Merhabalar efendim ben geldiimmmm!Sizler de hoş geldiniz!!!
Hazır buraya kadar gelmişken bir minnoşu da halaya mı kaldırsak diyorumm???
İyi okumalar dilereeemmm!
🌜🌚🌛
"Fırtınanın tozları her yerde iz izdi. Peki toz izlerini kim takip ederdi?"
🌜🌚🌛
Ayağımla ritim tutturdum. Karşımdaki Armond'a bayık bakışlar atmayı da ihmal etmiyordum elbette. Yanında duran Brendon'a öylesine bakıp ayağımı yere daha sert tıklattım. "Sizden onun içindeki kurtu uyandırmanızı istiyoruz." dedi Danny, Marcus yerine. Marcus bu konuda susma payını kullanıyor gibiydi. "O güçlü şeyi bize geri verin." Gözlerini üzerimde hissetmem ile gözlerimi ona çevirdim. "Çabala, Eleanor. Bize biraz güç ver."
Kaşlarım alayla havalandı. "Ben bunun için vardım, doğru."
"Senin triplerinle uğraşmak bize düşmüyor, Gölge." Gözlerim Clark'a kaydı. "Ama evet, doğru söylüyorsun. Sen bunun için varsın, bunun için buradasın. Biraz daha kendini tutarsan hepimiz daha farklı yollara yöneleceğiz." Yumruğumu sıktım.
"Ne gibi?" diye sordum gözlerimi ona dikerek. Dudağı alayla kıvrıldı.
"Sen bilirsin." dedi imalı bir ses tonuyla.
Dişlerimi birbirine geçirip ona bir müddet daha baktım. "Bize bakmaya ne dersin?" dedi Armond rahat bir tavırla. Ellerini cebine yerleştirmiş bir şekilde beni izliyordu. "Öfkeni bize yönlendir." Gözlerimi hiddetle ona çevirdim.
"Bunu istediğimi de nereden çıkardın?"
"Sana isteklerini kimse sormadı, Gölge." Etrafta bizden başka kimse yoktu. Bu kadar rahat konuşmasını buna bağlamak istiyordum. Sanki bana normalde çok saygı duyuyorlardı da!
Şeytan diyor hepsinin başlarını birbirlerine çarpa çarpa bir kenara at!
Neyse ki ben şeytana uymuyordum.
Ama bir gün mutlaka uyacağım!
"Merak ediyorum," dedim gözlerimi onun yeşil gözlerine dikerek. "Sen tam olarak kim oluyorsun?"
Dudakları alayla kıvrıldı. "Sen beni kendi zihninde nereye koyarsan oradayım diyelim." Alayla onu taklit ettim.
"Öyle mi?" dedim aynı onun dediği gibi. Göz devirip ellerimi cebimden çıkardım. "Siz kibir yığınları..."
"Artık senin de bizden kalır yanın yok gibi Gölge, ha?" dedi Elena gözlerini kısarak. Gözlerimiz birleştiğinde eğdiği başını dikleştirdi.
"Bugün bu olmaya mı karar verdiniz?"
"Sen..." Hemen Brendon'ın sözünü kestim.
"Evet, size karaktersizsiniz diyorum. Bunu bu kadar erken anlamasan çok iyi olurdu, Brendon." dedim alayla. Başımı iki yana sallarken göz devirdim.
"Sadece biraz kendin olmanı istiyoruz."
"Bu en kolay yaptığın şeylerden biri." diyen ses çevrildi gözlerim. Marcus sakin gözlerini üzerime dikmiş beni izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE KANI
FantasyEleanor için kurt adam, vampir ve büyücülere inanmak kolaydı. Sonuçta o, anne ve babasının kurt adamlar ve vampirler tarafında öldürüldüğünü savunan bir çocuktu. Ama artık büyümüştü ve bunları savunup tekrar deli olamazdı. Çocukluk arkadaşı olan Cal...