Merabalar
Keyifli okumalar.
*******************************"Böyle bir şey yapmamız gerektiğini söylemiştim Patiayak!" "Kes sesini kılkuyruk,şimdi birisi duyacak!" James karanlıktan aydınlığa uyanırken,kafasında arkadaşlarının sesi yankılandı. "Son kez söylüyorum kılkuyruk-"
Gözlerini açıp etrafı izledi James,gözlüğü olmadığı için seçemiyordu. "Çatalak! Uyanmışsın!" Sirius büyük bir sevinçle üstüne atlarken bir elini beline koyup sarıldı James,diğeri galiba uyuşmuştu. Sirius üstünden çekilmeden ela gözlerine baktı.
"Merlin aşkına Çatalak,neden kendini onun için tehlikeye attın?!" James yakında olduğu için artık seçebildiği çocuğun gözlerine baktı "Siri..." Sirius kaşlarını çatıp "Efendim Jamie?" diye cevapladı. "Neden bacaklarımı ve kolumu hissedemiyorum?"
Sirius kaşlarını çattı "Ne demek hissedemiyorum Jamie?" James gözlerini kırpıştırdı "Şuan kolumu kımıldatmaya çalışıyorum,ama kımıldamıyor." Sirius iyice panikleyerek aniden üstünden çekildi. "Aman Tanrım,Aman Tanrım,aman Tanrım!" diye sayıklayıp ellerini saçlarına attı.
Peter onun bu paniğine donup kalırken başka bir ses "Ne o Black? Dua edeceğin mi tuttu?" dedi alaycı bir şekilde. Sirius ise hala panik halindeydi,uzanıp gözlüğünü aldı. Görüş açısı düzelirken,kafasını çevirdi. Hastane kanadında ondan başka bir kişi daha vardı,Severus Snape.
O da yataktaydı,bileği sarılmıştı. Kanlı bandaja bakılırsa o kolunu kesmişti,kaşlarını çatarak ona ve Sirius'a bakıyordu. "Kapa çeneni Lupin!" diye çıkıştı Sirius paniğin arasında. "Kılkuyruk,hemen madam Pomfrey'i çağır!" diye bağırıp kendisi de bir oraya bir buraya yürümeye başladı.
"Abi?" Regulus olayın ciddiyetini anlamıştı,aksi taktirde Sirius Black asla panik olmazdı. "Sorun ne?" Sirius elleri saçlarındayken "James felç kaldı!" diye bağırdı kardeşinin omzunu sıkıca tutarak. Regulus olayın şokuyla donup kalırken Remus, ve hatta Lucius bile şokla James'e bakmaya başlamıştı.
"Aman Tanrım,aman Tanrım!" diye tekrardan sayıklamaya başlarken Peter Madam Pomfrey ile geri dönmüştü. İkisi de o kadar hızlı koşmuşlardı ki,Madam'ın eteği,Peter'ın cübbesi uçuşmuştu. "Bay Potter,aman Tanrım!" diyerek yatağa koştu Madam.
Elini çocuğun koluna koyup sıktı,James'den ses seda yoktu "Aman...Tanrım..." dedi Madam Pomfrey "Şuanda acıdan bağırman gerekiyordu!" James kaşlarını çattı,hissetmemişti bile.
"Herkes dışarı,bay Potter'ı hemen detaylıca kontrol etmem gerekiyor!" Diyerek perdeleri çekti Madam Pomfrey,bir yandan da diğerlerini odadan kovmuştu. Sadece Severus kalmıştı.
Kaşları çattıkken yerde oturan çocuğa baktı Remus,öylece oturup saçlarını çekiştiriyordu. Onunla neredeyse okula başladıkları günden beridir düşmanlardı,sebebini bile unutmuştu. Ama hala devam ediyorsa kötüdür diye düşünüyordu,sonuçta kimse gereksiz yere birisiyle düşman olmaz,değil mi?
Lucius "Potter'ın durumunun bu kadar ciddi olacağını tahmin edemezdik..." diyerek kendi kendine konuşuyor gibiydi,James hareket edemiyorum diyene kadar hepsinin yüzünde alaycı bir ifade vardı,Sirius ile saatlerdir dalga geçmişlerdi,sıra uyanınca James'e gelecekti. Ama bunu duymak hepsinin beynine kurşun yemişe dönmesini sağlamıştı. Sürekli aynı cümle "Sirius,neden hareket edemiyorum?"
"Durumu nasıl Madam?" Madam Pomfrey endişeyle kafasını salladı "Ne yazık ki felç kalmış." diyerek üzgün bakışlarını rengi atmış oğlana çevirdi,irileşmiş gözleri ile sadece ileride ki beyaz duvarı izliyordu. "Sebebi nedir Madam?" Madam Pomfrey asasını parmak uçlarında sıkıştırıp "Protega Maxsimus büyüsünü çok güçlü bir vaziyette kulanmış,bu da bacak ve kollarındaki kasları fazlaca zorlayarak felç'e yol açmış. Kolunu düzelttim,ancak bacakları ne zaman düzelir Tanrı bilir."
Diyerek tekrar üzgün bakışlar attı,hala öylece duvarı izliyordu. "Zavallı yavrucak..." diye mırıldanıp kendi işleriyle meşkul olmak üzere oradan ayrıldı.
"James?" Diyerek yanına oturdu Profesör Mcgnogall,Dumbledore tam yanlarında dikiliyordu "Korkma,Madam kalıcı değil. dedi." Bir profesörden çok,bir anne gibi konuşuyordu. James azıcık sulanmış gözlerini ona çevirdi,hayatının geri kalanını işe yaramaz bir adam gibi geçirmek istemiyordu...
Severus ise o sulanmış ela gözlerdeki acıyı görmüştü bir kere. Onun yüzündendi,Potter onun yüzünden atlamıştı o söğüte. "Sana bakması için birisini bulacağım tatlım,hiç merak etme! Emin ellerdesin!" derken ona azar çeken Profesör Mcnogall yokmuş gibiydi,biraz komikti,ama gülmeye hevesi yoktu.
"Profesör?" kafasını kaldırıp yatağından kalkmış olan Severus'a baktı Profesör "Evet,bay Snape?" Bu yaptığından belki sonra pişman olurdu,ama yinede "Ona benim bakmamı teklif ediyorum." dedi kesin bir sesle. Profesör Dumbledore ise "Bu harika bay Snape,hem iksirde hemde terbiyede...." derken James'e baktı "Harika bir örnek olursunuz!"
Severus teşekkür bile edemeden "Hiç merak etmeyin,yatakhane ve ortak salon gibi işlerinizi ben halledeceğim." diyerek garanti verdi Dumbledore. Hareketlerinde "Ben bu çocuktan umut kestim,bundan adam olmaz. Ama sen halledersin." iması vardı. Severus artık laf ağzından çıktığı için kafasını salladı. James'e eğer ona dokunursa alacağı cezaları sıralayıp gitti Dumbledore. Arkasında şaşkın iki çocuk bırakarak.
******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Bu hikaye nereye gidiyor böyle aman Tanrım.
James Potter
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Va-t'en
FanfictionYedi Hogwarts öğrencisi geleceği değiştirmek zorundaydı. -Wolfstar,Snames.-Not-Hikaye Moran kutgumla birleşiktir.