SEYRAN & FERİT +18

İşim Olmaz

Ferit'ten

Günün erken saatlerinde uyanmış, birkaç uzun şehvetli dakikanın daha ardından kahvaltı yapma kararı alabilmiştik. Şirkete gidip gitmeme konusunu kafamda tartarken Seyran ile göz göze geldik. O omlet yapıyor, ben ise sofraya tabakları yerleştiriyordum.

"Şirkete gitmeni istiyorum." dedi narin sesiyle sevdiğim kadın. Adeta düşüncelerimi okuyordu, ben ona fikrini sormadan gitmem gerektiğini söylemişti.

Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdikten sonra birkaç adımda Seyran'ın yanına ulaştım. O, büyük bir dikkatle omleti pişirmeye devam ettiği sırada arkasından yavaşca yaklaşarak ellerimi beline götürdüm. Yüzümü ise boynuna yerleştirdikten sonra kıvrak bir hareketle mutfak ocağının altını kapadım.

"Bu güzelliği bırakıp gitmek mi? Dalga geçiyor olmalısın."

Seyran'ın belindeki ellerimi kenetlediğimde yavaşca vurdu.

"Benim için hiçbir işini ertelemeni istemiyorum. Lütfen."

Dudağımı ısırarak cevapladım,

"İki şartım var güzelim."

"Neymiş onlar?" dedi muzip bir sesle, belindeki ellerimden kurtulmaya çalışırken Seyran.

"İlki, benimle şirkete geleceksin. Çünkü sensiz orada bir hiçim." dedim kendimden emin bir şekilde.

Kıkırdadı ve belindeki ellerimi itmekten vazgeçip okşamaya başladı.

"Koskoca Ferit Korhan bir hiç olacak öyle mi?"

"Geliyorsun sanıyorum ki." dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Tabiki gelirim. Zaten bende sensiz kalmak istemiyorum. Kendimi de iyi hissediyorum. Dünü tamamen unutmak istiyorum." dedi gittikçe kısılan bir ses tonu ile.

"Bence tamamen unutmamalısın. Biliyorsun, gece çok hoşnut olduğun türden şeyler yaşandı." dedim ve ardından muzipçe göz kırptım.
"Hadi, sen ikinci şartı söyle de şu omleti yiyelim artık." dedi sabırsızca sevdiğim kadın.

"Hmm ikinci şart.." dedim ve Seyran'ın arkasındayken kendimi ona bastırdım.

"Feriiit, yeterli artık." dedi beni ittirmeye çalıştıktan sonra.

Seyran'ı duymamışçasına elimi belinden aşağısına doğru götürdüm ve üstündeki saten geceliği sıyırarak kalçasını çıplak bırakıp, hafifçe sıktırdım. Seyran'ın dudaklarını ısırdığını fark etmem beni çılgına çevirmişti adeta.

"Hala istemiyorsan, durmamı söylemen yeterli." dedim tahrik edici bir ses tonunda.

Seyran'ın geceliğinin askılarını yavaşca indirdiğimde, birkaç saniye içerisinde saten gecelik yerle buluşmuştu. Seyran ise hızla bana doğru dönüp dudaklarıma gömüldü adeta. 'Seni istiyorum' demekti bu. Zafer dolu varla yok arası gülümsedim ve Seyran'ı kalçalarından tutarak kucakladım, hemen ardından tezgaha oturmasını sağladım.

"Ferit, dur burada olmaz." dedi Seyran dudaklarımızı ayırarak.

Nefes nefese iken kısa bir süre birbirimizin gözlerine dalmıştık sanki. Seyran'ın belinden bir kez daha kavradım. Onu yeniden kucakladığımda, Seyran boş durmak yerine üzerimdeki giysileri çıkartmaya koyulmuştu. Bir hışımla Seyran'ın odasına girdiğimizde ikimizde tutkuyla yanıyorduk sanki. Seyran'ı sertçe yatağına bırakır bırakmaz ikimizinde çırılçıplak kaldığını fark etmiştim. Öpücüklerim Seyran'ın boynundan, kasıklarına doğru inmişti. Kadınlığındaki dil darbelerim gittikçe artıyor, hızlanıyordu. O ise yatağın çarşafını sertçe çekiştiriyordu.