Bersun; Bölüm 33: Beni Özledin mi?

4.8K 192 23
                                    

Şaşkınlığım damarlarımda tüm vücuduma işlerken duyduklarımı hazmetmeye çalışıyordum. Şu an ne soda işime yarardı ne başka bir şey.

"Ne diyorsunuz hanımefendi?! Benim Aysun diye bir ablam yok. Yanılıyor olmalısınız." Kadın alaylı bir kahkaha attığında sinirlerim tepeye doğru tırmanıyordu. Neydi bu şimdi? Biri bana şaka mı yapıyordu yoksa?

"Bersun, yıllardır kandırıldın. Annem babam dediğin insanlar tarafından yıllarca yalanlara maruz kaldın, anlasana artık!" Kaşlarımı çattım. Ne diyordu bu kadın böyle Allah aşkına? Derin bir nefes alıp bıraktım. Sakin kalmam gerekiyordu ama sinirim azimle Everest'in zirvesini bulmaya çalışıyordu.

"Bakın, yeter artık. Beni saçmalıklarınızla meşgul etmeye hakkınız yok. Şimdi çabuk çıkın şirketimden! Hemen!" Sinirle telefonda bağırdıktan sonra kadının bir cevap vermesini beklemiyordum ama yine arsızca cevap vermişti. Neydi bu arsızlık? Ne utanmaz bir kadındı bu kadın!

"Aptal mısın? Bak, Suat baba dediğin adam neden tüm hisseleri sana veriyor? Sonuçta öz kızı bile değilsin. Kendi çocuklarının geleceğini güvence altına almak varken neden sen Bersun? Anla işte, aile konusunda çok farklı şeyler dönüyor ve sen hiçbirini bilmiyorsun. Gel İzmir'e konuşalım." Aklıma düşen kurtlarla birliklte sinirlerim gerilmişti. Aptalın biri çıkıyor bir şeyler söylüyor ve benim aklıma kurt düşüyordu.

"Yeter! Kapatın çenenizi! Babam bana güvendiği için bana bıraktı, sizi ve saçmalıklarınızı daha fazla dinlemek istemiyorum!" Telefonu yüzüne kapadıktan sonra derin nefesler eşliğinde içeri girdim. Bizimkiler endişeyle ne olduğunu sorduğunda ise önemli bir şey olmadığını söyleyip yemeye devam ettim. Tabii buna ne kadar yemek denirse, çatalımla önümdeki pastırmayla oynuyordum.

Ben, pastırmayla oynuyordum!

İnanılabilitesi: 0

"Bersun! Eğil bakayım." Kadriye teyzenin sözüyle hafif öne doğru eğildiğimde Kadriye teyze elini alnıma koydu. Çektikten sonra şaşkınca ona baktım.

"Allah Allah, ateşin falanda yok. Kızım sen pastırmayla oynuyorsun farkında mısın? O pastırma 10 dakikadır tabağında? Şimdiye 2 kutuyu bitirmen lazımdı!" Buruk bir gülümsemeyle Kadriş Sultan'a baktım. Fazla mutsuzdum, kadının söyledikleri aklımı kurcalıyordu. Gerçeklik payı var mıydı?

"Benim gitmem lazım!" dedim masadan bir anda zıplayarak kalktıktan sonra. Herkesin şaşkın bakışları üzerimdeyken umursamadan sandalyemi geri ittim.

"Nereye gidiyorsun hayatım?" Mehmet Mirza'nın sorusu üzerine başımı ona çevirdim. Ensem terliyordu ve saçlarım hiç yardımcı olmuyordu. İzmir'e gidince ya kaynak yaptırmam ya da kestirmem gerekiyordu. Evet! İzmir'e gidiyorum!

"İzmir'e!" Herkesten birer şaşkınlık nidası fışkırırken yüzüme doğru sandalyeyi çektim ve Mehmet Mirza'nın sandalyesinin yanına geçtim.

"Şirkette çok acil bir sorun varmış. Gitmem lazım. Zaten son zamanlarda fazlasıyla aksatıyorum bir de acil problem yüzünden asistanım arayınca gitmek farz oldu." Mehmet Mirza da benimle birlikte alel acele vedalaşıp evden çıktığında asansöre bindik.

"Bersun ne oluyor?" Sinirden kalbim çarparken Mehmet Mirza'ya henüz tam öğrenmeden bir şey anlatmak istemedim. Elimi ensemin biraz altında kalan saçlarıma götürdüm. Ensemi havalandırdıktan sonra birde yüzüme yelpaze yaptım.

BERSUN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin