1. BÖLÜM

27K 962 537
                                    

"Tüm sonlar yeni başlangıçlar içindir."

Vatan senden hayat umar,
Sen yaşarsan o canlanır;
Vatan için ölmek de var,
Fakat borcun yaşamaktır...
• Tevfik Fikret

25.06.2022| Kuzey Irak

Bir kadına aşık olunabilirdi, bir şarkıya aşık olunabilirdi, gökyüzüne, yıldızlara, kitaplara... Bu dünyada aşık olmak, sevmek için çok şey vardı. Ama biz Türkler için her şeyden önce gelen tek bir şey vardı. Vatan. Bu bir kelime bizim yüreğimizdi, sevdamızdı, canımızdı.

Bizde ilk vatana aşık olunurdu, sonrası teferruattı.

Topraklarımızda koşup oynayan onlarca çocuk için toprak oluyordu askerlerimiz. Şehit olan toprak olurdu. Onlar, topraktı. Onlar, vatandı.

Bir avuç toprağa sığmazdı hikayeleri ama, onlar buna da razıydı. İsimleri duyulmasa bile, bir daha hiç kimsenin aklına gelmeyecek olsalar bile, razıydılar. Çünkü onlar Türk genciydi. Onlar bu vatanın evladıydı.

Bu vatanın evladıydılar, evet, ama masum olan herkesin arkasındaydılar daima.

Onlar Bozkurt Timiydi. Üç aylık Suriye görevinden sonra, Kuzey Irak'taki altı aylık görevlerinin sonuna gelmişlerdi. Bugün onların sınır dışındaki son görevleriydi. Göreve on bir kişi gelmişlerdi, niyetleriyse o on bir kişiyle geri dönmekti.

Şehit vermeden dönmekti niyetleri.

Namıdeğer Bozkurt Timi son görevleri için hazırdı. Hepsi, tek tek hazırdı.

Hepsinin bir ismi vardı elbet. Ama dağda onların ismi yoktu, varlığı yoktu, göreni, duyanı yoktu. Onlar görünmezdi.

"Komutanım ben biraz daha böyle durursam baygınlık geçireceğim yemin ederim." Dedi Aykut sıkıntıyla. "Değil çatışmaya girmek elimi kaldıracak gücüm kalmadı." Yorgun değildi, uzun süredir kıpırdamadığı için vücudu uyuşmaya başlamıştı.

"Az daha sabır Aykut," dedi Güralp. "Görev bu, sabır gerek."

"Komutanım Aykut'un derdi o değil," diye girişti Selçuk. "Aklı başka yerde onun, kurt kaynıyor şimdi onun kıçında."

"Derdin nedir Karameşe?" Diye sordu Güralp net bir dille.

Aykut önce derin bir nefes verdi. "Derdim yok Komutanım." Dedi başını eğip. "Dert denilmez yani buna." Yutkundu. "Dönüşte Feyza'ya evlenme teklifi edeceğim Allah'ın izniyle." Silahının dürbünden gözlerini çekip birkaç saniyeliğine durdu. "Kabul edecek biliyorum, ama içimde heyecan var biraz."

"İşler o kadar ilerledi demek?" Güralp'in yüzünde belli belirsiz bir tebessüm belirdi.

"Evet Komutanım. Telefonda konuşuyoruz hep, o da çok istiyor evlenmeyi," Allah'tan şu an suratını kimse görmüyordu zira domates gibi kızarmıştı. "Memlekete gittiğim an çıkaracağım yüzüğü pat diye."

Selçuk kulaklığına konuştu. "Yüzüğü ne ara aldın lan?"

"Daha almadım Komutanım, memlekete gidince alacağım inşallah." Dedi Aykut hızlıca. Yeterince para biriktirmişti, o para hem yüzüğe hem de ailesinin borçlarını kapatmaya yeterdi.

BİR AVUÇ TOPRAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin