Merhaba ve iyi okumalar.
Yıllar sonra burada olmak... Tarif edemeyeceğim kadar garip bir his. İçimde heyecan var ama bu heycanın ne türlü bir heyecan olduğu gizli bir heycan gibi. İki aydır buradaydık ve mide bulantılarım çoğalmıştı. Elvan'a hamileyken midem bu kadar çok bulanmamıştı.
"Merak ediyorum Arda ne zaman geberecek!" diye söylendim Alaz'ın bana attığı yumruğu dirseğim ile iterken. Şu anda karnıma gelen darbelerden kurtulmaya çalışıyordum. Alaz bana vurmuyordu, sadece dokunuyordu. "Karşıma çıktığı ilk fırsatta," dedi ve karnıma doğru hafif bir yumruk savurdu. Yumruğu havada yakaladım ve çevirdim. Alaz onun bileğini tutan elimi tuttu ve elimi bileğinden kurtardı. Nefes nefese kaldığım esnada Alaz bana garip bir şey olmuş gibi baktı. "Sedef, şu iki ayda çok fazla yorulduğunun farkında mısın? Hiç hareket etmiyorsun nerdeyse ama nefes nefesesin," dediğinde başımı salladım. "Biraz dinlene bilir miyim, efendim?" diye sordum.
Alaz, beni kolumdan tuttu ve bahçedeki banklara oturttu. "Sen biraz dinlen. Ben Fulya'nın ölümü ile ilgili araştırmalara bakacağım," dediğinde gözlerimi büyüttüm. "NE!" Diye bağırdım. Fulya ölmüş müydü? Ama onun bebeği ve oğlu vardı, istemesemde üzüldüm. "Evet, dün gece evinin bahçesinde ölü bulunmuş ve hiç bir yerden ulaşamadık kimin öldürdüğünde dahil ama Arda'nın yaptıpından eminim. Kocasına arkadaşına gideceğini söyleyip evden çıkmış," dediğinde gözümden yaşlar akmaya başladı. Başımı iki tarafıma doğru salladım. "Onun küçücük bebeği vardı ve minicik bir oğlu" dedim. Saçmaladığım cümle...
"Evet, ben şimdi geçiyorum içeriye araştırmalara bakacağım." dedi. Burnumu çektim ve göz yaşlarımı sildim. "Tamam, telefon kayıtlarına ulaşabilirseniz bende dinlemek istiyorum." dedim. Alaz başını sallayarak tesise geçti. Bahçenin içene baktığımda bana doğru gelen Drakula'yı görünce ağzım bir karış açık,"Yok artık!" dedim bu adam yaşıyor muydu? "Hoşgeldin Sedef," diyince kaşlarımı çattım. Bukete'e yaptıkları gelince aklıma yüzümü buruşturdum. "Hoş gelmiştim, tabii sizi görene kadar. Buradan gitseniz iyi olur yoksa korkudan ve midemin bulantısından bebeğime zarar gelecek." dedim çok açık bir şekilde.
Dediğim şeyi umursamadı. Bana patlak gözlerle bakınca kaşlarımı çattım, bana doğru bir adım atınca "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz!?" diye sesimi yükselttim. İki adım daha atıp karşımda durdu ve üstüme eğildi. Ellerimle itmeye çalışsamda işe yaramadı kafamı sağa doğru eyince Kuzey'i gördüm ve avazım çıktığı kadar çığlık attım. "YARDIM ET KUZEY!" attığım çığlık ile Kuzey arkasını döndü. Drakula'yı görünce kaşlarını öfkeyle çattı. Drakula üstümden doğrulmadan Kuzey onu çekti ve yüzüne yumruğunu indirdi. "Bir daha kardeşime yaklaşırsan-" demişti ki Alaz'ın sesi yankılandı heryerde "SEDEF!" diye bağırdığında kafamı tesise çevirdim.
Alaz beni görünce rahatlamış gibi oldu fakat Drakula'yı görünce bize doğru öfkeyle ve hızla yürüdü. Yanımıza geldiğinde Kuzey geri çekildi. "Sana ona yaklaşma demiştim!" diye bağırınca aklıma yıllar önce ki söylediği söz geldi.
"Onun dikkatini çekme" demişti. Dikkatini çekmememi söylemişti. Ama şu anda bana kızmıyordu Drakula'ya kızıyordu. "Mmh," diye değişik bir mırıldanma çıktı Drakula'nın ağzından ve kanayan burnunda ki kanları elinin tersi ile sildi. "Sadece nasıl olduğuna bakmak istemiştim," dediğinde kaşlarımı çattım. "Onun nasıl olduğuna neden karışma gibi bir istekte bulunuyorsun?" diye sordu Alaz. Drakula cevap vermedi, ve ben söze girdim "Benim nasıl olduğuna bakmak için üstüme eğilmenize yada bana yaklaşmanıza gerek yok." dediğimde Alaz kaşlarını çattı ve Drakula'nın yakasına yapıştı. "Karımın yakınınında bulunmaya bir daha cesaret etme!" dedi adeta tükürürcesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALASAR 5
Teen FictionYaralasar beni çok etkiledi, ve bu yüzden bu kitabı yazıyorum. Hadi, daha ne bekliyorsun bir göz at bölümlere!