Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************Kalabalık öğrenci grubu Hogsmaed'e yürürken eğlendiklerini gösteren sesler yükseliyordu içlerinden. Cadılar kendi aralarında erkekleri çekiştirirken,James Severus'un belini sıkıca tutarak kendine yakın bir mesafeden tutuyordu.
"Ahtapot musun sen Potter? Bıraksana beni!" James keyifle sırıtarak çocuğun yüzüne baktı "Hadi ama Snape,o kadar kötü müyüm?" Severus sabah dediği şeyden pişman bile olmuştu. Sabah James Sirius'un keyfini yerine getirmeye çalışırken,kaslarından konuşmaya başlamıştı. Tabi Severus acı dilinin kurbanı olarak,bir kaç söz söylemişti.
Severus James'in ne kadar zayıf ve kassız olduğunu ima etmişti. Tabi,James'in 'Öyle mi?' bakışlarını görünce anında pişmanlık duymaya başlamıştı. James Lucius aniden gelip "Hogsmaed'e gidiyoruz!' diye odaya dalana kadar,James intikam planları kuruyordu. Tabi bu onun için tam biçilmiş kaftandı,Severus'un belini tutarak her yere öyle gidiyordu.
"James tamam,kaslısın,harikasın,muhteşemsin! Bırak artık beni!" James aniden yan bir sırıtmayla yüzüne baktı "İnanmadım Severus." Severus ağlar gibi bir ses çıkardı "Bak,James bırak beni!" James 'cık' diye bir ses çıkardı "Kanıtla da bırakayım." Severus elini James'in göğsüne koydu.
James nefesi kesilirken,gözlerini simsiyah gözlere dikti. Her ne kadar Severus ele gözlere bakmasa da,James kirpiklerin arkasında kalan siyah harelere bakmaya devam etti. Severus elinin altındaki kaban,eşarp ve kazağın üstünden James'in göğsünü sıktı. Eline değen kaslarla gözlerini kaldırıp ela gözlere baktı.
"Çok yakışıklısın Potter. İgor Karkaroff'dan bile!" James hızla kaşlarını çattı "İgor Karkaroff mu?! Hani şu otuz sekiz yaşında olan İgor mu?!" Severus dudaklarını ısırdı,galiba bir pot kırmıştı. "E-evet?" James yüzündeki sinirli ifade ile derin bir nefes aldı "Bunu akşam konuşacağız!"
Uzaktan onları izleyen Remus ise kahkaha atmamak için zor duruyordu. Sirius bile ölü halinden kurtularak gülümsemişti. Remus salak değildi,bir Slytherin olarak Severus'un duygularını anında anlamıştı zindanlarda ortak salonda otururken. Lucius James'e hakaret etmişti bir kaç sefer,Severus her seferinde kaşlarını çatarak rahatsızca kıpırdanmıştı.
James onun yüzünden engelli kalınca Severus ona bakmıştı bir ay kadar. James biraz toparlayınca ise Sirius James'i alarak götürmüştü bir kaç sefer,tabi Severus da nefes alabilmişti. "Hadi ama Black,asma suratını."
Sirius duyduğu sesle kafasını kaldırdı. Remus'un biraz sırıtan yüzünü görünce derin bir nefes aldı "Elimde değil ki Moony." "Seni böyle görmeye alışık değilim. Egolu Sirius'u özledim." Sirius gözünü yere indirdi.
Elinde değildi,Marlene'yi unutamıyordu işte. Kızla neredeyse dört yıldız sevgiliydi,aniden aldatıldığını üstüne terk edildiği de eklenince psikolojisi kaldırmamıştı. Remus halsizlikten geride kalan çocuğa bakıp sıkıntılı bir nefes verdi. Sirius enerjik bir tipti,en başta koşuşturması lazımdı,ama en arkada kalmıştı.
Remus bir sağa,bir sola baktıktan sonra Sirius'u tutarak gruptan ayrı bir yere çekti. "Ne yapıyorsun Monny?" Remus gülümseyerek cebinden bir çikolata çıkardı "Bunu kimseye söyleme." fısıldayarak çikolatayı çocuğun eline sıkıştırdı.
Sirius dudakları ayrık şekilde bir süre bön bön yüzüne baktı. Remus bu haline gülerken "Bakma öyle,çok komik görünüyorsun." Sirius iyice kızaran yanakları ile çikolatayı cebine attı,Remus ceket giymesine izin vermemişti hava serin diye.
"Hadi,yokluğumuz fark edilmeden gidelim." Sirius kafasını sallayarak ara sokaktan çıkan çocuğu takip etti. "Sağol Moony." Remus güldü "Rica ederim Patiayak."
*******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Biraz saçmalamışım gibi hissediyorum.
(Medya yok maalesef)
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Va-t'en
FanfictionYedi Hogwarts öğrencisi geleceği değiştirmek zorundaydı. -Wolfstar,Snames.-Not-Hikaye Moran kutgumla birleşiktir.