Fedakarlık

İlk fedakarlık

Tuana'dan

Tedirginlikle yutkunduğumda sonunda göz göze geldik.

Beni görünce duraksadı elinde olmayarak. Gözlerindeki endişeyi anlamaya çalıştım ama şuan aklımda olan tek şey,
Acaba öğrendi mi?

Bakmayı kesip bize doğru hızlandığında elimde olmayarak bir adım geriledim.
Durup tek kelime etmeden kollarını etrafıma sardığında üzerime hışımla geldiği için bir iki adım yine sendeledim.
Düzensiz nefesleri kulağımın dibinde seslenmeye başladı

* TUANA! İyi misin?? Bir şeyin yok dimi?? * Dedi titreyen sesiyle her saniye daha sıkı sarılıp saçlarımı okşayarak.

Bakışımı şaşkınlıkla bizi izleyen sılaya verdim.

* İyisin dimi?? * Dedi geri çekilip omuzlarımdan tutarak titreyen gözbebekleriyle her yerimi inceledi

* Çağan * dedim en sonunda konuşabilip. * Noluyor? * Dedim hareketlerine anlam veremeyince. Bu korkusunun nedenini anlamıyordum. Nefes nefese kalışı, renginin beyazlığı ve hep kekelereyerk konuşması..

Sorumu umursamayıp yine kollarının arasına çekti ve ardarda kulağımın dibinde derin ve titreyen nefesler alıp vermeye başladı.

Ayrılacak gibi değildi. Gözlerimi kapattım ve yavaştan ellerimi sırtına çıkardım.
Ne kadar da özlemişim. Sanki uzun zamandır ihtiyacım olan şeydi şimdi burda bana sıkıca sarılması

* Hop hop noluyor?? Birader? * Dedi Sıla sesini biraz yükselterek. Çağan kendine gelmiş olacak ki yavaştan geriye çekildi ve yüzünü sılaya çevirdi. Resmen gözleri dolmuştu

* Çağan senin burda ne işin var? * Dedim yutkunup bakışımı sıladan alıp çağana vererek

* S-sizin köye deprem gelmiş. Çoğu evler yıkılmış ben..  aradım seni açmadın * dedi anlatmaya çalışarak. * Çok endişelendim başka çare bulamadığım için-* duraksaya duraksaya anlatırken Sıla lafını böldü

* Ne??! * Dedi Sıla gözleri kocaman olup. * Sen ciddi misin?? * Dedi elini ağzının önüne tuttu.

* Bizim, bundan haberimiz yok * dedim alçak ses tonuyla ona kaçamaklı bakışlarla bakarak. * Sanırım biz çıktıktan sonra olmu-*

* Ya resmen Allah korumuş bizi ya! * Dedi sıla bu kez benim sözüme girerek. * Ya bir de şu halinle nasıl-* dediğinde hemen dirseğimle sertçe koluna vurdum. Kaş göz yaptım ona sussun diye

* Ne hali? * Dedi çağan bakışlarını ikimizin arasında geçirirken.
Yaktın beni sıla

* Yok bir şey * dedim yalandan hafifçe gülümseyip. * Hani, Halsizdim ya. Onu diyor * dedim sılaya dönüp teyit etsin diye göz kırparken

* Siz. Ne saklıyorsunuz?? * Dedi bir kaç saniye bizi dikkatlice inceledikten sonra.
Bakışlarımı kaçırarak yutkundum

* Yok ya. Biz, ne.. saklayacağız dimi Sıla? * Dedim gerilip ellerimi yumruk yaptığımda. Sıla sadece bana sakladığım için kızgın bakışlarıyla bakıyordu.

* Sıla bir şey desene * dedim çağanı işaret edip

* Tuana ne saklıyorsun söyle * dedi beni kolumdan kendine döndürüp bir şey sakladığımdan emin olarcasına.
Sustum ve bakışımı yere çevirdim

* Tuana susmasana * dedi iki omuzumdan tutup hafiften başını bana doğru eğerek.
Çantamın destesiyle oynamaya başladım stresle

* Tuana konuş! * Dedi sesini yükseltip