Aile

842 62 42
                                    

Tuana'dan

Uzun zaman konuşmayınca uyuduğunu anlayarak hafif terli saçlarından uzunca öpüp üstünü iyice örttüm. Sonra kapısını tamamen kapatmadan odasından çıktım

Annemler yemekten sonra bir süre oturup gitmişlerdi.
Can onları çok sevmişti. Onlar da sevdiler sanırım. Ama en çok annemle takıldı. Kendini ona sevdirmeye çalışıyordu bunun için tüm tatlılığını kullanıyordu. Onu gören zaten ilk görüşte aşık olan çocuklardandı. Bir de anneme tatlılık yaparken düşünün işte

Bugün, benim hayalini bile edemeyeceğim bir gündü.
Onları o kadar zamandan sonra görmeyi değil düşünmek, aklıma bile gelmemişti. Bunun için çağana çok şey borçluyum

Çağan demişken. Odaya girmeden kapının önünde durdum. Yatmak için yorganı düzeltiyordu
Bugün baya sıla yordu da onu

Elimi ağzımın önüne tutarak sessiz güldüm
Sonra odanın içinde adımlayıp kollarımı arkasından ona sardım. Beklemeyerek duraksadı bir an. Yani sanırım korkarak
Kollarımı sıkılaştırıp başımı sırtına iyice yaslayıp gözlerimi kapattım

Bana dönmek isteyince kollarımı tamamen açmadan rahatça dönebilecek şekilde gevşettim. Sonra tekrardan sarıldım

* Bugün yaptığın her şey için çok teşekkür ederim * dedim çenemi yaslar şekilde başımı kaldırıp. Yüzüme bir süre baktıktan sonra gözümün önüne gelmese de parmaklarıyla saçlarımı narince kenara çekti. Sonra yüzüne tebessüm koyup kollarını bana sardı

* Teşekküre gerek olmadığını zaten biliyorsun. Üstüme düşeni yaptım * dedi bir kolunu etrafıma sararken diğer eliyle çenemi hafif okşayıp. Gülümsemem genişledi
* Ayrıca, yani olmaları gerekti şurda düğün var kız tarafı olmadan düğün mü olur * dediğinde kaşlarımı kaldırarak güldüm. O da güldü
* Olmaz tabi * dedi kaşlarını havalandırarak omuz attı
Onun ailesini bir an hatırlayınca gülüşüm yavaştan silindi
Yutkundum

* Ne o? * Diye çenemi tuttuğunda etrafta gezdirdiğim bakışımı ona verdim

* Ama senin ailen eksik * dedim sesim düşerek. Başımı önüme eğdim
Nefesini vererek başımı kaldırıp yüzündeki gülüşle yaklaştı

* Aslında orası tam olarak öyle değil * dedi gözlerini kısarak burnumu sıkıp. Anlamsızca bakarak kaşlarımı çattım

* O ne demek? * Dedim. Yerinde debeşirken derin bir nefes alıp tekrar bana verdi bakışını

* Şu demek. Yarın annemlere yemeğe gidiyoruz * dediğinde kaç saniye algılamakta güçlük çekerek duraksadım. Sonra o gün aynı şimdiki söylediği an geldi aklıma

* Ha? * Dedim. Gözlerini devirerek güldü

* Öyle işte. Annem yemeğe çağırdı. Aslında bu kez, babam çağırdı * diyince ben hala anlamayarak susmaya devam ediyordum

* Bir dakika ya. * Dedim kollarımı açıp. * Sen benim ailem ve kendi ailenle ne zaman buluşup da konuştun?? Hem nasıl kabul ettiler? Ayrıca ne ara yemek falsı ortaya çıktı * diye sorularımı sıralarken o nefesini uzunca vererek birden kucağına aldı beni. Sonra yatağa yaklaşarak yorganı açıp yatağa girince beni yatırıp lambayı söndürdü
Tekrardan bana döndüğünde bir çocuğu uyutur gibi üstümü örtüp kendi de uzanarak kollarının arasına aldı

* Şimdi. Uzuuuun uzun günler önce, Çağan adında bir kişi, hatalarını düzeltmeye karar vermesiyle başladı her şey * diye masal anlatır gibi söze girdiğinde ben hala garipseyerek onu dinliyordum. Ve o da anlatmaya devam ediyordu
Ve en son nerede kaldığımızı anlamayarak, sanırım uyumuştum

FedakarlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin