Seyran Şanlı ve Ferit Korhan, diğer günlerde olduğu gibi yağmurlu bir Nisan gününde de ofisleri içerisinde çalışmaya devam ederlerken kendilerini izleyen bir çift gözden habersizlerdi. Seyran, masasının üzerinde günlerdir bekleyen dosyalara göz atıyor, bir yandan da bilgisayarının notlar kısmına birkaç önemli detayı yazıyordu. Ferit ise imzasının gerektiği evrakları çoktan imzalamış, yanağını sağ koluna yaslamış bir halde Seyran'ı seyrediyordu.
Ferit'ten
"Seyran." dedim umursamaz bir tavırda. Karşımdaki masada oturan asistanımın güzelliğinden etkilendiğimi belli etmek istemiyordum elbette.
"Buyrun Ferit Bey." dedi dosyalardan bakışlarını ayırmadan Seyran.
"Bir yıldır yanımdasın, asistanımsın. Bana en yakın kişisin." sesimi en yumuşak tona ayarlamıştım.
"Abidin Bey'i atlamamalısınız bence." bakışları dosyaları ve bilgisayarı arasında gidip geliyordu, bir türlü gözlerimle buluşmuyordu. Ses tonundan ise 'çok işim var, konuşma' mesajını alabiliyordum.
"Patronunla göz teması kurmadan konuşmak, iş etiğinde yer alıyor mu Seyran Hanım?" dedim ciddi bir tavır takınarak.
"Afedersiniz." dedi ve masasının önündeki dosyaları eliyle biraz kenara ittikten sonra arkasına yaslanarak gözlerini gözlerimle buluşturdu.
"Evet sizi dinliyorum." diye devam etti.
Gözlerimiz buluştuğunda kalp atışımın hızlandığını hissedebiliyordum. Kahretsin. Hep böyle oluyordu. Daha önce birçok kızla birlikte olmuştum ama Seyran'ın karşısında yaşadığım heyecanı daha önce kimsenin karşısında yaşamamıştım. Üstelik heyecanlanan taraf ben değil o olmalıydı. Çünkü ben onun patronuydum! Kalbimin hızına aldırmadan, elimi titreyen dizimin üzerine koydum ve hafifçe öksürerek sesimi kontrol ettim.
"Yarın geceki davete benimle gelmeni istiyorum." bir çırpıda söyleyivermiştim. Beklediğimin aksine, gülümsedi ve başını salladı.
"Ferit Bey zaten geleceğim. Bir ihtiyacınız olduğunda mesaj atarsınız, görevliler aracılığıyla iletirim size. Endişeniz olmasın. Hiçbir aksilik çıkmayacak." ,
İç sesim deli gibi sövüyordu. Kendimi anlatamamıştım. Tamamen yanlış anlamıştı.
"Öyle değil. Diğer asistanlar gibi sahne arkasında görev almanı istemiyorum." dedim.
"İzinli miyim o gün?" diye sordu masum bir tavırda. Acaba anlıyordu da, anlamamazlıktan mı geliyordu?
"Seyran, davete benimle birlikte yani partnerim olarak katılmanı istiyorum."
Bir anda yüzündeki gülümseme donuklaştı ve gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"Ferit Bey, tabi ki olmaz. Bu yakışık almaz. Ben sizin asistanınızım. Pelin Hanım'ı davet etmelisiniz." dedi titreyen sesiyle.
"Seyran, biz ayrılık ya hani. En iyi sen biliyorsun." dedim sıkıntıyla iç geçirdikten sonra.
"Yapışıkmışız gibi yanımda durup her saniye beni darlayacak birini istemiyorum. Seni istiyorum Seyran." dedim gözlerimizi ayırmadan.
Seyran'ın gözlerindeki ışıltıyı görmek hiçte zor olmamıştı. Tam konuşacağı sırada elimle beklemesini işaret ederek konuşmaya devam ettim.
"Dedeme danıştım. İzni var. Kariyerim açısından da doğru bir karar olacak seninle gitmem. Özel hayatımda kimse olmadığı ve yalnızca işe odaklanmış olduğum imajını vereceğiz."
Seyran'ın bir anlığına alayla kıkırdaması beni de rahatlatmıştı. Aslında bunu bir hafta öncesinde konuşmuştum dedemle fakat bir türlü Seyran'a söyleme cesaretini bulamıyordum kendimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEYRAN & FERİT +18
FanficKorhan ailesi, küçük oğulları Ferit Korhan'ın evliliği için değil de asistanı için bir arayış içerisinde olsalardı? Korhan Şirketi'nin yeni yöneticilerinden biri olan Ferit Korhan'a en iyi şekilde kim asistanlık yapabilirdi? Gelin, birlikte görelim...