23.YOK ARTIK!

887 27 34
                                    

Bugün bu bölümü çok zor yazıyorum. İyi okumalar.



















Siz aldatılmak ne, bilir misiniz? Acı veren bir şeydi. Ama ben bu acıya katlanmak istemiyordum, beni aldatan biriyle aynı evde durmak, aynı yatakta yatmak istemiyordum. Özellikle o yatak beni aldattığı yatak ise... Buna katlanmamak için kafamda ki planı uygulayacaktım. "Sana güveniyorum." demiştim ama güvenmiyordum. Yalan söylediğimi anlamış olmalı ki başını hayır anlamında salladı. "Güvenmiyorsun," diyince sinirle yüzüne baktım. "Sence beni aldatan kocama tam güvenmem için zaman gerekmez mi?" Bunu gerçekten sormuştum yalan olarak değil gerçekten sormuştum. Cevap vermedi. Sadece odadan çıktı. Valize hızlıca kıyafetlerimi koydum. Elvan'ın odasına girdim ve onunda eşyalarını da valize koydum. En son Deniz'in odasına gidecektim ki mutfaktan gelen tıkırtı sesiyle mutfak kapısının önünde durdum. Çaktırmadan kafamı uzattım mutfağa. "Evet Atalay, iki koruma." Alaz'ın Atalay ile konuştunuz anlamıştım ama iki koruma neden demişti anlayamamıştım. "Ben seni sonra ararım," diyerek telefonu kapatınca kafamı geri çektim.

"Anne," Elvan'ın uykulu sesi ile odaya geri dönüyordum ki arkamda hissettiğim buz gibi ses ile olduğum yerde kaldım. "Seni bırakmayacağım, kadın," arkamı dönmeden yürümeye başladım. Sen bırakmayacaktın zaten ben gidecektim. "Ne oldu anneciğim?" Elvan'ın yanına gidip yatağa oturdum. "Bu valizde neden benim kıyafetlerim var?" Diyince yutkundum. Alaz arkamdaydı bir şey diyemezdim. "Bilmem, neden orada onlar? Ben onları yerine koyarım anneciğim," dedim ve alnına küçük bir öpücük kondurdum. "Ben ile gidiyorum," Alaz'ın sesi ile arkamı döndüm. Ne ara giyinmişti bu!? "Görüşürüz baba," Elvan yatakta  kalkıp Alaz'ın yanına gitti ve sımsıkı sarıldı. "Hoşçakal güzelim," diyerek saçlarının kokusunu içine çekti Alaz. Bu görüntüyü daha fazla izlemek istemiyordum. Ayağa kalktım ve yatak odasından çıktım. Alaz da arkamdan gelmişti ayak seslerinden anlamıştım. "Ben çıkıyorum görüşürüz Sedef," diyince dolan gözlerimi görmesin diye arkamı dönmedim, onun yüzüne bakacak durumda değildim.

"Görüşmeyelim Alaz," Demek istedim. Ama demedim. Aklıma gelen her şeyi ortaya söyleyen biriyim, fakat bunu söylemedim.

Alaz evden çıkalı beş dakika olmuştu bende o sırada Deniz'in kıyafetlerini valize yerleştirmiştim. "Elvan anneannene gideceğiz, hadi üstünü değiştir," Deniz'i giydirirken Elvan'la konuşuyordum. "Tamam anne ben giyinip geliyorum," Elvan'a başımı salladım ve yataktan kalktım. Deniz'i bebek pusetine oturttum üstümü değistirmek için kıyafet dolabının önünde durdum. Dolabı açtığımda Alaz'ın çikolata kokusu her yere yayıldı. Çikolata kokusuna aldanmamaya çalışarak kendime siyah bir tişört ve siyah bir pantolon çıkardım. Üstümü giyinip Deniz'i pusetiyle birlikte aldım ve odadan çıktığımda Elvan'da odasından çıkıyordu. Ev kapısının önüne geldiğimizde anahtarlıktan anahtarı bile almadan sadece arabanın anahtarını, valizi ve çocuları alıp çıktım. Bahçeye çıktığımızda garajın kapısını açmak için anahtar tuşuna bastım. Garaj açılınca arabaya doğru yürüdüm, bagaja valizi yerleştirdimve Elvan'ın arabaya bitmesini bekledim. Elvan binince Deniz'i de pusetinin içinde arka koltuğa oturtup kemerini taktım.

"Elvan kemerini tak anneciğim," diyerek arka kapıyı kapattım. Ön koltuğa oturup arabayı çalıştırdığımda Elvan konuşmaya başladı. "Anne babama neden söylemiyorsun anneanneme gideceğimizi?" Dedi. "Telefonum yok, kayboldu." Diyerek yalan söyledim. Arabayı bahçeden çıkarmak için büyük kapıya sürdüm. Önüne çıkan iki takım elbiseli, gözlüklü adam ile kaşlarımı çattım. Kafamı camdan çıkardım. "Siz kimsiniz!?" Diye bağırdım. "Yeni korumanız," dedi bir tanesi. "Ben Koruma falan istememiştim!" Dedim. "Altuğ Bey istedi," dediklerinde şimdi her şeyi anlamıştım. Alaz ben evden gitmeyin diye Atalay'ı aramıtı ve koruma istemişti! "Elvan bekle," diyerek arabadan indim ve korumaların yanına doğru yürüdüm. "Alaz'ın ne dediği beni ilgilendirmiyor. Şimdi çekilin önünden!" Dedim sert bir şekilde. Alaz Bey'e bakın, eve hapis ediyordu beni bir güzel! "Üzgünüz Sedef hanım ama Altuğ Bey'in emrinin altından çıkamayız," sinirden kahka attım ve iki adama biraz daha yaklaştım. "Eğer çekilmezseniz ben kendim hallederim." Dedim dişlerimin arasından.

