Göz kamaştırıcı Noel ağacı, Finch malikânesine yılın geri kalanında olmayan neşeli bir unsur katıyordu. Siyah dallar, pırıl pırıl küreler ve ışıltılı süslemelerle bezenmiş, tepesine aile arması işlenmiş gümüş bir yıldızla tamamlanmıştı.
Sidra dikkatini ağaçtan ve içini kemiren meraktan uzak tutmaya çalıştı. Ailesinin onu neden bu kadar acilen eve çağırdığını öğrenmek için yanıp tutuşuyordu. Noel onların evinde pek de özel bir gün sayılmazdı.
Saat dörde beş kalayı gösteriyordu, yani geleneksel Noel Arifesi yemeği saatine beş dakika vardı. Anne ve babası da aynı kazakları giymişlerdi ve Sidra'ya kendisi için özel olarak yapılmış üçüncü bir kazak olduğunu düşündüğü yumuşak bir paket uzattılar.
"Annemden." Vera solgun gözlerini devirdi. "Her an gelebilir ve eğer hepimiz bunları giymezsek Merlin bize yardım etsin." Sidra'ya acele etmesini ve kendisininkini giymesini işaret etti.
Tam o sırada büyükannesi şömineden kayarak yere düştü, beyaz elbisesinde ne bir saç teli ne de bir is izi vardı. Yaşına rağmen teni gergindi, yüksek elmacık kemiklerini gösteriyordu ve yıllarını hafif bir kızgınlık dışında hiçbir duygu göstermeden geçirmişti, ama bu onun daimi ruh hali olduğu için yüz ifadesi gerektirmiyordu.
"Anne." Vera'nın gülümsemesi de annesiyle paylaştığı kucaklaşma gibi gergindi.
"Irina." Leo onu selamladı.
Büyükannesi Sidra'yı kucakladı ve aynı hızla bıraktı, Sidra çok rahatlamıştı. Büyükannesi kemikli ve sivriydi; sarılmak hiç hoş değildi.
"Görüyorum ki hepiniz hediyelerimi almışsınız." Üç yeşil kazağa bakıp gülümsedi. Kazak Sidra'nın cildini tahriş etmişti ama rahatsızlığını belli etmeye cesaret edemedi. "Çok güzeller. Eski bir arkadaşıma özellikle ailemiz için yaptırdım."
"Kendin için bir tane yaptırmadın mı?" Vera sordu.
Kızına el salladı. "Bunu giyerken görülemezdim. Yine de hepiniz harika görünüyorsunuz. Gerçekten." Leo'ya gülümsedi. "Ateş viskisi yok mu?"
"Oh! Evet, evet..." Mutfağa doğru ilerledi.
Vera boğazını temizledi ve Leo olduğu yerde durdu. "Ev cini yemek sırasında getirecek. Herkes yerini alsın, zaten geç kaldık."
Neye geç kaldık, Sidra emin değildi. Hatırlayabildiği kadarıyla her yıl aynıydı. Vera her zaman akşam yemeğini tam dörtte yemek isterdi ama herkes çeyrek geçe gelse bile şanslıydı.
Bu yıl anne babasının kardeşleri herhangi bir nedenle onlara katılmayacaktı. Sidra aralarının pek iyi olmadığını tahmin ediyordu ama burnunu sokacak kadar da umursamıyordu. Teyzeleri ve amcaları pek de sevdiği insanlar değildi.
Sidra yine de her zamanki gibi İrina'nın yanına oturdu. Anne ve babasının dikkati dağılmışken İrina ona doğru eğildi. "Merak etme, tek hediyen bu değil." Noel ağacına doğru başıyla işaret etti ve Sidra süpürge şeklinde bir paket gördü.
Büyükannesine gülümsedi. "Şimdiden bayıldım."
"Seveceğini düşünmüştüm." Başını salladı. Duygusal bir hediye değildi ama Finch ailesinde birbirlerine en yeni süpürgeleri hediye etmek bir gelenekti. Bir noktada Sidra'nın hepsine yetecek yeri kalmamıştı ve annesi eski olanları -ki hâlâ yeniydiler- yakacak odun olarak kullanıyordu.
Leo'nun anne ve babası yirmi dakika sonra gelip başlarına bela olduklarında, oturmak ve Vera'nın onlara dik dik bakmasını engellemek için aceleyle neredeyse ağacı devirecek olduklarından, Vera'nın sinirlenmesi dışında yemek sorunsuz başladı. Leo'nun anne ve babası sakardı, bu da onları cana yakın göstermiş olabilirdi ama konuşmaya başladıklarında bu dış cazibe çabucak unutuldu. Sidra'nın hayatında duyduğu en korkunç şeyler ağızlarından dökülürdü.
![](https://img.wattpad.com/cover/357075024-288-k64593.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Filthy Purebloods | ʳᵉᵍᵘˡᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ
FanfictionSidra Finch, Regulus Black'in onu fark etmesinden başka bir şey istemiyordu ama sonunda fark ettiğinde hayal ettiği her şey olacak mıydı yoksa o da başka bir pis safkan mı olacaktı? Kitabın hakları @sistergypsy adlı kullanıcıya aittir.