Sabah uyandığımda yatakta uzanıyordum, kanepede ise Haru uzanıyordu. Anlaşılan dün kitap okurken uyuya kalmışım, Haru ise kanepeye geçmiş. Yataktan kalktım ve duşa girdim. Duştan çıktığımda Haru odada yoktu. Saçlarımı şekillendirdim ve aşağıya inmek için odadan çıktım.
Merdivenlerde Laura ile karşılaştım."Haru abiyi arıyorsun herhalde... Kral odasında" Kral odası mı? Cennette anneminde ayrı bir odası vardı. O odada evraklar , dosyalar ve mektuplarla ilgileniyordu.
"Ben kral odası nerede bilmiyorum bana gösterir misin Laura?" Laura bana gösterip göstermeme konusunda emin değildi.
"Aslında... İşim olmadığı için göstereceğim."
"Teşekkür ederim" şaşkınlıkla bana baktı ama cevap vermeyerek aşağıya indi. Onu takip ederek kral odasına gittik.
"Burası " diyerek gitti. Odanın kapısını çaldım.
Haru'nun yumuşak sesi duyuldu."Gir" içeriye girdim. Haru büyük bir masada oturuyordu. Önünde bir sürü kağıt vardı. Bana bakmadı bile
"İstediğim evrakları getirdin mi?... Masaya bırak" ardımdan kapıyı kapattım."İşlere ne kadar çabuk hakim oldunuz kralım"Sonunda bana baktı. Samimi bir şekilde
"Evraklar nerede Amaris hanım" dedi.
"Nereye koyduysanız oradadır." Dedim, ünlü bir anne sözüyle.
"Ne kadar zekisiniz... Bu ziyaretinizin sebebini neye borçluyuz?"
"Canım sıkıldı ondan geldim." Yüzü düştü.
"Canın sıkılmadan aklına gelmiyorum yani" Hayır geliyorsun diyemedim.
"Aa ben öyle bir şey mi söyledim? Aşk olsun" gözlerini tekrar bana kaldırdı.
"Olsun..." Masadan kalktı ve yanıma geldi.
"Bana öyle bakmayı kes senin yüzünden çalışamıyorum" kaşlarımı çattım."Bakmamın ne sakıncası var sen kralsın herkesin gözü sende olacak" bir adım daha yaklaştı.
"Bırak benim gözümde belgelerde olsun" bu ne anlama geliyordu? Sanırım ne anlama geldiği çok belliydi ama hayır öyle bir şey yok.
"Benim ne suçum var"
"Bu gün çalışamayacağım galiba" bir adım geri gittim.
"Sen en iyisi çalış... Zaten çalışmamak için bahane arıyorsun... Ben odaya çıkacağım" sanki yanlış bir şey söylemişim gibi yüzüme baktı.
"Bunda bahane falan yok çok ciddiydim."
Odadan çıktım ve Haru'nun odasına gittim. "Kitap okuyayım bari"diye düşünerek kitabımı açtım ve okumaya başladım. Daha doğrusu Haru ile dün okuduğumuz kitabı okumaya başladım.
Bakalım zamanla işler ne hale gelecek? Umarım kız kalbinin sesini duyar...
Kapı çalındı , kapıyı açtım. Lucy kapının önünde duruyordu ve gıcık gülümsemesini takındı. "Yenge yemek vakti"
"Teşekkür ederim Lucy geliyorum." Şaşırmıştı.
"Teşekkür mü? O ne be yeniyor mu?" Ne yenmesi be
"Aynen yeniyor çok güzel bir yemek" Lucy daha da şaşırdı.
"Yemeği sen mi yapmak istiyorsun?" Oflayarak yanıtladım.
"Hayır istemiyorum"
Lucy "Zaten hizmetliler yaptı yemeği"dedi.
"Lucy sen aşağıya in ben de geliyorum" kapıyı yüzüne kapattım. "Bu çocukta bir sorun var herhalde çok acıkmış" aşağıya indim. Haru baş köşede oturuyordu bir kral gibi gerçi zaten kraldı. Haru'nun yanına oturdum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Melezim
FantasíaAmaris krallığında annesi ile beraber mutlu mutlu yaşarlar ama bir gün annesinin aldığı bir kararla birlikte Amaris'in tüm hayatı değişir.