20.ÇÜNKÜ SEN BENİMSİN.

1K 27 21
                                    

Merhabaa, kitabın sonlarına yaklaşmaya başladık. İyi okumalar.



























Deniz'im hayata gözlerini açtığından beri çok mutluyum. Çünkü Deniz doğmuştu. Alaz' ın küçük hali gibiydi, Alaz'a o kadar çok benziyordu ki, inanamazsınız. Benden bu kadar güzel şeymi çıktı ya, Alaz iki yapmışım bir güzel. Yakışıklı oğlum benim. "Alaz," diyerek mırıldandım oturduğum sedyeden. Alaz başını kaldırıp bana parlak gözlerle baktı. "Efendim güzelim?" Diyince bakışlarımı camdan çekip Alaz'a baktım. "Sana çok benziyor," dedim gülerek. Alaz başını salladı, "evet çok benziyor," dedi ve ardından ekledi. "İyi iş çıkartmışız." dediğinde şok içinde ona baktım. Pis pis sırıtırken kaşlarımı çattım. İyi iş çıkarmışızmış! "Ben şimdi sana gösteririm iyi iş çıkartmış mıyız, çıkartmamış mıyız!" Diyerek arkamdaki yastığı elime aldım ve Alaz'ın kafasına indiriyordum ki havada tuttu. Bu adamın refleksleri beni öldürecek!

"Şu anda niye sinirlendin yatakta hiçte bile sinirli olmuyorsun," alayla dediklerinden sonra ağzım bir karış açık sinirle ona baktım. Madem benle oynuyorsun Alaz bey, bende oyununa eşlik edeyim. "Sende beni yatakta görünce böyle alaycı olmuyorsun aksine çok sert oluyorsun." Dediğim şey ile birlikte sırıtarak Alaz'a baktım. "Evet, seni yatakta çıplak görmek çok büyük bir zevk," AMAN ALLAH'IM BU ADAM NE DİYOR! "Pardon!" Arkadan gelen babamın sesi ile donup kaldım ve dudağımı ısırdım. Alaz'ın babama arkası dönük olduğu için babam Alaz'ın yüz ifadesini göremiyordu, ve görmesin de zaten çünkü Alaz sırıtıyordu! Babamın geldiğini zaten biliyormuş!

Alaz'a öfke dolu bir bakış attıktan sonra babama baktım yanında Aslan babamda vardı. "Hoşgeldiniz baba," dedim ve kaşlarımla karşımda duran koltuğu gösterdim. "Otursanıza," dediğimde babam öfke dolu bir nefes aldı. "Kızımı yatakta çıplak görmek büyük bir zevk, öyle mi?" Diyen babamla birlikte kaşlarımı çattım. Aslan babamında kaşlarımı çatılmıştı. "Fırat onlar evli. Aralarındaki konuşma kimseyi ilgilendirmez." Diyen Aslan babama hak verdim ama babamın siniri bununla yatışmamış olacak ki, "derhal boşanıyorsunuz." Diyince ağzım açık bakyım babama. "Bana ne diyor-" babam sözümü kesip konuşmaya başladı. "Boşanıyorsunuz dedim!" Tabi efendim. Babam şu anda hiç sağlıklı düşünmüyordu. "Fırat saçmalıyorsun şu anda, konuşturma şimdi beni!" Aslan babamın dediği şeyle babam Aslan babama döndü. "Ne konuşacaksın Aslan? Ne konuşacaksan konuş!" Babamın öfkeyle söylediğinden sonra Aslan babam sinirle konuşmaya başladı.

"Onlar evli, birbirlerini her konumda görmeleri normal. Fakat sen, sen hiç tanımadığın bir kadını yatağa atıp onu orada her vaziyette görürken, onu hamile bırakırken hiç bir şey olmadı! Şimdi çocuklara bir şey deme hakkın yok senin, onlar evli." Aslan babamın dediği şey ile babamla aynı anda yutkundum. Babam hızlı adımlarla dışarıya çıkınca Aslan babam bize baktı.

"Kızım siz babana bakmayın. Kaç yıldır kabul edemedi, biliyorsunuz. Sedef, dediğim şeyler için özür dilerim kızım. Ben gidip şu inatçı köpeğe bakayım," diyerek giden Aslan babamın arkasından bakakaldım. Ben iğrenç bir şey sonucu Dünya'ya geldim diye üzülmüyordum ama yinede özür dileme isteğinde bulundu Aslan babam.

Alaz'a döndüm ve yüzünü inceledim. Derin bir nefes aldım. "Senin yüzünden oldu hayvan herif!" Dedim ve bakışlarımı ondan çekip cama diktim. "Ben gerçeği söyledim Sedef," diyince nefesimi verdim. "Gerçeği babamın yanında söylemek yerine içinde tutsaydın şu anda babamlar tartışmayacaktı."  Diyerek gözlerimi kapattım. Bir kaç dakika sonra tıklanan kapı ile gözlerimi açtım. "Girin," dedim. Kapı açılınca içeri bizimkinler girdi.

"Annecim, sizi tebrik ederim." Annem bana sarılınca kollarımı boynuna sardım. "Teşekkür ederiz anne," Alaz'ın söylediği şey ile kıkırdayop annemden ayrıldım. "Alaz gibi yakışıklı," diyen İlayda ile şok içinde baktım. "Anne bunun ne içi var burda?" Diye fısıldadım sadece annemin duyabileceği bir ses ile. "İlayda bebeği görmek istediğini söyledi, bende bizimle gelmesini söyledim." İyi halt etmişsin anne! Kız bir güzel Alaz'a yakışıklı diyerek yürüyor!

"Teşekkürler," Alaz'a şok içinde baktım. Ne demek teşekkürler! Kıskanıyor muyum ben!? Yok ya kıskandığım için demedim yani çocuğu dokuz ay karnımda taşıyan benim teşekkür eden o! "Teşekkürler İlaydacım," dedim gizlemeye çalıştığım sinirle. "Sakar dua edelimde tüm özellikleri de Alaz enişteye benzemiş olsun," Hakan'ın dediği şeye herkes kıkırdarken ben sinirle Hakan'a baktım. "Kapat o çeneni pis Hakan!" diyerek Pare'ye bir işarrt yaptım. Pare Hakan'ın koluna yalandan vurdu. "Ahh!" Oha daha neler! Pare'nin parmağından kırılma sesi geldi! "Pare! Aşkı iyi misin!?" Hakan Pare'nin elini tuttu ve bana baktı.

"Oradan bile birine zarar veriyorsun Sedef!" Sedef ismini ya çok üzgünken yada çok sinirliyken söylemleri normalde ve şu anda sinirden kıpkırmızı olmuştu. "Pare gel eline baksınlar," Gonca Pare'nin koluna girdi ve onu yerden kaldırdı. Hakan Sare'nin elini tutup çıkarken Sare'nin sesini duydum. "Baba annemin elini kıracak kadar kaslı mısın?" Duyduğum şeyi herkes duymuş olacak ki herkes ile birlikte kahka attım. Şafak kucağında ki Venüs ile birlikte koltuğa oturdu ve Venüs'ü gıdıklamaya başladı. Venüs:ün kahkası tüm odada yayılırken Yunus kıkırdayarak Yosun'a baktı. "Anne, bende kardeş istiyorum." Diyince Yosun derin bir nefes aldı. "Canım benim... " dedi ve utandığı için konuşamadı. Atalay kahka atarak Yosun'un alnını öptü. Onlar Yunus'la konuşurken Elvan dedem ile birlikte içeri girdi. Elvan'ın elindeki kocaman poşet ile kaşlarımı çattım. "Bizim güzellik bankayı soymuş(!)" Diyen Yiğit ile Elvan kıkırdadı. "Hayır ne pankası ya poşete para konulmaz. Bence kıyafet mazasını soymuş(!)" Elvan Naz'ın dediği şey ile yanaklarını şişirdi. "Sizde iki dakika da soyguncu yaptınız Kesiciğimin Kediciğini ha," Kuzey'in dediği şey ile Elvan kahka atıp konuşmaya başladı. "Evren çaktırma ama ben gerçekten soyguncuyum!" Diyince kaşlarımı çattım. Evren şok olmuş bir şekilde Elvan'a ve elindeki poşete baktı. "Sen soyguncu olamayacak kadar küçük ve güzelsin," diyince Elvan utançla elini ağzına götürdü. Selen kaşlarını çatıp onların yanına gitti. "Bende güzel miyim?" Diyince yanaklarımın içini ısırdım.

