzümden mi?
Hakan: Hayır ne senin ne başkası yüzünden değil. Ama iyi hissetmiyorum kendimi.
Aylin:Ve çözümü kendini kapatarak mı buluyorsun?
Hakan:Böylesi daha iyi Aylin. Herkes için.
Aylin:Herkes için? Ne demek istiyorsun Hakan?
Hakan: Birkaç gün görüşmeyelim demek Aylin.
-Aylin'in gözleri dolmuştur.
Aylin:Ne?
Hakan:Birkaç gün yani en azından ben kendimi toparlayana kadar görüşmeyelim Aylin. Sende dinlen artık çok yordun bu ara kendini.
Aylin:Benimle görüşmek istemiyor musun?
Hakan:Bir süre sadece.. Seni üzmek istemiyorum bu halde.
Aylin:Peki Hakan..(boğazı düğümlenir) Sen nasıl istersen...
-Aylin başka bir şey demez, ceketini alıp evden çıkar. Hakan peşinden çıksa da sadece bakar.
Hakan:Özür dilerim Aylin...
...
-Aylin, Hakan'dan ayrıldıktan sonra Mesut'un evine da gelmişti. Selin'de oradaydı. Gece boyu birlikte film izleyip vakit geçirdiler. Aylin'in moralinin bozuk olduğunu Selin anlamıştı ama Aylin bir şey olmadığını söyleyince üstüne gitmek istemedi. Ertesi sabah Mesut devriyeden eve geldiğinde Aylin ve Selin kahvaltı hazırlıyordu.
Mesut:Şahanesiniz kızlar. Elinize sağlık valla.
Selin: Afiyet olsun Mesutcum.
Mesut:Aylin olmasa göremezdik gerçi.
Aylin: Yapma abi Allah aşkına.
Selin: Ayıp ayıp..
-Kahvaltı yaparken Mesutta Aylin'in ruh halini farkeder.
Mesut:Naber Aylin? Nasıl gidiyor?
Aylin:İyi abi.. Sendeyim birkaç gün.
Mesut:Oh oh çok şükür.. Özledim kız.
Aylin:(gülümser) Bende abim.. Ha biraz da evde durayım dedim bu ara fazla yorgunluk çöktü üstüme.
Selin: Çok yordun kendini kuzum..Dur evde rahat et.
Mesut:Aynen... Bana bak başka bir şey mi var?
Aylin:Yook,niye ki?
Mesut:Bu hallerin pek normal değil çünkü.
Aylin:Bir şey yok abi.
Mesut:Hakanla konuştun mu? Neymiş o halleri?
-Aylin birkaç dakika susar, derin bir nefes alarak konuşur.
Aylin:Hakan iyi değil abi..Yani bu aralar iyi değil kendinde değil.
Selin:Nasıl?
Aylin:Bilmiyorum ama bana çok uzak çok soğuk..Ne desem geçiştirme soğuk cevaplar yani.
Mesut:Bu ara herkese karşı öyle zaten de.. Başka bir şey var değil mi?
-Aylin gözyaşlarını tutamaz hafiften akmaya başlar.
Aylin:Biz bir süre görüşmeyeceğiz.. Birbirimizi görmesek daha iyi olacak bu süreç.
Selin:Ne?
Mesut: Bunu Hakan mı istedi?
Aylin:Hem onun hem benim iyiliğim için böylesi daha iyi abi.
Mesut: (Kaşlarını çatar) Aylin sana bunu Hakan mı istedi dedim?
Aylin:O ya da ben ne farkeder abi? Olması gereken bu sadece.
-Mesut sadece kafasını sallar. Biraz dinlendikten sonra evden çıkar ve Hakan'a gider.
...
-Mesut son duyduğundan sonra öfkeyle gelmişti Hakan'ın karşısına.
Mesut:Derdin ne senin Hakan?
Hakan:Ne abi?
Mesut:(yüksek sesle) Derdin ne diyorum aslanım? Ne bu haller tavırlar?
Hakan:Bir halim bir derdim yok abi.
Mesut:Hakan kes palavrayı. Aylin'e birkaç gün görüşmeyelim demişsin. Günlerdir herkese uzaksın Aylin'in yanında bile zoraki gülüyorsun. Neyin alıp veremediği bu?
Hakan:Bir alıp veremediğim yok abi.
Mesut:Ne o zaman lan?
-Hakan dayanamadı ve kaşlarını çatarak dikildi.
Hakan: Yoruldum abi yoruldum anlıyor musun?
Mesut:Yoruldun? Neyden kimden?
Hakan:Her şeyden.. Olanlardan.
Mesut:Aylin'den mi?
Hakan:Asla.. Sadece olanlar çok ağır geliyor artık. Yaşananları yeniden yaşamak zor geliyor.
Mesut:Bu kadar kolay pes edeceksen bırak o zaman şimdiden? O kızı üzmeye hakkın yok.
Hakan:O kızı üzmeye hakkım yok.
-Hakan alaycı bir tebessümle bir iki adım atar evin içinde ve ardından Mesut'a döner.
Hakan:Benim üzülmem peki abi? Tabi Hakan kimsenin umrunda değil.
Mesut:Açık konuş Hakan!
Hakan:Açık konuşayım... Benim bu hayatta en son isteyeceğim son şey bile değil Aylin'i üzmek bunu başından bil. Ben sırf Aylin üzülmesin diye hiç bilmediğim kızımın hesabını sormadım Aylin'e. Ben altı yaşında yaşında bir kızım olduğunu öğrendim yıllarca benden saklanan varlığından haberdar bile olmadığım kızım olduğunu öğrendim Aylinden abi. Hatta o kızımın varlığını öğrendiğim an öldüğünü de öğrendim. Ama bir kez olsun Aylin'in karşısına geçip hesap sormadım. Neden öldüğünü sormadım. Ben kızımın ölümünü hakkında açılan dosyadan öğrendim abi. Neden? Aylin üzülmesin diye. Aylin üzülüp kendine zarar vermesin diye yapmadım abi! Aylin üç defa vazgeçmiş bu hayattan, üç defa intihar etmeye kalkışmış. Ben buna bir yenisi eklenmesin diye sustum, üzmedim Aylin'i. Ama bu yaşananlar.. Her şeyi tekrardan hatırlamak yaşamak o kadar yordu ki beni. Duramıyorum artık abi. Içimde bir şeyler dışarı taşmak istiyor sırf bunu yapmamak için uzak durmak istedim Aylinden. Sırf bu yüzden yani...
-Mesut bir kenara oturur, Hakan'da yanına oturur.
Mesut:Seni sadece aynı şeyleri yaşayan anlar aslanım.. Sen içinde olduğun durumda çok haklısın aslında bakma sinirle esip gürlüyorum sana. Aylardır hep Aylin dedik onu düşündük hele bu kazadan sonra sana kimse gelip nasılsın bile demedi değil mi?
Hakan:Abi beklemiyorum kimseden bir şey ama bende doldum.. Etrafıma hele de Aylin'e zarar verecek bir şey yapmak bir söz söylemek istemiyorum.. Daha da kargaşa olmasın diye ayrılmak istedim yani bir süre...
Mesut:Ama ne halde o kız biliyor musun aslanım? Kendini suçluyor...
Hakan:Ben... Abi evde mi Aylin?
Mesut:Evet.
Hakan:Gidelim mi? Ben üzdüm galiba onu özür dilemem lazım.
-Mesut kahkaha atar.
Mesut: Nasıl bir dengesizlik sizin ki oğlum?
...
|MesutEv|
-Aylin can sıkıntısından evde temizlik yapıyordu. En son Tunç'un odasına gelmişti. Dolabın üstünü toparlarken yere bir fotoğraf çerçevesi düştü. Aylin eğilip kırılan çerçeveyi aldığında bir anda durdu. Fotoğrafı hatırlamaya çalıştı. Fotoğraf Aylin ve Ege'nin son karesiydi..
Aylin:E-Ege...
-Aylin önce baştan sona Ege'yi hatırladı. Ölümünü hatırladığında nefesi kesildi. Peşinden geride kalan her şey aklına geldi. En son karnını tuttu.
Aylin:Bebeğim..
-Aylin bebeğin öldüğünü ve kazayı da hatırlayınca tam o an kıyamet kopacaktı.
...
-Mesut ve Hakan da yolda geliyordu.
Hakan:Abi özür dilerim hepinizden ben. Kimseyi kırmak istemedim gerçekten.
Mesut: Aslanım asıl biz özür dileriz. Seni düşünmedik bile.
Hakan:(gülümser) Estağfurullah abi.
Mesut:Ama Aylin üzülmesin kardeşim.
Hakan:Onu bırak üzmeye suratının düşmesine dayanamıyorum abi ben.
-Birkaç dakika sonra eve gelmişlerdi. Mesut seslenerek eve girdi ama ses alamadı.
Mesut:Aylin? Aylin biz geldik güzelim.
Hakan:Bende geldiim...Evde yok mu acaba?
Mesut:Çıkmayacaktı bir yere..
-Mesut ve Hakan sağa sola bakınırken Tunç'un odasında yerde Aylin'i gördüler.
Hakan:Aylin!?
___________________________________ 42.BÖLÜM SONU

Yara 🍃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin