Gecikti ama zor oldu benim için👐🏻🙃
tuana'dan
koştur koştur. herkes bir koşturuyor. ben hariç
herkes bir sesle ordan oraya koşuyor. ben hariç
herkes en azından hareket edebiliyor. yine ben hariçbana zaman durdu. çağan gözlerini kapattığı an
açmadı inatçı. sonra da bana inatçı diyor. inat hepsi
ona gözlerini kapatıp boya süreceğim dedim sonra açacaksın öğreneceksin dedim. elleri boya içinde açmadı yine. küstü mü nekulaklarım duymuyor mesela şuan. dış sesleri.
kulaklarımda çınlayan tek ses bana son seslenişi.
tuana, tuana. tuanaa.. tuana! allah seni kahretsin tuana
hepsi senin yüzünden" diyor içimdeki ses
sen boyanın arkasından gitmesen o da seni kurtarmak için yola koşmazdı" diyor o ses. o sesgözlerim.
kurumuş gözlerim. artık ne bir damla düşen, ne de bir kırpılan gözlerim
açık avuçlarıma kilitlenmişti. almadığımız boyanın lekeleri içinde olan ellerime
sahi neydi bu renk? hala çözemedimbugün zaman durduğundan beri,
evet tam benim için zamanın durduğu andan beri, bebeğim hiç hareket etmiyordu. oğlumuz ..
korkmuş mudur ki o da benim gibi? ona da mı zaman durdu? ama ben baba deyişini duyuyorum. baba diye seslendiğini duyuyorum.
o babasını çağırıyordu duyuyordum. peki babası duyuyor mu ki oğlunu?babası? bizi duyuyor musun?
kurumuş boğazımla yutkunduğumda öksürmeye başladım.
o iki kapının önündeydim. bekliyordum. bekliyorduk
oğlumun babasını bekliyordukbelimi sandalyeye yasladım. yaslayacak kimseyi bulamadığımda.
gözlerim boş koridorda gezdi acizce. boş, ama dolu koridorda
insanlardan boş, acılarla dolu o koridordayine yutkunma ihtiyacı duyduğumda gözlerim kapandı. ve nefesimi hızla verdim. hayır kendisi çıktı
çağan" diye dudaklarımın arasından kaçtı ismi nefesime karışarak
bu kadar acı verir miydi önceden ismini söylemek? ucu zehirli bir ok gibi saplanmamıştı şimdiye kadar* çağan! *
hayır. bu kez ben değildim. benim sesim beni terkedeli tam 2 saat 37 dakika 19 saniye oluyordu. öylegözlerimi güçlükle araladığımda duygusuz bir şekilde duvara dayamış başımı sese doğru çevirdim. anne görmemle dakikalardır kuruyan gözlerim birden sulanmaya başladı. bir anne gördüm. çocuğuna bir şey olur korkusundan göz bebeklerinden kalbine kadar titreyen bir anne gördüm. onu gördüm
bedenim kasılarak yutkundum. sonra hissizleşmiş bedenimi sandalyeden kaldırıp bir adım attım ona doğru. ama o adımı atmak için verdiğim mücadele " bir " kelimesi kadar basit olmadı
* çağan! çağan nerde oğlum- *
gözyaşlarıyla ameliyathanenin önüne vardığında içimdeki hıçkırık patladı birdenkendimi kollarına soktum
* çağan * dedi sesi titreyerek kapılı kapılara bakışını vererek. sonra ellerini benim sırtıma koyup hemen ayırdı beni kendinden
* tuana. tuana, çağan * dedi sadece. ama bakışları çok soru soruyordu
mete abi endişeden yerinde duramayarak bana baktığında ağlayışımın düğümü çözüldü birden. yüksek sesle ağlamaya başladım sonundayeliz annenin elleri karnıma giderek gözlerinden yaş düştü
* iyi misin? * dedi kendini zorlayarak. ağlamamak için
* yeliz anne çağan * dedim hıçkırıklarımın arasında. o da ağlamaya başladığında başımı iki eliyle tutup sarıldı hemen
* noldu nasıl oldu nerde çağan şimdi nasıl söyle bana tuana söyle! * dedi sonra kollarımdan tutarak yine ayırdı beni.
konuşmama mani olan hıçkırıkların geçmesini bekledim gözlerine bakarak. yapamadığımda gözlerimi sıkarak kapatıp nefesimi verdim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fedakarlık
Teen FictionAramıza kocaman 𝒏𝒆𝒅𝒆𝒏𝒍𝒆𝒓 girdi ama o arayı kapatan küçük bir 𝒎𝒖𝒄𝒊𝒛𝒆 oldu : )