7

200 18 21
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************
Sirius,kızıl saçlı cadının elindeki tüyle yazı yazmasını izledi. Tek bir hata bile yapmadan hızlı hızlı yazarak eline bir kağıt parçası tutuşturdu Lily "İşte Hogsmaed'e ihtiyacın olan her şey." Derken uzun kızıl saçlarını savurup kitaplarını kucağına aldı.

"Snape,biraz yavaş ol Tanrı aşkına!" Severus göz devirip James'i Sirius'un önüne bıraktı "Arkadaşını al Black,kütüphane sessizlik seven bir yer!" Derken tabanlarını yere vura vura geri dönmeye başladı,ama profesör Mcgnogall ile göz göze gelince göz devirerek geri dönüp James'i aldı ve kütüphaye doğru gitti.

Sirius ise öylece kalakalıp arkasından baktı,James az önce tekerlekli sandalyede Severus Snape tarafından mı kaçırılmıştı,ona mı öyle gelmişti?

"Ne o Siri?" Sirius arkasından gelen kızın sessiyle arkasını dönüp ona baktı,Narcissa Black. Kocaman gülümseyerek ona bakıyordu "Nasılsın kuzen?" Sirius kaşlarını çattı "Benimle konuşmamalısın Cissy." Narcissa "Umurumda değil. Sen benim kuzenimsin,ölene kadar da öylesin." diyerek sarı saçlarını savurdu.

"Black soy ağacından silindim değil mi?" Narcissa kafasını salladı "Evet,Walburga teyze kendi elleriyle sildi. Zavallı Reg bakamadı bile." derken gözlerinde hüzün vardı " Sirius buruk bir gülümseme ile kafasını sallarken "Eminim öyledir." diyerek kafasını eğdi.

"Licorus amca,bunu sana vermemi istedi. Okuduktan sonra yok et." dedi Narcissa,elindeki zarfı ona uzatarak "Ah,o ihtiyar. Hala bana gizli notlar gönderiyor demek!" Elindeki zarfı aldı Sirius,Licorus amca aslında çok genç bir adamdı,ancak çok erken yaşta evlendirildiği için,şimdiden bir torunu vardı. Oysaki,daha kırkının başına yeni varmıştı.

"Kendine iyi bak Siri,Frank ile bitki bilim konuşmam gerek!" diyerek yanağına bir öpücük kondurup koşmaya başladı Narcissa. Sirius ardından bakıp gülümsedi,bu çocuksu yanını çok seviyordu.

Elindeki zarfla koridorda yürürken "Ne o Black? Sevgilinden mi?" Diye alaycı bir ses duyulmuştu,zarfı cübbesinin içine saklayıp arkasını döndü "Ne o Lupin? Senin sevgilin göndermiyor mu?" Derken ukalaca sırıtıp,tepeden tırnağa süzdü.

Remus uzun boyluydu,çok uzun boyluydu. Kendisinden bile uzundu. Açık kahve rengi saçları vardı,gözleri de sanırsa kahve rengiydi. Yüzünde boydan boya derin kesik izleri vardı. Yüzü itiraf etmeliydi ki,çok yakışıklıydı,kesikler ayrı bir hava katmıştı. Vücudu hafif yapılı gibi gözüküyordu,ancak sürekli bol şeyler giydiği için pek seçemiyordu.

Kısacası,yakışıklı adamdı. Yiğidi öldür hakkını yeme.

"Sirius!" diyerek koşarak kollarına atıldı Marlene "Bana sözün vardı..." derken neyi kast ettiğini anlamıştı Sirius,gülümseyip Remus'a baktı "Görüyorsun ya,Lupin. Sevgilim bekler."

*******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Eklenmesini istediğiniz sahneleri bırakın lütfen,unutmayın,kitabı beraber yazıyoruz:

Adios.

Va-t'enHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin