Fransızca Meselesi {+18}

2K 101 29
                                    

Son kısımda oldukça fazla cinsellik vardır, uyarıyorum.

İyi Okumalar!

-

Ferit'ten

"Bence banyodaki maceramıza bu gece yatağımızda da devam etmeliyiz."  Seyran'ın şehvet dolu sesi ile kulağıma fısıldadığı bu cümle dudağımın kenarını ısırmama neden olmuştu. Karşımda duran güzelliğe daha fazla kayıtsız kalamayarak, onu belinden kavradım ve ellerinin göğsümde birleşmesini sağladım. 

"Seyran, senin amacın ne acaba? Çünkü sen böyle konuştukça ben çıldıracak gibi oluyorum da.. Böyle her gün, her saat, her dakika, her an seni-"

"FERİT!" Seyran bu defa gerçekten kuvvetli bir şekilde göğsüme vurduğunda abartılı bir tepki ile kendimi geri çektim ve,

"Daha sert vursaydın Seyrancım, kaburgalarım hissedememiş tam." dedim alayla.

"Sen gideceğimiz yeri söylemezsen kaburgaların da hissedecek Ferit Korhan." Seyran'ın tehditkar bakışları yüzümde gezinirken gözlerimi devirerek cevapladım,

"Sana da sürpriz yapılmıyor Seyran Korhan. Hamilelikten dolayı yargı dağıtıyorsun, maşallah." bir yandan da sevdiğim kadına yaklaşmış, üşümemesi için ceketini düzeltiyordum.

"Babalarına çekmişler işte, bunda şaşırılacak bir şey yok." 

Ufak bir kahkahadan sonra eğilerek Seyran'ın hafifçe çıkık durmaya başlayan karnına kısa bir bakış attım.

"Aferin size. Bana benzeyin ki, anneniz üç tane Ferit Korhan'la baş etmek zorunda kalsın." 

Seyran aşina olduğum o sıcacık gülüşünü takındığında, istemsizce ben de gülümsemiştim.

"Nereye götürüyorsun bizi, babamız?" sevdiğim kadın aynı soruyu yaklaşık on beş kez sormuştu. Sanırım artık bir cevap vermem gerektiğini düşünerek,

"Aslında, bugün Eyfel Kulesinin etrafında geziniriz diye düşünmüştüm. Ama babam mesaj atmış, bu gece büyük şirketler için bir kokteyl düzenleniyormuş. Merak etme, otelde falan değil. Gayet güzel tarihi bir binada olacakmış. Eğer senin için sorun olmazsa, oraya gidelim diyorum. Tatilimizi bir haftadan on güne çıkarırız belki. Bol bol gezmek için vaktimiz olur daha. Ne dersin güzel karım?" dedim.

"Neden sorun olsun hayatım? Hala senin asistanın olduğumu unutuyorsun." göz kırparak saçlarını savurduğunda baştan aşağı süzmüştüm güzeller güzeli eşimi.

"Acaba biz hiç odamızdan çıkmasak mı bugün?" dedim çapkınca.

"Merak etme, beklediğine değecek." Seyran yanağıma upuzun bir öpücük bıraktıktan sonra fısıldamış, hızlıca balkondan çıkıp dışarı çıkmak için son hazırlıklarını tamamlamaya koyulmuştu.

-

Seyran'dan

Ferit ile zar zor otelimizden ayrılabilmiş, bir saatin sonunda kokteylin yapılacağı yere ulaşabilmiştik. Ferit özel aracımız için şoför istememiş, kendisi sürmekte ısrarcı olmuş olduğundan dolayı dakikalarca aramıştık şu anda içinde bulunduğumuz büyük, tarihi binayı. 

"Seyro ya şimdiden sıkıldım ben. Hiçbir şey de anlamıyorum zaten." kokteyl masasının bir ucuna sıkışmıştık resmen. Tamamen koluma yapışmış, bir çocuk edasıyla mızmızlanıyordu adeta Ferit.

 Tam Ferit'e cevap vereceğim esnada bakışlarım istemsizce mekanın girişine takıldı. Magazinci ordusu eşliğinde içeriye giren genç adam, Fransa'nın en önemli iş insanlarından biri Charles Dinçer'di. Babası Türk asıllı olduğundan dolayı sık sık Türkiye'ye gelip, iş görüşmeleri gerçekleştiriyordu. Elbette, bizim şirketimiz ile de önemli anlaşmaları vardı. Ama yalnızca anlaşmalarımızdan dolayı tanımıyordum onu. Aynı zamanda bir dönem bana özel bir ilgisi de olmuştu. Fakat bu ilgisine karşılık bulamamasından dolayı bir daha benimle iletişime geçmemişti kendisi. Ferit de baktığım yöne doğru baktığında içimden 'Eyvah' diye geçirmiştim.

SEYRAN & FERİT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin