Aile

2.3K 137 54
                                    

Ferit'ten

Seyran'ın odasında, gün ışığının belirmesi ile anında gözlerim aralandı. Birkaç saniye olanları idrak etmek durumunda kaldım. Seyran kollarımın arasında dünyanın en huzurlu uykusundaymışçasına uyuyordu. Dün gece olanlar aklıma geldiğinde istemsizce bir gülümseme beliriyordu yüzümde. Aile olmaya karar vermiştik, evlenip fındığımızı birlikte büyütmeye karar vermiştik. Tüm düşüncelerimle uzunca birkaç dakika sonra vedalaşabilmiş ve hemen ardından, olabildiğince yavaş bir şekilde Seyran'ın başının altındaki kolumu geri çekmiştim. Seyran'ın dudaklarından varla yok arası bir mırıltı döküldüğünde yerimde donup kaldım adeta. Fakat güzel kadınım o kadar çok yorulmuştu ki, pozisyonunu değiştirip uykusuna kaldığı yerden devam etti. Parmak uçlarımda yükselerek, ses çıkarmamak için büyük bir özenle davranıp odadan çıktım. Bu defa planladığım kahvaltıyı hazırlamayı aklımın bir köşesine yazmıştım. Mutfağa girdiğimde yemek hazırlamanın hiçte kolay olmadığını fark etmiş olmama rağmen bir saatte mükemmel bir kahvaltı tabağı ortaya çıkarmıştım. En azından benim için mükemmeldi. Seyran için de öyle olmasını umarak,  portakal suyu, güzel bir menemen, peynir, zeytin, salatalık ve meyvelerden oluşan tepsiyi elime aldığım gibi odanın yolunu tuttum. Odaya girdiğimde Seyran'ın hala uyuduğunu fark etmemle yüzümde kocaman bir gülümsenin belirmesi bir olmuştu. Elimdeki tepsiyi nazikçe komodinin üzerine bıraktıktan sonra, muzip bir ifade takınarak yatağın içine girdim. Ellerimi yorganın altında gezdirirken Seyran'ın karnını bulduğumda zaferle gülümsedim. Onu hafifçe kendime çekip, boynuna başımı yerleştirdikten sonra neşeyle konuşmaya başladım,

"Annemiz neden hala uyuyor?"

Seyran'dan kısık sesli bir kıkırdama gelmesi ile onu kendime biraz daha yaklaştırıp saçlarının içinde kaybolmuş suratıma aldırmadan, kokusunu içime çekerek boynuna tutkulu bir öpücük bıraktım.

"Hadi ya, özledim." çocuk gibi mızmızlanırcasına konuşmuştum. 

Seyran da daha fazla bu çocuksuluğuma dayanamayacak olmalı ki, sakince gerinerek gözlerini açıp, birkaç saniyenin ardından hızla bana doğru döndü. Bu hareketi sayesinde burunlarımız birbirine değmişti. Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak sevdiğim kadının belindeki elimi biraz daha kalçasına doğru indirdim.

"Çok özledim." diyerek dudaklarına yaklaştım.

"Bende seni." Seyran'ın sesi yeni uyandığından dolayı mı yoksa içinde bulunduğumuz pozisyondan dolayı mıdır bilmem, oldukça tutkulu çıkmıştı.

Dudaklarımız birbiriyle buluştuğunda ikimizde büyük bir özlemle, tutkuyla hareket etmeye başlamıştık. Öpüşmemiz her geçen saniye derinleştiği esnada parmaklarımın Seyran'ın pijamasının kenarına ulaştığını fark edememiştim bile. Seyran ise bir şey hatırlamışçasına aniden irkilerek ayırdı dudaklarımızı. 

"Olmaz Ferit." nefes nefese kalmıştı. 

"Hm, ne olmaz?" kısık bir sesle sorduğum sorunun hemen ardından dudaklarımı Seyran'ın boynunda gezintiye çıkarmaya karar vermiştim. Fakat Seyran, ellerini göğsüme yerleştirdikten sonra beni hafifçe itti ve,

"Hamileyim ya hani Feritcim." dedi olağanüstü tatlı ses tonu ile.

Bir çocuk edasıyla dudağımı büzüp, başımı Seyran'ın omzuna yasladım ve ardından,

"Fındık için sabredeceğiz artık, ne yapalım." dedim.

"Şimdi, annemizin beslenme saati." diyerek Seyran'ın arkasına geçerek onu belinden kavradım ve yatakta doğrulması için yardımcı oldum.

"Ferit henüz hareket edebiliyorum." sahte bir sitemle konuşmuştu sevdiğim kadın. 

Gülümseyerek yanıtladım onu,

SEYRAN & FERİT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin