Fedakarlık

Hayal kırıklığı

Tuana'dan

Restorandan çıkarken arabanın yanına vardığımızda ayaklarımın üstünde oturarak Can'a döndüm

* Aşkım. * Dedim kollarından tutup. Onunla birlikte çağan da durdu
* Kendine dikkat et tamam mı? İlaçlarını da iç mutlaka. * Dedim yanaklarından öpüp

* Sen gelmiyor musun bizimle?? * Dedi hemen

* Şirkete dönmem gerek bebeğim Okan amcan toplantıya yalnız katılamaz * dedim dudaklarımı büküp. Can yüzü düşerek başını kaldırıp çağana baktığında ben de bakışımı verdim. Şu kızgın surat ne zaman gidecek?!

* Anne sen de bizimle gel hem babamla sana oda da hazırladım ben hani işin bitince gelicektin? * Dedi sesini incelterek öne gelip kollarını boynuma sardı.
O babanın sana uydurduğu yalan canım benim

Nefesimi verip kollarımı sardım ona

* Ama bitmedi ki işim * dedim. Hemen geri çekilip gözlerime baktı. Gözleri dolmuştu
Neden bu kadar sulu gözlü çocuk?

* Baba söyle annem de gelsin yoksa ben de gelmem seninle * dedi çağının elini tutup salladı. Şimdi ayvayı yedin çağan efendi

Gülmemi zorla tutarak boğazımı temizleyip yerimde debeştim. Gözüm birden çağana kayınca bana dik dik baktığını farkettim

* Anne ben de seninle geliyorum * dedi yine sarıldı. * Ben banyo yapmak istiyorum * dediğinde kaşlarım çatılarak onu kendimden ayırdım

* Yapmadın mı banyo?? * Dedim kaşlarımı kaldırarak. Başını iki yana salladı

* Babama izin vermedim. Hem babam bilmiyor * dediğinde çağan sırrı açığa çıkmış gibi Can'a bakmaya başladı.
* Baba söyle gelsin annem de * dedi başını kaldırarak. Çağan en son pes edip nefesini vererek gidip arabaya oturdu

Bana yalancı diyene bak. Çocuğu ayakta uyutuyormuş

Yüzümdeki gülüşle Can'ın elini tutarak ayağa kalkıp onu arka koltuğa oturttum. Sonra öne geçip ben de oturduğumda kemerimi taktım. Buraya onun arabasıyla gelmiştik

Bir şey demeden çalıştırıp yola koyuldu.

Arada bir bakışımı ona çeviriyordum. Çatılı kaşlarıyla önüne bakıyordu sadece. Arada bir de aynalara falan

Aklıma birden o gün geldi. O lanet olası gün..
En son o gün birlikte arabadaydık. Ama şimdiki gibi çatılı değildi kaşları. Aksine çok mutluydu. Heyecanlıydı

Yutkunarak önüme döndüm. Bakışım daldı yola

Aslında bir fark daha var bu iki günün arasında. Can

Yüzüme burukça gülümseme yerleşti
Telefonumun sesi yükselince kendimi toparlayıp cebimden çıkardım

* Efendim * dedim Okan'a
* Ortak? Gelmeyecek misin? Gelmeyeceksen biz girelim toplantıya * dediğinde dudaklarımı büktüm
* Maalesef Okan gelmeyeceğim * dedim. İsmini duyar duymaz bakışı alttan bana kaydı çağanın

* Ha tamam yaa sorun değil hem de hiç git işine tamam bende * dedi mutlu olarak. Kaşlarımı kaldırdım
* Ne o? Çok mu mutlu oldun yalnız gireceksin diye?? * Dedim. Güldü
* Olabilir. Olmayabilir de. Ama merak etme çok iyi bir toplantı olacak * dedi ayak sesleri gelerek. Toplantı odasına gidiyordu sanırım.
* İflas etmeyelim de * dedim gülerek. Birden gaza basmasıyla yerimde itilerek koltuğa yapıştım. Kaşlarım anlamsızca çatılarak çağana döndüm. Çene kasları çıkarak aynalara bakıp duruyordu. Delirdi yine