devamı
çağan'dangece saat 12'e kadar komiseri bekledim devriyeden dönmesi için. ama bugün de kaç zamandır hep aldığım aynı haberi aldım
" hala izlerine rastlamadık. ama aramalar hala devam ediyor elbet bulunacak "o kadar duydum ki. ezberledim
anahtarı kilitte çevirdiğimde ayağımla baskı vererek kapıyı açtım. girdim tükenmiş bir şekilde ve kapıyı çarparak kapattım
girdim ama, ayaklarım sanki yürüme özelliklerini kaybetmiş gibi dikildim öyle kapının önünde
uzunca bakışımı karanlık evin içinde gezdirdim4 yıldır gelmediğim için, faturaları da ödememiştim. ay ne kadar aydınlatabildiyse işte görüyordum bir şekil
elimdeki sıktığım ceketimi sol elime vererek odaya ilerledim ağır adımlarla. ama attığım her adım kalbime saplanıyordu. birlikte en çok vakit geçirdiğimiz yer çünkü
hızla yutkunup kapıyı titreyen elimle açtım ve iterek içeri girmeden odada göz gezdirdim
her yer her yerdeydi. sadece oda da değil bu arada. evin her yerikırıp döktüğüm eşyaların arasından geçerek elimdeki ceketi yatağın üzerine atıp kendim de aşağı kısmına oturdum.
bakışım kilitlendi yere.
oda yine ay ışığıyla aydınlıktı. ama bu evin huzuru eskisi gibi yoktu. sanki evin tüm ışıkları yansa bile eskisi gibi aydınlık olmayacak gibi.
aldı götürdü her şeyi kendiyle. hiç acımadan.
beni de ardında bırakıp gitti. bu dört duvarın, o kadar anının içinde bırakıp, gittien son kendime geldiğim gün gelmiştim buraya. dağıttıklarım da o zamana ait
ama kırdıklarımın hepsini toplasak benim kırılan kalbim, hevesim, sevgim kadar yine olmazdıgözüm yerdeki buruşuk kağıda kayınca isteksiz doğrulup aldım yerden ve geri yerime oturdum
yazdığı veda mektubu. pehbana, bir mektupla veda etti. her şeyi bir mektuba sığdırdı.
sahi nasıl yaptı? sığar mı ki her şey şu kağıt parçasına?
oysaki benim ona olan aşkımı, kaç kitap yazsam yine sığmazdı ki" iyileştiğin için gerçekten mutluyum. iyisin, içim rahat.
belki seni yarı yolda bıraktığımı sanacaksın. ama öyle olmadığını kendim bildiğim için içim rahat.
kızma bana tamam mı? kendini benim yerime koyup bir de öyle düşün. her şey sen iyi ol diye. sen nefes al diye
o an başka çarem yoktu. o an sadece senin makineye bağlı bedenini görüyordum. ve de düşünüyordum
sana olan sevgimi asla yargılama olur mu? ben senin için sensiz yaşamayı seçtim. benim yüzümden oldu her şey zaten. benim aptallığım yüzünden senin ölmene izin veremezdim.
seni gerçekten çok seviyorum.- tuana "
içimdeki öfkeyle güldüğümde gözlerimdeki yaşlar anında yerle buluştu. kahkahalarım odayı doldurdu. deli misali ağlayan gülen.
bir kez daha yumruğumun içinde hapsedip sıktım tüm gücümle kağıdı. sanki böyle yapınca içimdeki sinir geçecek gibi
ama geçmedi yine. ilk günkü gibi geçmedi yine* bu kadar mı sevdin beni!? * dedim sesim yükselerek. * beni kendimde değilken terk edecek kadar mı!! *
* sen buna sevgi mi diyorsun insafsız! sen benim bebeğimin cinsiyetini bile bana söylemeden gidecek kadar mı insafsızdın tuana!! tutundum senin hissine beni yaşatan senin hissin oldu hala sana inanıp kızım var diyorum! kızımı ben koklamadan alıp gidecek kadar gaddar mıydın!?? *
* ben onu ellerimin arasına alamadım! onu hissedemedim ben *
yüzümü sırılsıklam yapan, ve de görüş alanımı kaplayan yaşlarla sadece yumruğumu yatağa geçirip duruyordum

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fedakarlık
Novela JuvenilAramıza kocaman 𝒏𝒆𝒅𝒆𝒏𝒍𝒆𝒓 girdi ama o arayı kapatan küçük bir 𝒎𝒖𝒄𝒊𝒛𝒆 oldu : )