Merhaba, bu bölümün keyifini çıkartın. İyi okumalar...
"Öpüşelim mi?" demiştim, güldü ve "Öpüşelim." demişti. Bir tek o an sanki acılarımdan kurtuldum. Alaz'ın beni öpmesi acılarımın gitmesi demekti. Evet onun öpüşü bana ilaç oluyordu. Ondan ayrıldığımda adeta büyülenmiş gibi bakıyordum ona. "Alaz, sana bir şarkı buldum. Daha doğrusu bana hissettirdiğin duygunun şarkısını söyleyim mi?" Kahka attı alnıma öpücük kondurdu. Gözlerimin içine öyle bir baktı ki kendimi çıplak hissettim o an. "Söyle, Sedef." Dedi.
Boğazımı temizledim ve ona tebessüm ederek şarkının sözlerini söylemeye başladım, "Gülüşün bana oksijen
Göremezsem deliricem
Bebeğim gel bana sokul
Sana aşktan söz edicem
Gel güzelim, bana gelsen
Doğruyu yanlışı bulsam
Ya da gönlüne asker gönderip
Barbar devletler kursam" şarkının son sözünde gülmeye başladı. "Barbar devletler kuracaksın öyle mi?" Dedi alayla.Bende kıkırdadım, ve "Evet," dedim "Gülüşün bana oksijen, Alaz," dediğim de yüzünde ki alaylı ifade silindi, onun yerine buruk bir tebessüm kondurdu dudaklarına. "Senin de gülüşün bana oksijen, Sedef." Dedi. "Gülüşün yaşam sebebim, var oluşunda öyle." Dediğinde aynı şekilde bende dudaklarıma buruk bir tebessüm kondurdum. "Alaz, bir gün gelirde beni bırakmak zorunda kalırsan..." Sözümü tamamlama izin vermeden kaşlarını çatarak,"Öyle bişey olmayacak, o yüzden sus Sedef" diyince kahka attım.
"Ne diyeceğimi merak etmiyor musun?" Diye sorduğumda "Sus, kadın," dedi. "Alaz benim yüzümden kaybettik bebeğimizi," dedim gözümden bir damla yaş geldi. "Ben eğer Elvan'a atla demeseydim, böyle bir akılsızlık yapmasaydım bebeğimizi kaybetmeyecektik. Ben bir katilim," fısıldayarak söylediğim şeylerden rahatsız olmuş gibi çıktı sesi " Hayır Sedef benim suçumdu, eğer sana git bak şu kızına diyip o odadan çıkmasaydım böyle birşey olmayacaktı." Dediğinde başımı salladım konuşacağım esnada dudaklarımı işaret parmağı ile kapatıp, "şşş başka bişey demiyorsun" dedi.
Başımı salladığımda alt dudağımı okşayıp elini çekti. Ayağa kalkıp bana elini uzattı "hadi gel evimize gidelim," dediğinde başımı hayır anlamında salladım "ben bebeğimi kaybettiğim o eve gitmek istemiyorum." Dedim anlayışla başını salladı "Tamam, en yakın zamanda yeni eve geçeriz. Şimdilik burada kalalım." Diyince başımı salladım.
1 ay sonra
Yeni eve taşınalı iki hafta oldu ve bu ev çok güzel. İki katlı bir ev ve beyaz,siyah ve gri eşyalardan oluşuyor. Şimdi ise Elvan ile birlikte parkta oyun oynuyoruz. Evet bende parkta oynuyorum ben salıncakta sallanırken Elvan da kaydıraktan kayıyor ben onun fotoğraflarını çekiyordum. Alaz'ın görevi çıktığı için yanımızda değil. Elvan'ın fotoğraflarını çekerken bir şey fark ettim. Fulya buradaydı, çok değişmişti. Yanında sarı saçlı uzun boylu fit bir erkek vardı Fulya'nın karnı kocamandı.
Dur bir dakika, Fulya hamile!
Evet Fulya hamileydi. Yanındaki adam ve Fulya'nın arasında aynı ikisi gibi sarı saçlı oğlan çocuğu vardı. Fulya beni görünce şaşırdı durdu ve "Sedef," diye fısıldadı. Fulya'dan hala nefret ediyorum fakat kendini düzeltmiş olma ihtimalini hala düşünmüyor değilim. Yanıma doğru yürüdü ve karşımda durdu. "Çok uzun zaman oldu," Dedi ve yutkundu. "Sedef ben çok değiştim, o gün sen bana Feride hakkında ki şeyleri söyleyince ben o gün ilk defa vicdan denilen şeyle tanıştım ve ben vicdan azabı çektim. Bunu dediğime inanamıyorum ama sana çok teşekkür ederim Sedef," dediğinde tebessüm ettim ona. "Bişey değil Fulya dünyayı bir kötülükten arındırmama sevindim" dediğimde kahka attı. "Hiç değişmemişsin Sedef," dedi.
Ben niye değişiyormuşum ya? "Elvan hadi gel gidelim," diye seslendim. Elvan yanıma geldiğinde Fulya acı içinde tebessüm etti. "Alaz ile aile kurduğunuza sevindim," dedi ama sevinmediğini biliyordum. Bu kız gerçekten Alaz'ı seviyor. "Evet," dedim gözümden yaş geldiği için elimin tersiyle sildim ve burnunu çektim aklıma yine bebeğimiz gelmişti. "Sedef ?" ne olduğunu bilmek istediğini biliyordum ama ona anlatmak ve anlatmamak arasında kaldım. "Anlatabilirsin" dediğinde başımı salladım "Şimdi anlatamam," diye geçiştirdim.
Yanımızda Elvan varken bunu ona söyleyemedim. "Anne" dedi Elvan "Efendim annecim?" Dediğimde eliyle Fulya'nın çocuğunu gösterdi, "Ben arkadaş ile oynamak istiyorum" dediğinde tam reddedecektim ki Fulya "Kıvanç gel biz oturalım, Enes ve Elvan oynasın." Dediğinde ben bir şey diyemedim. Elvan ve Enes oynarken biz bir kenarıya oturduk ben Elvan'ı izlerken Fulya "anlatacak mısın?" Diye sorunca pes ettim. "Bir ay önce bebeğimizi kaybettik" dediğimde Fulya'nın gözünden bir damla yaş geldi. Bu kız benim bebeğim için ağlamış mıydı şimdi?
Sonunda eve gitmiştik ve akşam yemeğinde bizimkileri toplayıp yedik Alaz'ın ve benim arkadaşlarım geldiği için ev kalabalıktı. "Kuzey, gel şuraya Evren tuvaletten çıkmıyor!" Diyen Ecrin'in sesini duyunca Kuzey ayağa kalkıp Ecrin'in yanına gitti. Efe, Gonca ile evleneli üç yıl olmuştu. Hakan ise asistanı Pare ile evlendi ve bir tane kız çocukları oldu. Bazların ise ikinci çocuğu olmuştu. Yosun ve Atalay'ın bir çocukları olmuştu. Bu yüzden ev çok kalabalıktı.
Alaz ile yanyana oturmuş herkesin sohbetini dinliyorduk. "Bu gün Fulya'yı gördüm parkta. Hamileydi ve yanında eşi ve çocuğu vardı," dediğimde Naz iğneleyici bir sesle "O yelloz çıkmıştı değil mi hapisten?" Diye sorunca başımı salladım. Herkes tekrardan sohbet etmeye başlayınca ben lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım ben kapıyı açmadan kapı açılınca içeri Alaz girdi.
Beni duvar ve arasına sıkıştırdı ve yüzüme baktı. "Ne bekliyorsun? Öpsene beni." Dediğimde bana doğru eğildi ve dudağımı öpmeye başladı. Alt dudağımı ısırınca inledim. Ben de aynı şekilde onun üst dudağını ısırdığımda oda inledi. Ellerimi boynuna sardım ve kucağına çıktım bacaklarımı beline sarıp onu öpmeye devam ettim
Oy ve yorum yapmayı unutmayın sizi çook seviyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALASAR 5
JugendliteraturYaralasar beni çok etkiledi, ve bu yüzden bu kitabı yazıyorum. Hadi, daha ne bekliyorsun bir göz at bölümlere!