Neydi kaybetmek?
Bir şeyin yok olması mıydı? Ya da bizden gidişi miydi? Geri gelmeyecek olması mıydı?
Eğer bir eşyanı kaybedersen, bulmak için en son bıraktığın yere bakabilirsin. Fakat hayatındaki birini kaybedersen, onu bulmak için çaba sarf etmen gerekir.
Çünkü hiçbir insan bıraktığınız yerde, bıraktığınız gibi kalmaz...
Peki kaybetme korkusu nedir?
İçinde bir yerde uyuyan o sevgi duygusunu uyandırmaktır. Birini sevdiğini ona karşı kaybetme duygusunu hissettiğinde anlarsın. Onu kaybetme ihtimali bile seni korkutur. Bu durumu göze alamazsın.
Zaten onu kaybetme ihtimalini göze alabiliyorsan sevmiyorsundur...
YAZARIN ANLATIMIYLA:
Koşarak çevredekilerin yanına gittiler. Işıl'ın gözleri kızları ararken Tugay çevredekilere döndü. "İçeride kalan var mı?" Kızlardan biri döndü ve cevap verdi. "11 numaralı odadakiler hala içeride." Bunu duyar duymaz Yiğit ve Tugay içeriye daldı. Bir süre sonra kucaklarında Defne ve Gece ile çıktılar.Gece dumandan bayılmış, Defne ise öksürüyordu. Gelen ambulansla hemen doktorlar müdahale etti. O sırada Işıl, Kumsal'ın hala içeride olduğunu fark edip, içeri daldı. "KUMSAL NERDESİN SES VER!" Zaten eski olan yurt yıkılmaya başlıyordu.
Kumsalı yarı baygın halde bulan Işıl hemen kolundan tutup çıkmasına yardım etti. "Dayan güzelim az kaldı çıkacağız buradan." Kapı yanmış, kızların üstüne düşmüştü. Omzu yanan Işıl acıyla inliyor, ardından kapıya dayanmış Kumsalı tutuyordu.
Zorla da olsa sonunda çıkmışlardı. Ayaz ve Anıl da gelmişti. Ayaz da Kumsalı kucağına aldı, ambulansa doğru götürdü. Akşam olmuştu. Kızlar yurdu yandığı için bakımı yapılana kadar erkekler yurduna taşınacaklardı. Kızlar bazı boş odalara geçmiş, yerleşiyorlardı. Ayaz odanın kapısını tıklatıp, içeri girdi. "Yerleşmeniz bittiyse yemekhaneye gelin hadi." Kızlar aşağı inince Işıl omuz kısmını sıyırdı. Ve merhem sürecekti. O sırada kapı aralandı Anıl konuşmaya başladı.
"Yardım ister misin?" Işıl başıyla Anıl'ın sorusunu onayladı. Anıl içeri girdi, merhemi alıp sürmeye başladı. "Kızım sen deli misin?" Işıl kaşlarını çattı. "Ya yine ne yaptım?" Anıl güldü. "Yanan yurda daldın Işıl. Ya bir şey olsaydı?" Işıl sırıttı. "Bana bir şey olmaaaaaz." Gülerek odadan çıkıp, yemekhaneye gittiler.
Kız ve erkek yurdunun müdürleri gelmişti. "Çocukla bir süre beraber olacağız. A blokta erkekler kalacak B blokta kızlar. Bloklar arasında güvenlik olacak girişler yasaklanacak. Mümkünse birbirinizi rahatsız etmeyin." Erkek yurdu müdürü konuştu. "Lütfen bir sorun çıkmasın gençler." Kızlar bir süre burada kalacaklardı.
Odalarına gidip hemen yatmayı planlıyorlardı ki yatakta bir not daha buldular.
"Yavaş yavaş her şeyi elinizden alacağım. Finale Kumsalı sakladım...X."
Korkuyla notu yırtıp yataklarına dağıldılar. Kimse konuşmaya cesaret edemese de hepsi notta yazanları düşünüyor, içten içe korkuyorlardı. Hafta sonu gelmişti. Herkes uyanmış yemekhaneye kahvaltıya inmişlerdi. Fakat Işıl ve Anıl hala uyuyorlardı. "Diğerleri hala uyanmadı mı? Kahvaltıya inselerdi bari." Tugayın söylediğine hak vermişlerdi. "Ben gidip Işıl'ı uyandırayım. Yiğit sende Anılı uyandırsana." Beraber masadan kalktılar. Işıl ve Anıl'ı da uyandırıp, yemekhaneye döndüler.
" Ya bugün bir şeyler mi yapsak?" Defne'nin konuşmasıyla herkes oraya döndü. Gece söze atladı. "Ama deneme var, ona çalışmamız gerekiyor." Kumsal baktı. " Bugün gezelim, akşam dönünce ödevleri yaparız. Yarında kütüphaneye gidip ders çalışırız. Ne dersiniz?" Ayaz kızlara döndü. "Ben şoförünüz olarak sizlerle eşlik edebilirim." Beraber gülmeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GECELER
Teen FictionYaptıklarımızın sorumlusu biziz de, yaşadıklarımızın sorumlusu da biz miydik? Yaşadıklarımızın bizim seçimimiz olmadığı kesin... Hangi çocuk bir aileye sahip olmak istemez ki? Kim çocuk yaşta hayatın gerçeklerini kaldırabilir? İşte biz Yuvayız bu a...