13. BÖLÜM: NO.3

254 45 18
                                    

Karanlık Geceler diyorduk.

Peki geceler hep karanlık mıydı?
Yoksa geceleri karartan insanlar mıydı?

Ay'ın arkasına saklanan Güneş'in ışığı, gökyüzündeki milyonlarca yıldızın parıltısı varken gecelere karanlık demek haksızlık olmaz mıydı?

Geceler her zaman karanlık değildi.
Bazı geceler vardır.
Işık olmayan, seni aydınlıktan alıkoyan, karanlıkla birlikte seni yalnızlığınla baş başa bırakan geceler...

Gecelerimizin ışığını alan insanlardı.

Hayatımızda "Canavar" diye adlandırdığımız o insanlardı bizi karanlık gecelere mahkum eden.

Hayat ışığımızın bir anda sönmesi ve karanlığa mahkum olmak...

Zordu değil mi?
Gözlerin alıştığı ışığın bir anda kaybolması...

Zordu elbette!

Önce aydınlığa alışan gözlerin beklemediği bir anda karanlığa mahkum ediliyordu...

Sen kurtuluş yolunu ışığın yönüne göre seçiyorken şimdi o yolu bile göremiyorsun. Yapacak bir şey yoktu ki...

Ya kaderine boyun eğip canavarına teslim olacak, ya da canavarınla savaşacaktın...

Kumsal çocukluğunu çalan canavarı X ile savaşmayı seçmemiş miydi?

Işılsa gençliğini çalmak isteyen canavar babasına kafa tutmayı seçmemiş miydi?

Defne ise ailesini çalan canavar mafyalara boyun eğip hayatına devam etmemiş miydi?

Bazen savaşmak zorunda kalıyor, bazen de pes etmek zorunda kalıyorduk.

Kumsal ve Işıl hayalleri olan iki kız... Savaşmak zorundalardı.

Defne ise hiç tanımadığı mafyalarla savaşamayacağı için pes etmek zorunda.

Bir diğer seçenek ise kendi kaderini kendi yazmaktı. Bu sefer canavar olan bizdik. Zaaflarımız uğruna canavar olmayı seçerek kendimizi karanlığa alıştırıyor, başkalarını da karanlığa mahkum ediyorduk...

Gece'nin tek bir zaafı vardı. Zaafı uğruna canavar olup, karanlığı seçti. Kendi gibi herkesi karanlık kuyuya çekiyordu...

YAZARIN ANLATIMIYLA:

Işıl şok içinde Çağla'ya bakıyordu. Ne işi vardı burada? Çağla ile en son bir kaç ay önce görüşmüştü. Karşısında görmeyi beklemiyordu. "Sen, nasıl buldun beni?" Çağla göz kırptı.

Sessizce konuşmaya başladı.  "Hiçbir şey çaktırma, seni bu adama verecek değildim herhâlde. Kurtaracağım seni merak etme sadece ayak uydur." Işıl hala  ne olduğunu anlamamışken içeriden bir ses duyuldu. "KIZIM KİM GELMİİİŞ?"

Çağla eve girip içeridekilerin duyacağı şekilde konuştu. "Işıl ablam ay nişanlanıyorsun demek! Çok mutlu oldum senin adına."

Işıl'da ayak uydurmaya çalışıyordu. "Evet şey Çağlacım gelsene şöyle."
Babası gözlerini dikti kızların üzerine.  "Kızım bu kim?" Çağla gülümsemeye çalışarak konuştu. "Ben Işıl'ın gittiği bir kolej vardı, oranın sahibinin kızıyım."

KARANLIK GECELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin