Bucky Barnes Yeni Hikaye

27 4 2
                                    

Elindeki kitapı okurken aniden yanına birisi otururken bakışlarını kitaptan çektin, yanında oturan Bucky baktığında gözlerini devirdin.

"Sana kaç kere daha böyle sessizce gelme diyeceğim?"

"Kaç kere istersen, ben seni sonuza kadar dinlerim."

Diyor elindeki içkiden bir yudum alarak, sana iltifat ettiğinin farkındasın ve buna gülerek karşılık veriyorsun.

"Tıpkı bir çocuksun."

"Ama çocuk olan sensin.."

Diye mırıldanıyor sana bakarak, kaşlarını hafif çatarak düşünüyorsun.

"Haklısın, sen 100 yaşında filasın değil mi? Vay canına ben 22 yaşındaydım kesinlikle senin yerinde başkası olsa şuan buruş buruş olurdu... Bay Barnes bu kadar genç kalmanızın sırrı nedir acaba hangi kremi kullanıyorsunuz?"

Diye soruyorsun alay dolu sesinle, Bucky senin bu haline gülüyor ve elindeki diğer içkiyi sana uzatıyor.

"Bir sırrım yok, ben doğalım tatlım."

Diyor, elindeki bardağı alıyorsun ve bir yudum aldığında kaşlarını çatıyorsun.

"Ciddi misin? Kendine içki aldın ve bana vişne suyumu getirdin?"

"Çocuklara yasak, unuttun mu?"

"Dün gece Buz dolapındaki ağır bir içkiyi tükettim."

Dedin, Bucky afalladı ve kaşlarını çatarak konuştu.

"Onu sen mi içtin, Tanrım Tony sana çok büyük küfür etti."

"Tonyin içkisimiydi?"

"Böbreğini satsan alamazsın.."

Dedi Bucky, dediği cümle seni güldürürken oda gülerek sana eşlik etti.

"Böbreğinizi satmamanız için bunu bu seferlik Bay Starka bildirmeyeceğim Bayan Y/n."

Dedi Jarvisin sesi, gülümseyerek sanki jarvise bakar gibi tavana baktın.

"Saol Jarvis."

Dedin, Bucky içkisini bitirip sana baktı.

"Ee, beni özledin mi?"

Diye sordu, bakışların ona çevirdin ve düşünür gibi yaptığında Bucky gözleri kısıldı ancak senin tek amacın onu kışkırtmaktı.

"Hayır, özlemedim."

Dedin alay dolu bir sesle, Bucky omuzlarını çekerken önünde döndü ve cam duvardan dışarıyı izlerken kollarını göğsünün altında birleştirdi.

"Zaten bende seni özlemedim."

Dedi, güldün ve elini onun kolunun içinden geçirirken başını omzuna yerleştirdin.

"Birazcık özelmiş ola bilirim.."

Diye mırıldandın, Bucky kıkırdağını duyduğunda kafanı kaldırıp ona baktın.

"Ayrıca şu sakallarını kes, rahatsız edici olduğunu sana kaç kere söyleyeceğim."

"Ama yakışıyor, değil mi? -"

"Bucky, hemen salona gelmeniz gerek."

Dedi Stevenin sesi, kaşlarınız çatılırken ikinizde ayağa kalktınız, birbirinize anlamaz ifadelerle bakarken Stevenin peşinden salona yürüdünüz.

Herkes salonda toplanmıştı bir sorun olduğu açıktı.

"Neler oluyor?, Stephen senin burada ne işin var?"

Diye sordun, Stephen, ona Strange demenizi ister ama bu senin pek umrumda değil.

"Dr, Strange."

Diye düzellti, onu başınla onaylarken  yüzündeki alay dolu ifadeyle gözlerini kıstın.

"Evet, Stephen?"

"Dr-"

"Ah, kesin şunu! Şuan gerçekten Dr, veyada başka bir şeyi mi tartışacaksınız sorunumuza mı odaklansak!"

Diyor Tony, kaşlarını çatarak ona bakıyorsun.

"Tam olarak ne oluyor?"

Diye soruyor Natasha, onlarında birşeyden haberleri yok gibi.

"Ne olduğunu bilmiyorum, ama kötü şeyler olduğunu söyleye bilirim..,bazı insanlar yok oluyor.. Ve çocukta buna dahil.."

Diyor Tony, kaşların endişeyle çatılırken Clint konuşuyor.

"Parkerden mi bahsediyorsun?"

Diye soruyor, Tony başını sallıyor ve daha sonrasında Seni gösteriyor.

"Peterden,ve Y/n, den."

Şokla gözlerin açıldığında ona bakıyorsun.

"Yok mu oluyorum?"

Diye sorduğunda Stephen seni başıyla onaylıyor, Bucky endişeli bakışları seni bulduğunda içine bir korku düşmüyor değil.

Neler oluyor du?...

Bölüm sonu..

Marvel ile hikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin