26.Bölüm - "Kor"

322 19 5
                                    

-Hakan sessiz sedasız çıkmıştı İstanbul'dan. Aklına Ege'ye gitmek gelmişti. Eli telefonuna çok gitti Aylin'i aramak için ama yapamadı. Ne arayabildi ne de açabildi onun telefonunu. Kalbinin yarısı çok kızgındı ona ama diğer yarısı perişandı o hali aklına geldikçe. Otobüse kafasını yaslamışken elindeki fotoğrafa bakıyordu gözleri yaşlı.
Hakan:Sana geliyorum kızım...
...
-Aylin ise o kadar çok merak ediyordu ki Hakan'ı ama nerede bulacağını bilmiyordu. Evde de olmadığını görünce çaresiz eve geri döndü.
|MesutEv|
Mesut:Aylin, hoşgeldin.
Aylin:Hoşbuldum abi. Evde miydiniz siz?
Selin:Abinin canı evde olmak istemiş, her zaman ki gibi.
Aylin:Şaşırmadım.. Şey odadayım ben.
-Aylin tam giderken Mesut durdurur.
Mesut:Aylin baksana bi.
Aylin:Efendim abi.
Mesut:Neyin var senin?
Aylin:Yok bir şey.
Mesut:Var bir şey Aylin.. Sabahta değişiktin.
Selin:Bir şey mi oldu yoksa? Kuzum?
Aylin:Yo-yok..
Mesut:Gelsene sen şuraya bi.
Aylin:Abi yok bir şey.
Selin:Mesut sıkma kızı.
Mesut:Sen dur Selin. Aylin gel dedim. Bir şey var ve senin bu halin ondan.
-Aylin, Mesut'un yanına oturur.
Mesut:Anlat bakalım, ne oldu?
-Aylin uzunca bir süre susar. Mesut ve Selin öylece Aylin'i izliyordur. Aylin derin bir nefes alarak söze başlar.
Aylin:Hakan..
Mesut:Ne Hakan?
Aylin:Hakan ortada yok.
Selin:İzin almış ya bugün. İşleri varmış dedi Hüsnü Abi.
Aylin:İşi falan yoktu. Neden gelmediğini biliyorum ben.
Mesut:Aylin..!
Aylin:Of.. (derin nefes alıp verir) Hakan, Ege'yi öğrendi.
Selin:Ne?
Mesut:Ne zaman?
Aylin:Dün akşam.. Bir şeyler sakladığımı öğrenmiş, üstüme geldi daha fazla dayanamadım anlattım Ege'yi.
Selin:Ne dedi peki?
Aylin:Ne diyebilir ki Selin? Öldüğünü öğrendi sonuçta. İnsan aynı anda kızının varlığını öğrenip öldüğünü duysa ne diyebilir ne yapabilir?
Mesut:Kahrolmuştur çocuk.. Ne oldu peki sonra?
Aylin:Hatırlamıyorum.
Selin:Nasıl?
Aylin:Kriz geçirdiğimi biliyorum sonrası yok.. Abi Hakan yok, telefonlara da cevap vermiyor, evine de baktım.
Mesut:Ya çıkar bir yerden.
Aylin:Abi bak sen Hakan'ı tanımıyorsun.
Mesut:Kızım buluruz Allah aşkına, sakin bi.
Aylin:Abi..
Mesut:Aylin koskoca adam, hem yaşadığı duydukları kolay değil. Atmıştır kendini meyhanenin birine, çıkar merak etme.
Aylin:Öyle mi diyorsun?
Mesut:Öyledir öyle.. Adam yaşadığı acıyı atmak isteyecektir bununda çözümünü kafayı bulmakta bulur.
Aylin:İnşallah abi.. İzninizle odama geçsem ben.
Selin:Geç kuzum geç.
...
-Aylin odaya girer girmez yatağa atar kendini.
Aylin:Neredesin Hakan nerde..? Ne olur yine yanlış bir şey yapmaya çalışma. Bana bu yükü, acıyı da yükleme dayanamam...
-Aylin yatağa yatar, gözyaşları yine durmaz akarken düşünceler içinde uyuyakalır.
...
-Hakan nereye geldiğini nasıl geldiğini bilmiyordu. Tek bildiği ve istediği kızına gitmekti. Antep'e iner inmez yine dolanmaya başladı. Kızını nerede nasıl bulacağını bilmiyordu. Saatler geçtikten sonra emniyete gitmekte buldu tek yolu. Aylin'in daha önce burada görev yaptığını biliyordu ve illaki onu tanıyan birilerini bulabilirdi. Emniyet girişinde sorduğu memurlardan biri tanıyordu Aylin'i ve Hakan'ı eski ekibine, organize katına götürdü. Hakan gelip etrafa bakındı.
Hakan:Merhaba, kolay gelsin.
Oğuz:Buyrun. Kime baktınız?
Hakan:Ben Komiser Hakan Çınar.
-Oğuz anlamadığını belli ederek baktı Hakan'a. O esnada Deniz ayağa kalktı.
Deniz:Siz.. Aylin'in..
Hakan:Evet, eski eşiyim.
Deniz:Bir şey mi oldu Aylin'e? Burda değil o, bildiğim kadarıyla sizinle aynı ekipte.
Hakan:Evet aynı ekipteyiz ama iyi o.. (sessizce) umarım öyledir.. Ben onun için gelmedim.
Oğuz:Ya neden?
Hakan:Ege.. Ege için.
Deniz:Ege mi? Siz biliyor musunuz Ege'yi?
Hakan:Biliyorum buraya da onu görmeye geldim.. Nerede mezarı ona gitmek istiyorum..
Deniz:Aylin peki o nerde?
Hakan:O yok..
Oğuz:Deniz senin devriye yoktu sen götür istersen Ege'nin mezarına arkadaşı.
Deniz:Tamam..
-Deniz, Hakanla emniyetten ayrılır. Oğuz ise Aylin'i arar.
Aylin:Alo Oğuz.
Oğuz:Nasılsın canım?
Aylin:İyidir sen nasılsın?
Oğuz:Bende iyiyim, sağol.
Aylin:Sen aramazsın beni, hayırdır? Bir terslik yok değil mi?
Oğuz:Ya neden aramayayım seni aşk olsun.
Aylin:Hadi hadi, herkes iyi değil mi?
Oğuz:İyi iyi merak etme. Konumuz sensin zaten.
Aylin:Ben mi?
Oğuz:Ege'nin babası Hakan.. Buradaydı az önce Aylin.
Aylin:Hakan mı? Oraya mı geldi?
Oğuz:Evet, Ege'yi görmek istediğini söyledi, Deniz götürdü.. Sen söyledin mi?
Aylin:Söyledim ama oraya geldiğinden haberim yoktu.
Oğuz:Tahmin ettim zaten.
Aylin:Sağol Oğuz...
...
|Mezarlık|
Deniz:İşte şurada ki..
Hakan:Teşekkür ederim.
Deniz:Ben yalnız bırakayım sizi. Arabada bekliyorum.
Hakan:Sağol...
-Deniz gider, Hakan mezarın yanına çöker. Ege'nin toprağını sever, gülümseyerek mezar taşına bakar.
Hakan:Ege,Kızım... Ben geldim, baban sana geldi Ege. Biliyorum çok geç oldu ama seni bilsem gelmez miydim hiç sana? Baban bilse senin gibi güzeller güzeli bir kızı olduğunu gelmez miydi hiç yanına? İzin verir miydim hiç şimdi burda olmana?
-Hakan gözleri yaşlı Ege'nin toprağını seviyordur. Deniz ise uzaktan telefonla konuşurken Hakan'ı seyreder.
Hakan:Annene de kızmıyorum o da haklı kendince ama seni bilmek, görmek benimde hakkımdı Ege.. Gördüm resmini o kadar güzelsin ki aynı annen gibi.. Her bir zerren ona benziyor, onun kadar güzelsin. Keşke bir kez görseydim o yüzünü, bir kez sarılsaydım sana, bir kez baba deseydin bana..
-Hakan mezar taşını öper.
Hakan:Baban artık seninle güzel kızım...
...
-Deniz, Hakan'ı mezarlıktan sonra bir cafeye getirmiştir.
Deniz:Aylin'in haberi yok burda olduğunuzdan anladığım kadarıyla.
Hakan:Hayır yok. Kimsenin haberi yok.
Deniz:Yeni mi öğrendiniz Ege'yi? Aylinle konuştuğumda hala söylemedim demişti.
Hakan:Yeni, dün öğrendim,soluğu da burda aldım hatta.
Deniz:Ben ne desem ne söylesem teselli edemem sizi, Aylin'in en yakın arkadaşıyım ama günlerce elimden bir şey gelmedi şimdi de öyle.
Hakan:Nasıl oldu peki?
Deniz:Gözümüzün önünde kıydılar ona ama Aylin'in hiçbir suçu yok, hep kendini suçluyor ama gerçekten o canını verirdi kızı için. O kadar kötü günler geçirdi ki Ege'nin ardından. Hastaneden çıkamadık, sinir krizleri geçirdi. Bildiğim kadarıyla İstanbul'da da devam etti krizler.
Hakan:Evet etti, tabi ben sebebini bilmiyordum daha düne kadar..
Deniz:Aylin çok istedi söylemek ama o kadar çok acı çekiyordu ki sizi de buna ortak etmek istemedi.
Hakan:Buna hakkı var mıydı peki? Ya da öncesinde neden haberim olmadı kızımdan?
Deniz:Çok haklısınız ama Aylin'in açısından bakınca da..
Hakan:Aylin'in açısından bakınca o da haklı evet ama şimdiden sonra her şey farklı olacak...
...
|ErtesiSabah/Otel|
-Sabah Hakan uyurken otel odasının kapısı çalar. Hakan ısrarla çalan kapıyı açar açmaz karşısında Aylin'i görür.
Hakan:Geldim ya geldim..! A-Aylin?
Aylin:Merhaba Hakan.
Hakan:Ne işin var senin burda?
Aylin:Konuşmaya geldim.
Hakan:Konuşacak bir şey yok.
-Hakan kapıyı kapatıp geri dönecekken Aylin durdurur.
Aylin:Açıklama yapmanın zamanı biliyorum.
Hakan:Açıklama yapacak bir şey mi kaldı ki? Bir kızım vardı ve öldü her şey bu kadar değil mi yoksa?
Aylin:Evet bu kadar ama..
-Hakan etrafa bakınır.
Hakan:İçeriye geç.
-Aylin içeri girince Hakan koltuğa oturur.
Aylin:Biliyorum çok kızgınsın, sinirlisin bana belki de nefret ediyorsun ama nasıl anlatırdım sana Hakan? Ben her gün acı çekiyorken senin de çekmene dayanamazdım.
Hakan:Onu geç Aylin bunca yıl bir kızım olduğunu saklamışsın benden. Hakkım değil miydi kızımı bilmek, onu görmek, onunla hayat sürmek? Hakkım değil miydi onu bağrıma basıp sevmek?
Aylin:Hakkındı evet sonuna kadar hakkındı ama Hakan..
Hakan:Bana kızgındın değil mi?(yüksek sesle) Haketmiyordum değil mi Ege'yi ben!? Benim kızımdı o Aylin! Nasıl düşündün böyle bir şeyi? Onu görmek herkesten her şeyden çok benim hakkımdı!
-Aylin'in gözyaşları tek tek dökülür gözünden. Hakan ağlamaya başlayınca Aylin'de tutamaz kendini.
Hakan:Ben onun için canımı verirdim Aylin canımı ya! Bir kez onu görmek için neler yapmazdım? Benden bu hakkı nasıl aldın sen? En azından varlığını bilseydim, bunu olsa yapsaydın bana...
Aylin:Çok istedim Hakan çok istedim ama sanki sürekli bir şeyler engel oldu buna. Evet bunun bahanesi olmaz ama..
Hakan:Daha fazla konuşmak istemiyorum Aylin.. Yetti bana tüm hepsi.
-Aylin hiçbir şey demeden öyle Hakan'a bakar. Hakan, Aylin'e sırtını dönüp dışarıyı seyreder. İkisi de hala ağlıyordur.
Aylin:Hakan ben.. Özür dilerim.
Hakan:Özür dilemenin bir faydası var mı ki artık Aylin..?
Aylin:Haklısın...
-Aylin kapıyı çekip çıkar. Hakan yaşlı gözlerle dışarıya çıkan Aylin'i seyreder.
Hakan:Bir yanım sarılmak istiyorken sana diğer yanım uzak kalmak istiyor senden.. Hangi yanım ağır basacak sana olan sevdama karşı?
-Aylin taksiye biner, Hakan'da pencere kenarından ayrılıp koltuğa oturur. Hakan televizyonun radyosundan açtığı şarkı aynı anda takside de çalmaya başlar.
"Yüze düşmüş zülüf
Nası' geleyim dönüp?
Gece resmimi öpüp
Vazgeçmişsin benden
Kara yolları bozuk
Kanadım yine kırık
Bana mektubu yazıp
Vazgeçmişsin benden
Yangın düşmüş kor, kor
Yanmış gönlüm yer, yer
Duydum sağdan, soldan
Vazgeçmişsin benden"
-Aylin gözleri yaşlı takside giderken kafasını geriye yaslar. Aklında sadece Hakan vardır. Kalbindeki acıyı söküp almak ister.
Aylin:(sessizce) Özür dilerim Hakan..
-Hakan'da hala oturduğu koltuktadır. O da elinde telefon Aylin'in resimlerine bakarken gözyaşları dökülmeye devam eder.
Hakan:Ne olacak bundan sonrası inci tanesi..?
"Doldur, bardak dolsun
Yanmış gönlüm, yansın
Sana da aşk olsun
Vazgeçmişsin benden
Tamam, gönlün olsun
Bu rüzgâr durulsun
Söyler eşim, dostum
Vazgeçmişsin benden
Belediyenin tüm hoparlörlerinden
Müzeyyen çalınsın
Vazgeçmişsin benden
Yangın düşmüş kor, kor
Yanmış gönlüm yer, yer
Duydum sağdan, soldan
Vazgeçmişsin benden
Doldur, bardak dolsun
Yanmış gönlüm, yansın
Sana da aşk olsun
Vazgeçmişsin benden
Yangın düşmüş kor, kor... "
___________________________________
26. BÖLÜM SONU

Yara 🍃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin