Bersun; Bölüm 15: İntikam Tokadı.

14.7K 410 51
                                    

"Bersun, bir dur! Cümlemi tamamlayayım hele! Onu kaybettik ama birkaç müdaheleden sonra kalbi atmaya devam etti. Şimdi yoğun bakıma alacağız. Uyanmasını bekleyeceğiz, yanına ziyaretçi almak yok. Bekleyeceğiz. Geçmiş olsun." Derin bir nefes aldığımda kalkmama yardımcı olan Zozan'a teşekkür ettim. Akif hoca yanımızdan uzaklaşırken Zane hanıma gülümseyerek baktım, o iyiydi. Eymen'den sonra onuda kaybetmeyecektim. Beni bu kadar üzmesini ona alışmama bağlamıştım. Birlikte zaman geçirmiştik, geneli üzülmekle geçsede eğlendiğim anlarda olmuştu.

Tatilde adını hatırlayamadığım Fransız çocuğu dövmesi, onu kandırdığımı duyduğunda koca sahilde beni kovalaması. Banyo sırası tartışmalarımız. Berdel'i öğrendiğim gün Deyrulumur'a gittiğimde benimle uğraşması. Muzaffer ve Huzeyfe onu kovalarken arkama saklanıpta Muzaffer beni ittiğinde öne çıkıp savunması.. Daha neler yaşamıştık ve ben her ne kadar istemesemde, kabul edemesemde ona alışmıştım.

Muhtemelen ağladığım için mavisi canlanmış gözlerim istemsizce kırmızılarla kaplı duvarda gezinirken üzerinde oturduğum krem renkli derili sandalyenin kımıldamasıyla yanıma oturan kişiye baktım. Zane hanım hücreleri öldüğü için üzerinde kahverengi noktalar olan, kaç emekle ziyan olmuş kırışmış elini yanağıma yerleştirdi. Ağladığı için titrek çıkan sesi kulağımın derinliklerine işlerken, hafif, dokunmaya kıyamaz gibi yüzümde gezinen eli tenimde yumuşacık bir his bırakıyordu.

"Bersun, seni ilk başta istemedim, asi dedim, ailemize aşiretimize yakışmaz dedim. Sonra aklıma gençliğim geldi, berdel zamanında beni İbrahim'e verirlerken bende olay çıkardıydım. Sonra sana hak verdim kızım, ben buralardayken olay çıkarmıştım, bunlarla büyüdüğüm halde ama sen İzmir'lerde böyle şeyler bilmeden, görmeden büyüdün. Dedim, nasıl yaparsın bunu Zane. Kızım bildim seni, gençliğim bildim. Bugün evladımı kurtardın ya, kızımdanda ötesin bende. Evladımsın, sende benim canımdan parçasın." Bana sarıldığında geç kalmadan bende doladım kollarımı Zane hanımın boynuna.

"Bana jımom demeni bekledim, ne zaman diyecek dedim ama deme kızım. Bana jımom deme, anne de. Zorlamayacam seni, sen ne zaman dersen kabulümsün." Kulağıma fısıldarken ilk defa Zane hanımın bu kadar içten konuştuğunu farketmiştim. (Jımom kayınvalide demekmiş :))

Bir insanın ruhunu ya uyurken ya gülerken göreceksin gerisi poz derler, oysa bence insanın ruhunu asıl acı çekerken görürdük. Zane hanımda öyleydi şimdi, gerçek Zane hanım vardı karşımda, ne poz ne roldü.

Anne ya da jımom, bunları der miydim demez miydim bilemem. Sanırım anne ya da jımom demek için önce Mehmet Mirza'yı kocam kabul etmeliydim.

"Teşekkür ederim efendim." Ayrıldığımızda gülümsedim ve dışarı çıktım, hava almaya ihtiyacım vardı. Nefes almalıydım, birini vurmak. Bu zordu, çok zordu ama o an eğer vurmasaydım Mehmet Mirza'dan sonra sıra bana da gelecekti. Bir gün Suat babamı arayıp teşekkür etmeliydim, onun sayesinde o adamı isabetli vurabilmiştim. Beni büyüyene kadar bir çok aktiviteye kattı. Atış dersleri, boks dersleri, yüzme,karate, judo, taekwondo, at binme, kürek çekme, squash, hokey, aikido, buz pateni, badminton, atletizm, beyzbol, bungee jumping, dağcılık, dalgıçlık, eskrim, hentbol, kayak, oryantiring, rafting, rugby, paraşüt, kriket ve hatta formula yarışları. Ve daha neler neler. Sayamadığım daha onlarca aktivite.

"Bersun! Abim! Abim nerede?!" Didar'ı gördüğümde masmavi gözlerinin kan çanağına döndüğünü görmüştüm. Turuncu saçları hafif örttüğü şalın arasından düşmanı yenmiş bir asker gibi dışarıya fışkırıyordu.

"Didar?" Kollarını boynuma doladığında başındaki şal omzundan kayıp yere düşmüştü. Gözyaşları omzumu ıslatırken abisiyle yakınlığını kıskandım bir an. Abim, berdel haberini aldığım güne kadar beni istemez gibi davranan abim karşımda karısının omzunu sıvazlıyordu. Kollarını boynumdan ayırdığında ben de ellerimi belinden çekmiştim.

BERSUN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin