17.KINA

789 29 24
                                    

Merhaba bu bölümü biraz geç yolluyorum kusura bakmayın, iyi okumalar.
















Günlerdir... Günlerdir Elvan'ın gözlerini açmasını bekliyordum. Doktorlar uyanınca canının acıyacağını ve canının daha az acıması için 2 haftadır Elvan'ımı uyutuyorlardı. Arda Elvan'ı belinden vurmuştu. Sağ böbreğinin biraz üstünden vurmuştu o hayvan! Hayvan diyince de hayvanlara ayıp oluyor, özür dilerim hayvancıklar. Birazdan Elvan'ı uyandıracaklardı ve şu anda Alaz ile birlikte Elvan'ın kaldığı odanın içinde Elvan'ın uyanmasını bekliyorduk. Hastane kokusu midemi bulandırdığı için maske vermişlerdi fakat maskenin plastik kokusuna katlanamadığım için Elvan'ın odasındaki pencerenin önündeyim ve derin nefesler alıp veriyordum.

Arkamdan hissettiğim çikolata kokusu beni rahatlatırken Alaz'a karşı kendimi zor tutuyorum her an üstüne atlıyacak gibiydim. Alaz elini belime koyunca ona dönem. "Elvan uyanmadan önce karnımı doyurmalıyım." dedim ve kollarımı Alaz'ın boynuna sardım. "Çok güzelsin," dedi gözlerime bakarken. "Sende çok... " demiştim ki Elvan'ın sersem sesi ile Alaz'dan ayrılıp Elvan'a baktım. "Anne? Baba?" dediğinde gülerek Elvan'ın yanına gittim ve yatağa oturdum. "Annecim sonunda uyandın!" dedim hevesle ve alnını öptüm. Alaz yanımıza gelip Elvan'ın diğer tarafına yatağa oturdu. "Prenses'im..." diyerek  geçirdi.

"Anne, baba belim çok ağrıyor," dediğinde kaşlarımı çattım. Alaz, "İki haftadır yatıyorsun Elvan normal." dedi. Elvan şaşkınlıkla bana baktı, "Ne iki hafta mı?" diyince kıkırdayarak ve başımı salladım. Elvan kafası karışmış gibi arkasına yaslandı. "Anne beni vuran o yaşlı adam kimdi?" Elvan'ın sorusuna karşılık yutkundum. "O kişi ruh hastasıydı," dedim. Elvan kaşlarını çattım. "O da ne demek?" diyincen açıklamaya başladım. "Hani bizim ruhumuz var ya annecim, işte o adamın ruhu hastaymış." Alaz yüzüme 'Çok güzel açıkladın(!)' der gibi baktığında omuz silkittim. Elvan anlamış olacak ki "hee," diye bir mırıltı çıkardı. Alaz, "ben doktora haber verip geliyorum," diyerek ayağa kalktıpımda başımı salladım. Elvan, "Anne babamla nasıl tanıştınız?" diyince kıkırdadım.

"Biz babanla şöyle tanıştık..." diye başladım ve anlatmaya başladım. "...babanın ismini hiç öğrenemedim ve bir gün arabadan inerken ismini sordum. 'Alaz Altuğ Sipahi' dediğinde ismi çok güzel gelmişti," dedim. Sonra ayağa kalktım "Nerde kaldı bu baban," diye söylenip arkamı döndüğümde kapıya yaslanmış ve bizi izleyen Alaz'ı gördüğümde utandığımı hissettim. Aptal hormonlar! "Demek ismim çok güzel," dediğinde arkamı döndüm ve Elvan'a baktım. Elvan kahkalarla gülüyordu. "Anne! Arkanda!" dediğinde çikolata kokusu aldım ve sonra belimde bir el hissettim. "Utandın mı sen?" dediğinde ona döndüm. "Hayır!" diye yalan söyledim.

"Yalan sana yakışmıyor Sedef." dediğinde kahka attım. "Elvan'ın çıkış işlemlerini yapıp çıkabilirmişiz, hemşire gelip kolundaki serumu çıkartıvak birazdan," dediğinde eriye hemşire girdi. Elvan'ın çıkış işlemlerini de yapıp hastaneden çıkmıştık. Artık eve dönebilirdik çok mutluydum. Eve girdiğimde Ilgaz'ın yanında Yavuz'u görünce güldüm Yavuz ve Ilgaz sevgiliydi. "Ilgaz!" diye seslendi Elvan. Ilgaz Elvan'ı görünce gülerek yanına gitti. "Hoşgeldin Prenses!" dedi hevesle. Elvan kıkırdayıp Ilgaz'a   sarıldı. "Hoşbuldum Ilgaz," dedi. Yavuz ve Alaz erkeksi bir tavırla tokalaştıktan sonra Yavuz bana döndü "Hoşgeldin yenge, sonunda geldin yarın nikah kıyılıyor." dedi heycanla. Başımı salladım "Biliyorum, inşallah güzel bir hayatınız olur..." dedim ve sırıtarak Ilgaz'a döndüm. "Kına gecesi yapacağız bu gün!"  dediğimde Ilgaz'ın kaşları çatıldı. "Ben kına mına istemiyorum!" dediğinde telefonumu çıkartıp Yosun'u aradım.

"Alo?" Yosun'un sesimi duyunca sinsice sırıtıp konuşmaya başladım.
"Yosun akşam Ilgaz'a kına yakılacak da kına alıp bize gelir misin bugün akşam 7'de?" dediğimde Yosun hevesle konuşmaya başladı.

YARALASAR 5 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin