BEŞ AY SONRA
Aylar oldu. Yaralar kabuk bağladı, ama izi kaldı... Zaman akıp giderken geçen bu sürede yapılan tek şey alışmak oldu. Zaman... her acının ilacı olamıyordu. Bazen zamanın tek yararı alışmanı sağlamak oluyordu. Bazı acılar geçmiyordu. İlk gün ki gibi o sızı hissediliyordu kalbinde... Bazen zaman yalnızca kabullenmeni sağlıyordu. Kabullendikçe o sızı şiddetleniyor, bir yanının eksik olduğunu, hep eksik olacağını yüzüne vuruyordu.
Bir gülüşünle kaybını hatırlıyordun, o acıya ihanet etmişçesine daha çok sızlıyordu kalbin. Sanki gülmek yasakmışçasına... Sanki ufak bir mutluluk ona ihanet ettiğini gösteriyormuşçasına hissettiriyordu...
Işıl haklılığını ortaya çıkarmak, kardeşinin intikamını almak için çabalamaya devam ederken Defne kimsesizlik çukurundan tek dostu olan Işıl'ın elini tutarak çıkmıştı. Tek bir amaç vardı. X ve Yardımcıyı yakalamak, Gece ve Nefes'in pisliklerini ortaya çıkarmak. Öyle kolay bir intikam olmayacaktı. Gece bu işten kolay kurtulamayacaktı. Işıl nasıl kardeşini kaybettiği anda o yalnızlığı hissettiyse, o çaresizliği hissettiyse kat be katını Gece hissedecekti. Işıl'ın canı yandığı kadar Gece'nin de canı yanacaktı.
"Işıl uyan hadi işe geç kalacağız!" Defne bir yandan kahvaltıyı hazırlarken bir yandan Işıl'ı uyandırmaya çalışıyordu. Yaz tatiline girmişlerdi. Defne ailesinden kalanlarla bir ev tutmuştu. Daha fazla yurtta kalıp diğerleriyle muhattap olmak istemiyorlardı. Beraber bir kafede garson olarak çalışıyorlardı. "Tamam ya of!" Işıl da kalkmıştı. Hızlıca elini yüzünü yıkayıp Defne'nin yanına geldi. Işıl mutfağa kahvaltıyı hazırlayan Defne'nin yanına gelerek yanağına küçük bir öpücük bıraktı. Ardından arkasındaki masaya döndü ve ağzına hemen bir zeytin attı. "Vay döktürmüşsün yine kızım." Defne gülümsedi. "E yapıyoruz bir şeyler. Hadi otur yoksa geç kalacağız." İkisi de beraber masaya oturup kahvaltı etmeye başladılar. "Defne şu peynirli böreği uzatır mısın? Defne?"
Defne olduğu yerde sıçradı. "Ha? Efendim?" "Yine neye daldın?" Defne derin bir iç çekti. "Biliyor musun Işıl bizim Yiğit ile hayalimizdi bir ev tutup yazı beraber geçirmek. Böyle evin içinde de bir kedimiz olacaktı. Birlikte gezip eğlenecektik. O aklıma geldi şimdi. Işıl... Ben ben bunları hak etmedim."
Işıl Defne'nin dediklerine göz devirdi. "O demek ki gerçekten sevmemiş seni Defne. Eğer sana bu hayalleri kurdurup ihanet ettiyse seni hiç sevmemiştir zaten. Seven ihanet etmez Defne. Seven-" Defne ayağa kalktı.
"Işıl susar mısın? Sevdi beni tamam mı! Yiğit beni çok sevdi ve biz çok güzeldik anladın mı?" Işıl da ayağa kalktı ve acımasızca cümlelerini sıraladı. "SEVMEDİ SENİ DEFNE SEVMEDİ! SEVSEYDİ BAŞKASININ KOLLARINA GİTMEZDİ! SEVSEYDİ İHANET ETMEZDİ! ÇÜNKÜ İNSAN SEVDİĞİNE KIYAMAZ VE YİĞİT SANA KIYDI! ANLA ARTIK ŞUNU! "
Defne yerinde sarsıldı. Beyni durmuş gibiydi sanki hiçbir şey düşünemiyordu. Yere çömeldi ve ağlamaya başladı. "Işıl hak etmedim... Asla hak etmedim b-ben bunları." Işıl Defne'yi bu halde görünce gözleri doldu. Yanına eğildi ve destek olmak istercesine elini tuttu.
"Biliyorum güzelim hak etmedin. Ama bizim savaşımız devam ediyor Defne'm iyi veya kötü devam ediyor işte. Biz bu savaşı kazanıp kendi krallığımızı kuracağız söz veriyorum sana. Hadi sil göz yaşlarını."
Işıl derin bir iç çekip sözlerine devam etti. "Hayat bu Defne... Doğuyor, yaşıyor ve ölüyoruz. Doğar doğmaz ailesini kaybedenler, yetim büyüyenler, tecavüze uğrayanlar, öldürülenler... Kim hak eder ki Defne? Hiçbir insan yaşadığı birçok şeyi hak etmiyor... Bazen hak edip etmediğimize bakmak yerine oldu ve bitti demeyi bilmeliyiz. Bazen bazı şeyleri kabullenmeliyiz. Biliyorum kabullenmek acıyı geçirmez. Ama en azından umut edip hayal kırıklığına uğramaktansa ya da sebep arayarak kendini yormaktansa kabullenmelisin bazı şeyleri. Yiğit seni aldattı. Sana ihanet etti ve seven ihanet etmez... Seven bir başkasına ihtiyaç duymaz... Bu senin hatan senin eksikliğin değil onun karaktersizliğiydi. Daha fazla kendini yormak, canını acıtmak yerine kabullen Defne. Yiğit karaktersizin piçin tekiydi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GECELER
Teen FictionYaptıklarımızın sorumlusu biziz de, yaşadıklarımızın sorumlusu da biz miydik? Yaşadıklarımızın bizim seçimimiz olmadığı kesin... Hangi çocuk bir aileye sahip olmak istemez ki? Kim çocuk yaşta hayatın gerçeklerini kaldırabilir? İşte biz Yuvayız bu a...