İhtiyaç

689 80 155
                                    

Tuana'dan

Nefesimi uzunca koca salonda verdim. Ve de karanlık. Ve bir de sessiz

Karşımdaki duvara asılı olan saate dalmıştım. Uyku saatinden çok geçmiş. Saat 12:38 geçiyor

" Ben ikinizi de canımdan çok seviyorum "

" Ben bir şey yapmadım ki canımın içi ben sana nasıl kıyarım "

" Sana kıyacağıma kendime kıyarım "

" Sen benim her şeyimsin kalbimsin, aklımsın, hayatımsın dünyamsın "

" Sana olan sevgimi hiç bir şey yok edemez Tuana "

" Ben yüz yıl geçse de sana olan sevgimi unutamam. Bebeğimiz de bunun kanıtı değil mi zaten? "

Ağzımdan bir hıçkırık patladı

Unuttu mu gerçekten? Hani beni çok seviyordu?
Bebek için miydi yoksa? Hamileyim diye mi..
Bana naz diyordu. Bitanem diyordu. Şimdi Tuana bile demiyor
Can için mi sevdi beni?
Ama ikimizi de sevdiğini söylemişti. Bunları söylerken gözümün içine bakmıştı. Niye şimdi böyle yapıyor?
Bana neden kıyıyor? Hani kıyamazdı

Ben ona inanmıştım ki. Bana yine naz demesini çok özledim. Sarılıp sarmasını, bana iyi davranmasını özledim. Gözleri gülerek gözlerime bakmasını çok özledim

Hepsi yalandan mıydı

Çocuk gibi akan yaşlarımı silerek ev dolu sesle ağlıyordum.
Rabianın annesi hastalanmış. Hastaneye kaldırmışlar. Beni yalnız bırakmak istemiyordu onu zorla gönderdim.
Anneden önemli bu dünyada bir şey var mı ki?

Anne demişken. Annemin yüzünü artık hatırlamıyorum..
Ona olan özlemim hissizleşse de bazen gerçekten çok özlüyorum. Çok ihtiyaç duyuyorum.

Belki de onu bu kadar incittiğim için şimdi ben de inciniyorum.
Ama ben tüm bunların böyle olmasını gerçekten hiç istemedim ki

Eğer o gece,
Kapıyı açmasaydım belki şuan çok daha farklı bir hayatımız olurdu. Özlemime yenik düşmeseydim
Evet belki çağanla hiç karşılaşmayacaktık ama en azından hepimizin huzurlu hayatı olacaktı

Benim tüm bu yaşananlardan en sevdiğim şey Can. Bana bunları aynı zamanda unutturan şey Can. Bu olanların suçlusu o değil. Benim.
Tüm olanların suçlusu benim

Bildirim sesi gelince telefonumu kucağımda aramaya başladım. Çünkü sesi direk benden geldi gibi

Kucağımdaki yastığın altından çıkardığımda ekranı açtım. Bir sürü de arama vardı

" Tuana her şey yolunda mı? Dünden beri şirkete gelmedin toplantılara da katılmadın. Aklım sende kaldı "

Okan yazmıştı. Sayılı destekçilerimden. Yanımda olan kişilerden.

Çoğu aramalar da ondandı
Ama gerçekten hiç havamda olmadığım için cevap vermeden kapatıp koltuğa bıraktım

Evde zilin sesi yükselince hızla arkamda kalan kapıya döndüm. Yutkundum

* Kim ki bu saatte * dedim ayağa kalkarak. Bir anlık başımın dönmesiyle koltuğa tutundum. Midem de bulanmaya başladı aynı zamanda
Gözlerime ellerimi bastırıp tekrar açtım. Sonra yavaş adımlarla kapıya ilerledim

Açıp açmamak arasında kaldığımda açmıştım en son
Bakışlarım karşımdakine takılınca öylece kaldım

Bu. Bu gerçek mi?
O mu gerçekten??

FedakarlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin