Ferit'ten
"SEN NE DİYORSUN ÇOCUK?" dedem sinirle adeta kükremişti. Gözlerimi yere çevirip derin bir nefes aldım. Büyük bir yalan söylemiştim. Seyran ile ilişkiye dahi girmemiştik. Ama bu yalanı söylemek zorunda kalmıştım. Seyran'ı bu halde bırakamazdım. Yanı başımda, yalıda kalsın istiyordum. Ben cevap dahi veremeden dedem bu kez de Latif Bey'e doğru döndü ve bağırarak emir verdi,
"Latif, hemen doktoru buraya çağır!"
Selim Bey beni çocukluğumdan beri tanırdı, ama böyle bir yalandan haberi yoktu elbette. Beni koruyacağından emin değildim. İşler sarpa sarıyordu ve aklım hala Seyran'daydı. Bir an önce odaya çıkıp onu görmek istiyordum.
"Kaç tane asistan geldi geçti, bu kızın uzun süre kalmasının sebebi de buymuş meğerse ki! Asistanına mı göz koydun şimdi de Ferit!?" dedemin sinirden gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
Tek kelime dahi etmeden olduğum yerde duruyordum. Ne cevap vermeye ne de bu olayı toparlamaya gücüm kalmamış gibi hissediyordum. Dedem sinirli bakışlarını üzerimden çekmemeye yemin etmişçesine bir durumdayken Latif Bey, yanında doktor ile birlikte içeriye girdi. Selim Bey ile kaçamak bir bakış paylaştığımızda başımı hafifçe yana eğdim. 'Yardım et' dercesine bakıyordum.
"Beni çağırmışsınız Halis Bey." dedi Doktor Selim.
"Kusura bakma doktor, sana da doğru dürüst bir hoşgeldin diyemedik." dedi dedem, sakinleşmeye çalışıyor gibiydi.
"Estağfurullah efendim. Seyran Hanım'ın başına gelen gerçekten çok kötü bir durum. Tekrar sizlere de geçmiş olsun."
"Çalışanımızın şimdiki durumu nasıl?" dedemin 'çalışanımız' diye hitap etmesi canımı sıkmıştı.
"İyi efendim. Herhangi bir sorun yok. Fakat oldukça halsiz, ayrıca vücudunun bazı yerlerine aldığı darbeler var. Tedavisine başladık." doktor kendinden emin bir şekilde konuştuğunda sevdiğim kadının ciddi bir şeyi olmadığı için şükrettim.
"Selim, sen en son ne zaman şirket çalışanlarının genel muayenesini yapmıştın?" diye sordu dedem.
"İki hafta önce Salı günü Halis Bey. Bir sıkıntı mı çıktı?"
"Seyran Hanım'ın hamile olduğunu da biliyorsun o zaman." dedem aniden söylediğinde doktor şok olmuşçasına bana kaçamak bir bakış attı.
"Ferit'i kendi oğlun gibi seversin biliyorum. Ama böyle bir şeyi saklamak senin haddine mi doktor!? Gözünden kaçtı desek, kız Ferit'in asistanı! Özel muayene ediyorsun, kan tahlilleri alıyorsun. Seni bunun için işe almadık mı!? Ailemizin yakınında çalışanların sağlığını koru diye aldık. Fakat sen arkamızdan iş çeviriyorsun, Ferit Bey'inle!"
Dedem git gide sesini yükselterek konuşurken Selim Bey'e attığım bakış etkili olmuş olacak ki yine kendinden emin bir şekilde dedeme cevap verdi,
"Efendim sizden bir şey saklamam mümkün değil, emin olun."
"Ferit, Seyran Hanım'ın hamile olduğunu söylüyor! Hem de çocuk onunmuş!" dedem sinirle bağırmaya devam ediyordu.
"Ferit Bey'in hakkı var." Selim Bey'in sözü karşısında şok olmuş gibi gözlerimi ona çevirdim. Ben şaşkınlıkla ona bakmaya devam ederken cümlesine devam etti,
"Seyran Hanım hamileymiş, fakat iki hafta önceki kontrolde bebeğini kaybettiğini söylemişti. Benim de bu şekilde haberim oldu. Ferit Bey'e kendileri söyleyecekti."
Dedem şaşkın bakışlarımın bebeğimi kaybettiğim için olduğunu düşünmüş olacak ki, doktorun savunması karşısında ona çıkmasını söyleyerek odada baş başa kaldığımızda sertçe kolumdan çekti ve son sözünü söyler gibi kelimelerin üstüne basa basa konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEYRAN & FERİT +18
Fiksi PenggemarKorhan ailesi, küçük oğulları Ferit Korhan'ın evliliği için değil de asistanı için bir arayış içerisinde olsalardı? Korhan Şirketi'nin yeni yöneticilerinden biri olan Ferit Korhan'a en iyi şekilde kim asistanlık yapabilirdi? Gelin, birlikte görelim...