8. BÖLÜM

9.3K 610 258
                                    

8. Bölümümüzde 18K olmuşuz 🤎

"Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin."
• Özdemir Asaf

Güneş yeni yeni doğmaya başlarken havada yoğun bir soğuk vardı. Gece yağmur yağdığından toprak ıslaktı, çamurluydu her yer. Silahının ucundan karşıdaki evi izleyen Efekan kulağına konuştu. "Temiz komutanım."

"Giriş yapıyoruz öyleyse." Diyen Tekin silahının şarjörünü kontrol etti. "Hikmet'le, Selçuk kontrol sizde. Burada kalıyorsunuz."

"Yav Komutanım Allah için ben de geleyim ya!" Diye yükseldi Selçuk. "Çata çat pata pat girelim şu eve."

"Anlaşılmadı Selçuk." Dedi Tekin kulağına doğru. Duymazdan geldi bu emire karşı çıkmayı.

Ardından evle aralarında yaklaşık üç dakikalık mesafe olan çamurlu yola girdi. Hızlı, seri adımlarla yürürken temkinliydi. Bugün gri listedeki bir adamı alıp çıkacaklardı buradan. Adamın adı Bahir Azzam'dı. Harabe bir evi yuvası bellemiş, pis işlerine burada devam ettiren herifin tekiydi.

Jiyan Azzam'ın tek kardeşiydi Bahir. Küçük çocukları kaçırıp teröre çalışması beynini yıkayan, yakın köydeki kadınları kaçırıp istemediği şeyler için zorlayan pisliğin tekiydi Jiyan Azzam. Onun yeri hala tespit edilemese de kardeşi ele geçirilmek üzereydi.

Tekin kapının olduğu duvara yasladı sırtını. Ardından bir kez kapı ziline bastı, ona eş olarak da üç defa tıklattı ahşap kapıyı. Bu onların ultra zeki şifresiydi. Kapıyı çalanın onlardan olduğunu anlamak için belirledikleri bir şifre. "Bu ne sikim sokik bir şifre lan?" Diye fısıldadı dudakları arasından.

Karşısındaki duvara yaslanıp silahıyla vaziyet almış İlker bir adım daha yaklaştı kapıya. "Bunların aklından ne bekliyorsunuz Komutanım? Bunu bulana kadar göt kemikleri çatlamıştır."

İlker, Tekin'le aynı yaştaydı. Rütbede olmadıkları sürece arkadaşlardı, ama rütbeye girdikleri an o asker, Tekin komutanıydı.

Birkaç dakika sonra kapı yavaşça açıldı. "Nerede kaldınız lan-" kapıyı açan adamın cümlesi karşısında iki asker görmesiyle yarım kalmıştı.

"Kusura bakma aşkım geciktik biraz." Diyen İlker önce sırıttı, sonraysa açılan kapıdan içeri girdi bir adımla. Adam silahına davranacekken İlker ani refleksiyle adamın kolundan tutup vücudunu duvara yasladı. "Burada kimse yoh!" Diyen adamın başını bir kez duvara vurdu sertçe.

"Mümkünse öldürme." Diye söylenen Tekin temkinli adımlarla merdivenlerden çıkmaya başladı. O ara kulaklığında bir ses belirdi.

"Komutanım evin yirmi beş metre kadar ötesinde araç görüldü."

Tekin merdivenlerin sonuna geldiğinde sağ kapıya yöneldi. Uzaktan izlerken görmüşlerdi. Buradalardı. Harabe evin en geniş odası olan bu odadalardı. "Araç etkisiz hale getirildi Komutanım." Diye bir ses duyuldu ardından. Efekan'dı bu.

"Anlaşıldı."

"Lan bu piç nerede kaldı!? Gidin bakın şuna hele!" Odadan bir ses yükseldi.

Ardından sessizlik oldu, kapı açıldı, içeriden orta yaşlarda gözüken bir adam çıktı. Çıkmasıyla boynuna sarılan kolla afalladı. Tekin boynundan tuttuğu adamı geriye doğru sürüklerken adamın çırpınışları daha da arttı. "Bır... Bırah...." Sonunu getiremedi.

BİR AVUÇ TOPRAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin