Tuana'dan
Çağanların gitmesinden baya geçmişti. Yatmak için rahat kıyafetlerimi giydim. Can uyumuştu zaten
Odamdan sessizce çıkıp aynı şekilde ses çıkarmadan mutfağa gittim. Su içmem gerekTezgahın üzerindeki sürahiyi elime alıp yanındaki temiz bardağı doldurdum ve diktim.
Tabiki de bir bardak beni kesmez. İki kere daha doldurup içtikten sonra mutfaktan çıktım. Odama doğru giderken annemin bana fısıldayarak seslenmesiyle yerimde durdum. Onun odasının önündeydim zatenYarım açık kapısına yaklaşıp içeri girmeden sadece bedenimin yarısını içeri daldrıdım
* Anne? * Dedim kısık sesle. Yatağın üzerinde oturmuştu az lamba ışığında. * Sen uyumadın mı? *
* Gelsene * dedi alçak sesle yanını gösterip. Babam odada değildi. Ben de sorgulamadan içeri girip kapıyı örttüm ama tamamen kapatmadım
* Gel * dedi yorganı açtı yatağa geçmemi isteyerek. Bir bacağımı altıma çekerek oturdum yanına
* Bu gece benimle uyur musun? * Dedi gözlerime bakarak. Yüzünde hafif tebessüm vardı* Babam? *
* O salonda uyuması için gönderdim * dedi ve elini ağzının önüne tutarak güldü. Ben de güldüm
* Gel * dedi uzanarak kollarını bana açarken.
Annemle uyumak mı?
En sevdiğim. Onunla uyumayı çok özledim. Küçükken hep benimle uyuması için ısrar ederdim o da beni hiç kırmazdı* Son bi kez * deyince içime bir burukluk oturdu. Ama yine de bir şey söylemeden uzanarak başımı göğsüne yatırıp ona sarıldım.
Hemen sardı beni koluyla ve saçlarımı okşamaya başladı. Gözlerimi yumdum
Şuan kendimi küçük bir kız çocuğu gibi hissediyorum. Masum, güvende, kaybetme korkusu olmayan, mutlu bir çocuk* Bazen, anneler çocuklarını fazla sahiplenir * diye söze girince dikkatim isteksiz ona gitti. * Onlar için en iyi hayatı inşa etmek isterler. En güzelini *
Sesinde garip bir tın vardı. Garip
* Ve bazen de çocukları onların istediği gibi hayatını sürdürmeyince de onlar için endişelenirler. Korkarlar çünkü en doğru yol kendilerinin inşa etmek istedikleri yol sanırlar * dedi. Sonra okşadığı saçlarımın üzerinden öptü* Ama gerçek şu ki olacakların önüne kimse geçemiyor. Ne olmak zorundaysa o oluyor. Buna kızsalar da önüne geçmek isteseler de yapamadıklarını biliyorkar. * Dedi ve sustu. Çok sustu. Bir sürü saniye. Sayısını unutarak bırakmıştım en son
* Ben anneliği senden öğrendim Tuana * dediğinde gözlerimi açıp yüzüne bakmak için geri çekildim. Ağlıyordu
* Kendini evladın için kalkan edip yanında durmandan, onun için her şeye göğüs gelmenden öğrendim * dedi yüzüme çekti parmaklarını bu kez de. Gözlerim yanmaya başlayınca yutkundum* Anne..*
* Ben senden özür diliyorum kızım * dedi gözlerimin içine bakarak. * Seni o halde yalnız bıraktığım için. Yanında olmadığım için affet beni lütfen * diye sessiz gözyaşları dökülmeye başladığında hemen ellerimi yaşlarına çekerek yüzünü sildim
* Özür dileme anne. * Dedim
* Sana kırılsam da, içimdeki özlem gün geçtikçe o kırgınlığın yerine geçti. Sana ihtiyaç duyduğumda oldu en çokta * dedim burukça gülümseyip. * Can dünyaya gelince mesela. İlk gün nasıl yapacağımı bilmiyordum annem burda olsa endişelenmezdim dedim kendi kendime * dediğimde gülmüştüm. Ama gözümden yaş düşerek.
Fazla dramatize etmeden burnumu çekip bakışımı duvardan aldım ve ona verdim* Ama geçti. Şimdi sana ihtiyacım var. Ve sen yanımdasın bu yüzden çok mutluyum. * dedim. Ellerimi tutup indirdi ama hala ağlıyordu. Gözlerini kaçırıyordu, yüzünü çeviriyordu
Elimi yanağına koyup bana bakmasını sağladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fedakarlık
Teen FictionAramıza kocaman 𝒏𝒆𝒅𝒆𝒏𝒍𝒆𝒓 girdi ama o arayı kapatan küçük bir 𝒎𝒖𝒄𝒊𝒛𝒆 oldu : )