Adamlardan biri alayla gülümseyince sinirim ikiye katlanmıştı. "Tamam öyle olsun. Bir kadından dayak yemenin utancıyla yaşamanız daha doğru, öyle değil mi?" Dedim. "Sizinle kavga etmeyeceğiz. Lütfen içeri geçin." Diyen adamla sıkıntılı bir nefes verdim. "Tabi efendim." Dedim ve arkamı döndüm. Tabii ki de gitmek gibi bir aptallık yapmayacatım. Hızla arkamı döndüm ve tüm gücümle adamlardan birinin karnına tekme attım. Adam inleyerek geri doğru bir adım atınca diyer adamada tekme atacaktım ki bacağımı tutup hafiften çevirince sinsice güldüm. "Alaz Bey'inizin sizi öldürmesini istemiyorsan devam et," dediğimde bacağımı serbest bıraktı. Öne doğru bir adım attım, butnuna çok hızlı ve güçlü bir yumruk indirdim. Burnu kırılmış olmalıydı çünkü kıtırtı sesi duymuştum. Burnundan kanlar gelen adam benden bir kaç adım uzaklaştı diyer adam ayağa kalkmıştı ve bana sinirle bakıyordu. "Daha fazla sorun çıkarmadan içeri dönün aksi taktirde başka uyarı yapmadan bu işi ben halledeceğim!" Sinirle konuşan adamı tabii ki dinleyemedim çünkü bir işe başlamışken yarısında bitiremezdim.

"Tehditlerine uyacak kadar aptala mı benziyorum gerizekalı!?" Diyerek bacak arasına tüm gücümle tekme attım. Koşarak arabaya bindim ve bahçe kapısından çıktım. Bana zarar verememeleri çok işe yaramıştı işimi çok hızlı bir şekilde bitirmiştim. "Anne o adamlar kimdi?" Elvan'ın meraklı sorusu ile ona döndüm. "Gereksiz insanlar anneciğim," dedim ve yola döndüm. "Gereksiz mi?" Diye sorunca başımı salladım. "Evet, gereksiz." Aslında gerçekten gereksizlerdi.



Annemin evine vardığımızda bir elimde valiz diyer elimde Deniz ve puset önümde ise Elvan vardı. "Elvan zile basar mısın ellerim dolu," dediğimde Elvan zile bastı. Kapı bir kaç saniye sonra açılınca evdeki hizmetlilerden Meryem ablayı gördüm. "Hoşgeldiniz Sedef kızım, dur ben valizini alayım." Diyerek valizi elimden aldı. "Hoşbulduk Meryem abla," dedim ve Elvan'a başımı ile içeri girmesini işaret ettim. Elvan içeri girince arkasından Deniz ile birlikte girdim. "Anne?" Salona doğru seslendim ama ses gelmeyince Meryem ablaya baktım. "Annem nerede?" Diye sordum. "Annen yukarıda, dedemin yanında" diyince Meryem ablaya Deniz'i pusetiyle birlikte verdim. Yukarıya çıkıp dedemin odasına girdim. "Sedef," annem dolmuş gözleri ile bana bakınca hiç bir şey anlamadım. "Anne ne oldu?" Diyerek annemin yanına yürüdüm. "Babam, kalp hastasıymış..." Bu iki kelime... Sadece iki kelime beynimin içindeki boş bir sokakta yankılandı o an.

Kalp hastasıymış

kalp...

Hastasıymış...

Gözlerim doldu. Annem ayağa kalkıp bana sarılınca bende ona sarıldım. "Na-nasıl?" Dedim titreyen sesimle. Dedem ölecek miydi, yoksa sadece hasta mı kalacaktı? Annemden ayrılıp dedemin yatağının yanında siz çöktüm. "Dede.. Seni ihtiyar, daha hasta olman için çok erken!" Cümlemde ki küçük çelişkiye karşılık dedem kahka attı. "Sedef çok abarttınız analı kızlı, sadece hastayım ölmüyorum," gözlerimi devirdim. "Biliyorum," dedim ve ayağa kalktım. "Aslan babam nerede?" Dedim anneme doğru dönerek. "Fırat'la içmeye gittiler," diyince kaşlarımı çattım. Acaba yine neye dertlenmişti. "Neden?" Dediğimde annem başını öne eydi. "Bugün ailesinin ölüm yıl dönümü..." Diyince çatılı kaşlarım gevşedi.  Ailesi... Onunda eskiden bir ailesi vardı. Şimdi ise yeni bir ailesi vardı.








Akşam olmuştu ve biz yataklarımıza yatmıştık. Deniz'i de uyutmuştum. Tam uykuya dalacağım derken burnuma gelen çikolata kokusu beni iyicene mayıştırıyordu. Bir dakika ne! Çikolata kokusu mu!? Gözlerimi sonuna kadar açtım. "Yok artık!" Cidden yok artık! Bunun burada ne işi vardı!?
























Tekrardan merhabaaaa... Bölüm için oylarınızı ve yoruklarınızı bekliyorum. (Biraz kısa oldu bölüm çünkü hastayım, dün yataktan kalkamadığım için bölümü atamamıştım. Bugün biraz daha iyi olduğum için yazdım(: ♡)

YARALASAR 5 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin