Ferit'ten
Yorucu bir alışveriş gününün ardından yorgunlukla eve gelmiş, odamızda dinlenmeye koyulmuştuk. Ben yatakta uzanırken, Seyran ise odanın bebeğimiz için olan tarafında aldıklarımızı yerleştirmekle meşguldü.
"Hayatım, gel dinlen lütfen. Yarın birlikte yerleştiririz." odanın arka tarafında kalan kısma doğru seslendim.
"Olmaz! Ben hemen yerleştirmek istiyorum. Ya aniden doğurursam?" Seyran muzipçe karşılık verdiğinde kaşlarımı çatarak konuştum,
"Prensesin gelmeye niyeti mi var yoksa Seyran Hanım?"
"Bence sıkılıyor artık orada. Çok hareketli. Özellikle de senin sesini duyduğunda."
Seyran'ın bebeğimizi kıskanıyormuşçasına kurduğu cümleye ufak bir kahkaha atmıştım.
"Kıskanıyorsun işte bak."
"Kıskınıyırsın işti bık." Seyran'ın beni taklit etmesiyle kahkahalarımın çoğalması aynı anda gerçekleşmişti.
"Feritcim kahkahayı bırak da şu telefonumu getir lütfen. Mesaj geldi." Seyran'ın bunu söylerken dahi kıskandığına adım gibi eminim. Fakat emin olduğum bir konu daha vardı, o da kahkahayı bitirmediğim takdirde karımdan yiyeceğim dayaktı.
"Hemen getiriyorum karıcığım." dedim yatağın kenarında duran çantaya uzanırken.
Hızlıca çantaya ulaştığımda, içinden telefonu bulmam zor olmamıştı. Seyran'ın telefonunu elime aldığım gibi art arda bildirim sesleri gelmeye başlamıştı.
"Allah allah kimmiş bu saatte?" dedi Seyran endişeyle, elindeki giysileri bırakmadan bana doğru dönmüştü.
"Bakayım mı?" elbette karımın telefonuna bakmadan önce izin almam gerekiyordu.
"Bak bak."
Seyran'ın onay vermesi ile telefonun kilidini açmıştım. Birkaç mesaj gelmişti, fakat atan kişi rehberde kayıtlı değildi. Ayrıca numarası da gizliydi.
"Gizli numara.." fısıltıyla konuşmuştum.
"Ne?"
Seyran'ın sorusuna karşılık vermek yerine gelen mesajları açtım. Mesaj kutucuğuna girdiğim gibi karşıma Seyran'ın bebek mağazasındayken uzun, sıska bir adam ile el ele tutuştuğu birkaç fotoğraf çıkmıştı. Kaşlarım kendiliğinden çatılmış, çenem ise dişlerimin gıcırtısını duyacağım şekilde kenetlenmişti.
"Bunlar ne?" dedim yataktan hızla kalkarken.
"Neler?" dedi anlamaya çalışırcasına başını telefonun ekranına doğru uzatarak Seyran.
"Ben kızımıza kıyafet alırken mi yaşandı bu? Yoksa senin aşerdiğini sanıp pamuk şeker almaya gidince mi?" gördüğüm manzara karşısında sinirlerimi kontrol etmekte oldukça güçlük çekiyordum. Kan beynime sıçramış gibiydi.
"Ne diyorsun Ferit sen? Neyi ima ediyorsun?" dedi Seyran kaşlarını çatarak. Fotoğrafa birkaç saniyeliğine bakabilmişti sadece.
"İma etmiyorum Seyran. Al bak, hamile karım biriyle el ele tutuşuyor." dedim telefonu iyice gözlerine yaklaştırarak.
"Bana daha çok karının zorla elleri tutulmuş, tehdit ediliyor gibi geldi!" Seyran da sesini yükseltmişti.
"Zorla? Güldürme beni Seyran. Beş adım ötendeydim. Seslensen anında yanında olurdum. Kimi kandırıyorsun sen?"
"Kişi kendinden bilirmiş işi!"
"Neden bahsediyorsun sen ya? Evlendiğimiz günden beri seni bir kere bile kandırdım mı ben?" öfkem gittikçe artıyor, içimde bir çığ gibi büyüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEYRAN & FERİT +18
FanfictionKorhan ailesi, küçük oğulları Ferit Korhan'ın evliliği için değil de asistanı için bir arayış içerisinde olsalardı? Korhan Şirketi'nin yeni yöneticilerinden biri olan Ferit Korhan'a en iyi şekilde kim asistanlık yapabilirdi? Gelin, birlikte görelim...