Selen Naz ve Yiğit'e çok benziyordu. İkisinin karışımıydı bir güzel. Evren, "Sende güzelsin," dedi ve elini saçlarının arasından geçirdi. "Ben yakışıklı mıyım?" Diyince dayanamayıp kahka attım. Elvan, "çok yakılıklısın, biliyor musun sen on tane kızla evlenirsin bu yakışıklılığınla. Sonra bir sürü çocuğun olur!" Elvan'ın dediği şey ile kaşlarımı çattım. "Elvan!" Dedim kızar gibi yaparak. Evren, "o kadar çok kadınla yatacağımı sanmıyorum." Diyince Ecrin şok içinde konuştu. "Evren sen ne diyorsun!" Ah Evren Elvan da zaten çocuk nasıl yapılır diye dolaşıyordu ortalıkta sende gittin arının yuvasına bastın!


• • •





Elvan'ın çenesinden zor kurtulmuştuk. Efe kahve almak için Yosun ile birlikte odadan ayrılmıştı ve o sırada babaanne, Aslı, İshak, Eyüp, Rüzgar, Simay, Michael, Ilgaz ve Yavuz gelmişti. Ilgaz ve Yavuz doğumda burdaydı ama bir işleri çıktığımda için geri gitmek zorunda kalmışlar. Kapı açılınca içeriye hemşire girdi. Hemşire odanın içindeki kalabalığı görünce biraz şaşordı ama sonra işine dönüp bebeği içeriye sokunca gülerek Deniz'e baktım.

"Aaa, bizden önce gelmiş." Diyen Efe elindeki kahve tepsisini beyaz sehpaya bıraktı. Yosun ellerini yanağına koyarak Deniz'i izlemeye başladı. Ilgaz, "Enişte vallaha küçük Altuğ olmuş bu!" Diyince kermes kıkırdadı. "Bizde küçük Ilgazlar yapacağız," diyen Yavuz ile Ilgaz'ın utançtan her renge girdiğine şahit oldum. Hemşire bana bebek ile ilgili şeyleri söyledi ve en son emzirmem gerektiğini söyleyip odadan çıkınca Alaz Deniz'i kucağına aldı ve kokusunu içme çekip küçücük elini öptü.

"Bana bende bakacağım," Elvan sabırsızca yerinde hoplarken Alaz Deniz'i Elvan'a çevirdi. Elvan'an yaklaştı ve kardeşine baktı. "Çok tatlı," diyerek yanağını öptü. "Ve çok güzel de kokuyor." Diyince kıkırdadım. Herkes Deniz ile konuşunca en sonunda Deniz'i kucağıma aldım ve göğsümü çarşaf ile örtüp Deniz'i emzirdim. Emzirme operasyonu bitince Deniz'in kokusunu uzun uzun ile çektim. Simay, "çok tatlı bir bebek uzun ömürler diliyorum," diyerek oturuşumu düzeltti. "Amin..." diye mırıldandım.

İlayda, "Ben artık gideyim, çok güzel bir gün geçirdim. Sonra görüşürüz." Derken sadece Alaz'a baktı! Annem ayağa kalkıp İlayda'yı uğurladı. "Kıskandın mı?" Alaz'ın kulağıma söylediği şey ile başımı salladım. "Kıskandım," dedim çünkü yalan söylemenin bir anlamı yoktu. Kıskanıyordum. "Neden kıskanıyorsun peki?" Alaz bu işten baya zevk almıştı. "Çünkü sen benim kocamsın. Çünkü sen benimsin. Çünkü seni kıskanıyorum." Dedim.





























Tekrardan merhaba... Sizleri seviyorum oy ve yorumlarınızı bekliyorum, öpüldünüz!


YARALASAR 5 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin