24. BÖLÜM: İNTİKAM

34 7 5
                                    

İntikam soğuk yenen bir yemekti. Neden mi? İnsanın içindeki intikam aşkıyla alevlenen ateşi söndürmek için...

Bazen insanın canı öyle bir yanıyordu ki, yanan canına kıyacak kadar... Başkalarının canını yakacak kadar... Belki de canının yanmasına alışacak kadar...

İşte Işıl'ın da canı öyle bir yanmıştı ki... Gözü intikamından başka bir şey görmüyordu. Hiç tanımadığı birine bile yardım etmek için canını dahi riske atabilecek bir kızdı. Aynı şekilde intikamını almak için herkesin canını riske atabilirdi...

Kumsal ve peşinde gelen beladan, kızları korumak için canını bile tehlikeye atıp, onlara zarar gelmemesi için kendine bile zarar verdirirdi. Fakat bu grup kardeşini, canından bir parçasını ondan almıştı. Canı yanıyordu... Her defasında herkesin koruyucusu olup hep ona zarar gelmesini anlayamıyordu... Kime zarar gelmesin diye korusa ona zarar veriyorlardı... Işıl hep sevdikleri tarafından darbe yiyordu. Kime güvense ihanete uğruyordu. Kimi korusa korunmaya ihtiyaç duyuyordu...

Ama artık aptallığa yer yoktu! Merhamet hiç yoktu! Hele acıma duygusu? O hiç yoktu... Canını yakanın canını alacaktı!

Herkes sabah erkenden kalkmıştı. Işıl ve Defne'nin, Evren sayesinde edindiği bilgilerle birlikte yardımcıyı ele geçirebileceklerdi. Sonunda belanın büyük bir kısmından kurtuluyorlardı. Artık X'e çok daha yakındılar...

"Karakola gitmemiz lazım." Kumsal'ın yıllardır hayalini kurduğu şey gerçekleşmişti! Sonunda yıllardır ona hayatını zehir eden adamdan bir parça yakalamıştı. "Hemen arabaya atlayın." Ayaz hemen arabayı hazırlamaya gitti. "Bende geliyorum!" Gece tam kalkmak için hareketlenmişti ki Işıl'ın kolunu tutmasıyla son buldu. "Sen buradasın! Seninle hesaplaşacağız daha dur bir yere gitmek yok."

Gece susmuş, bir şey diyememişti. "Bende geliyorum." "Bende." "Beni de alın!" "Bende varım." Ayaz arabayı halletmişti. Karakola; Defne, Yiğit, Ayaz, Anıl, Tugay, Çağla, Aytuğ, Poyraz, Rüzgar ve Kumsal gidiyordu. Ayaz arkasını döndü ve sanki bu anı yıllardır hayal ediyor gibi gülümsedi. "Hazır mısınız?" Herkes hep bir ağızdan cevap verdi. "Hiç olmadığı kadar!" Ayaz'ın gülümsemesi daha çok büyüdü ve ardından gaza bastı.

Sonunda karakola yetişmişlerdi! "Biz hemen Kumsal'la beraber ifade vermeye gidiyoruz burada bekleyin bizi." Ayaz ve Kumsal hızlı adımlarla karakolunun kapısından içeri girdiler. Diğerleri bir bankta oturup onları beklemeye başladılar. Aytuğ ve Poyraz kendi aralarında konuşmaya başladılar.

"Bizim markete gitmemiz lazım alışveriş yapmamız gerekiyor yazlık için." Rüzgar atladı. "Bende geliyorum." Anıl Poyraz'a döndü. "Çağla da gelsin sizinle beraber. " Hepsi başlarıyla onaylayıp markete doğru yol aldılar.

"Şey... Telefonumun şarjı bitmişte biriniz Aytuğ'u arayabilir mi? Biraz acıktım da..." Defne sabah kahvaltısında pek bir şey yememişti şimdiyse acıkmıştı.

Yiğit derin bir nefes alıp göz ucuyla Defne'ye baktı. "İleride fırın var. Oraya gidip simit falan alalım mı? İster misin?" Defne Yiğit'in teklifini duyunca yutkundu. Onunla baş başa kalmayı kabul edemezdi. "Gerek yok. Aytuğ'u arasam yeter, o gelirken alır." Yiğit onun adını duyar duymaz öfkeyle ayağa kalktı. Defne'nin önünde durdu. "Şimdi sakince kalkıp benimle fırına geliyor musun, yoksa kucaklayıp mı götüreyim Defne?"

Defne duyduğuyla şoka uğradı. Ama inatlaşmayı severdi. "Maalesef Yiğit, iki seçeneği de reddediyorum. Üçüncü seçenek olan sevdiğim adamı seçiyorum!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIK GECELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin